CHP'den görüşme açıklaması: Ulusal çıkarlarımızı ilgilendiren hiçbir sorun çözülmedi

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Faik Öztrak CHP PM Toplantısı'nın ardından açıklama yaptı.  Öztrak, "Ulusal çıkarlarımızı ilgilendiren hiçbir sorun çözülmemiştir. Saray sosyetesi çok mutlu. Bu mutluluğun sebebi nedir?" diye sordu. 

Öztrak'ın açıklamaları şöyle:

Malesef bu hakaret dolu kağıt parçası orta yerde durmaktadır. ABD Başkanından özür ve pişmanlık ifadesi duymadık. Sorunlar hala ortada durmaktadır.

fetöyle ilgili herhangi bir gelişme yoktur. f35 ve s400 meselesi ortadadır. Halkbank davası hala demokrasi kılıcı gibi beklemektedir. Ama ABD suriyedeki petrol bölgelerini aldım diyor. Bu durumda suriyedeki toprak bütünlüğü ne oluyor? ABD suriyeli mülteciler konusunu AB'ye bırakmıştır. 

Bu seyahat ilişkilerimizin düzelmesini değil, siyaseten sıkıntılı ilişkisi olan 2 kişiyle ilgilidir. Erdoğan Trump ile ilişkisini kurtarmıştır. Uçan saraylarla ABD'ye gidip lüks otellerde kalınmış ; fatura 82 milyonun üzerine bırakılmıştır. 

AKP Genel Başkanı Erdoğan verdiği sözü tutacak mı önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ülke ekonomisinin durumu ortada. Bu ziyaret başka skandalları göz önüne sermiştir. Milletin vergileri dış politika hataları için harcanmamalıdır. 


 Erdoğan basın toplantısında teröristleri iade ettiklerini söylemiş aynı şeyi Trump'tan istemiştir. Bu teröristler kimdir? 

Görüşmeye dair zabıt tutuldu mu? Beyaz Saray'da malesef ayakta kalan kendisine sandalye dahi verilmeyen Dışişleri Bakanı'ndan bekliyoruz. 

Ulusal çıkarlarımızı ilgilendiren hiçbir sorun çözülmemiştir. Saray sosyetesi çok mutlu. Bu mutluluğun sebebi nedir? Bu bize şunu gösteriyor: Sarayın gündemi milletimizin gündeminden farklıdır. 

 

MİLLETİN GÜNDEMİ BOŞ TENCERE, SARAYIN GÜNDEMİ OSMANLI’DA OKUR-YAZARLIK ORANI


Milletimizin gündeminde; boş tencere, ödenemeyen çek ve senetler, haciz konan maaşlar, işsizlik ve öldüren çaresizlik var. Sarayın gündemindeyse Osmanlı’da okur-yazarlık oranı ve kendi ucube rejimini ülkemizin kurtuluş ve kuruluş dönemiyle karşılaştırma hadsizliği var. Biz en doğrusunun bu ipe sapa gelmez sözleri milletimizin vicdanına havale etmek olduğunu biliyoruz. Elbette Osmanlı bizim tarihimizin bir parçasıdır. Aksini söyleyen de yoktur. 100. Yılını birkaç yıl sonra kutlayacağımız cumhuriyetimiz ise Osmanlı’nın son iki yüzyılındaki çürüme ve çöküşüne milletimizin bulduğu çarenin adıdır.

 

EKONOMİYLE BİRLİKTE TOPLUM DA ÇÖZÜLÜYOR

 


Türkiye ekonomisiyle beraber toplumumuz da çözülüyor. Açlık, yoksulluk, çaresizlik, umutsuzluk milletimizin dört bir yanını sarıyor. Karamsarlıkla yaşam sevincimiz sönüyor. Çaresiz kalıp aramızdan ayrılan bu aileler ve küçük yavruları aslında toplumumuzun bir parçası. Bizim parçamız. Komşumuz, arkadaşımız, dostumuz… Onlarla beraber bu toplumun vicdanı ve bizi biz yapan değerlerimiz de ölüyor. Artık sözün bittiği yerdeyiz. Ama sarayın gündeminde milletimiz ve onun çaresizliği hiç konuşulmuyor.

 


KİMİN PARASINI KİME VERİYORSUNUZ?

 

Beyler, Suriyelilere 40 milyar dolar vermişler bir 40 milyar dolar daha verirlermiş. Peki bizim insanlarımız orada dururken, kimin parasını kime veriyorsunuz? Kime sordunuz da veriyorsunuz? İktidar milletin derdine borçla çare olurum zannediyor. Yine en son asgari ücretliye ucuz konut kredisi vermeyi öneriyor. Bunun bir tedbir olması mümkün değil. Asgari ücretlinin borç alacak hali kalmadı ki. Onun için asgari ücretliyi daha fazla borca batırmak yerine asgari ücreti nasıl arttırabiliriz bunun hesabını, kitabını yapsınlar.

 


AİLELERİN BORCU 6,6 MİLYAR TL’DEN 538 MİLYAR TL’YE ÇIKTI

 

Millet zaten borca battığı için çaresiz. 2002 yılında AK Parti iktidara geldiğinde ailelerin bankalara borcu 6,6 milyar liraydı. Bunların devri iktidarının sonunda ailelerin bankalara olan borcu 538 milyar liraya çıktı. Bu borç, yeni borçla ödenmez. Bu borç ailelerin gelirini arttırarak, ailelere iş bularak, gençlere iş bularak ödenir. Şeyh Edebali ne güzel söylemiş “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın”. Devlet, insanlarımızı yaşatacak tedbirleri almak zorundadır.

 

TRUMP HAKARET, ERDOĞAN TAKDİM EDİYOR


AK Parti Genel Başkanı, tüm uyarı ve ikazlarımıza rağmen, 13 Kasım’da ABD’ye gidiyor. Cumhurbaşkanı koltuğunda oturan AK Parti Genel Başkanı’nın şahsında, ABD Başkanı’nın milletimize hakaretler içeren kâğıt parçasının kabul edilemez olduğunu bundan önce defalarca söyledik. Bu kâğıt müsveddesi geldiği gibi geri gönderilmeden ve gerekli özür dilenmeden Beyaz Saray’da böyle bir görüşmenin yapılmasını doğru bulmadığımızın da altını çizdik. Milletimizin şan ve şerefine yapılan hakaretler orta yerde duruyor. Bununla ilgili Trump’tan herhangi bir özürde duymadık. Ama Cumhurbaşkanı, uçan sarayına atlayıp Washington’a gitmeye ve mektubu Trump’a Beyaz Saray’da, tırnak içinde söylüyorum kendi sözleri bunlar “takdim etmeye” karar vermiş görünüyor. Ne demek takdim etmek? Trump hakaret ediyor, Erdoğan takdim ediyor. Bu nasıl bir teslimiyet? ABD’ye gitmekte bu kadar ısrarın sebebini anlamak mümkün değil.

 


TRUMP’LA FOTOĞRAF ÇEKTİRİP GELMEYİN

 

Madem bizleri dinlemeyip gidiyorsunuz, bari bu seyahati milletin hakkını korumak için değerlendirin. “Trump’la görüşür her şeyi çözeriz” anlayışıyla yapılacak bir ziyaretten, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ülkemiz adına olumlu bir netice almak mümkün değildir. Daha önce çok defalar söyledik. ABD’de son derece güçlü bir kuvvetler ayrımı vardır. Sadece ABD Başkanı’nı görmek yetmez. Temsilciler Meclisi’nden, senatosuna ve düşünce kuruluşlarına kadar ciddi, onları etkileyecek bir kamu diplomasisi projesinin yürütülmesi gerekir. Bu ziyaret, eğer çok geç kalınmadıysa ABD halkını etkileyebilecek bir kamu diplomasisiyle Türkiye’nin tezlerini anlatmak için kullanılmalıdır. Bu seyahatin amacı Trump ve ailesiyle Saray’da bir aile fotoğrafı çektirmek olmamalıdır. Bizim Saray sosyetesi oraya Beyaz Saray labirentlerinde dil dökmeye gidiyorsa bunun milletimize hiçbir faydası olmayacaktır.

 

YENİ BİR TEHDİT MEKTUBU İDDİASI

 

Son olarak; basına yansıyan bilgilere göre Trump’ın Erdoğan’a S-400’lerle ilgili yeni bir tehdit mektubu gönderdiği söyleniyor. Bu doğru mudur? Doğruysa bu mektubu ne yapacaksınız? Biz saray yönetimini, ülkemizin ve milletimizin onurunu bir kere daha ayaklar altına aldırmamaları konusunda, son kez uyarıyoruz. Şimdi sorularınız varsa alabilirim. İsimleriniz ve kurumlarınızla, tek tek lütfen…