• Nevavprestij
POLİTİKA Haber Girişi : 30 Mayıs 2020 16:51

CHP'li Girgin: İktidar kadın cinayetlerinin önlenmesinde üzerine düşeni yapmıyor

CHP'li Girgin: İktidar kadın cinayetlerinin önlenmesinde üzerine düşeni yapmıyor
2019 yılında 474 kadın, erkek şiddeti sonucu hayatını kaybetmiştir. Bu son 10 yılın kadın cinayetleri açısından en yüksek rakamıdır. 2020’nin son 4 ayında ise 98 kadını erkek şiddeti sonucu kaybettik. 

CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, TBMM Başkanlığı’na sunduğu araştırma önergesiyle, kadına karşı şiddete ve kadın cinayetlerine karşı daha güçlü çözümler oluşturulması; kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddetin toplumsal, ekonomik, hukuki boyutlarının kapsamlı bir şekilde incelenmesi için Meclis araştırması açılmasını istedi.

Girgin şunları söyledi: “Kadın cinayetleri ülkemizin kanayan yaralarından biri haline gelmiştir. Kadın cinayetlerinde kadınlar sırf kadın olduğu için erkek şiddeti tarafından öldürülmektedir. İşlenen kadın cinayetlerine paralel olarak kadına şiddet her düzeyde artmıştır. 

voyage otel

2019 yılında 474 kadın, erkek şiddeti sonucu hayatını kaybetmiştir. Bu son 10 yılın kadın cinayetleri açısından en yüksek rakamıdır. 2020’nin son 4 ayında ise 98 kadını erkek şiddeti sonucu kaybettik. 

Kadına yönelik şiddetin çeşitli boyutları vardır: fiziksel şiddet, psikolojik şiddet, ekonomik şiddet, dijital şiddet, cinsel şiddet. Bu boyutların her biri ile kapsamlı bir mücadele gerçekleştirilmelidir.”

"KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR"

İktidarın kullandığı dilin kadını aşağılayan bir dil olduğunu belirten Girgin siyasette kadını eşit yurttaş olarak gören bir dile ihtiyacın aciliyetini vurguladı. 

Girgin şöyle devam etti: “Kadın cinayetlerini kadına yönelik şiddetle bir ele alan bütüncül bir bakış ile mücadele etmeliyiz. Bu noktada, Anayasamızın sosyal devlet ilkesi gereği, kadınların erkek şiddetinden, yoksulluktan çaresizlikten dolayı ihtiyaç duyduğu her noktada kamu idaresi üzerine düşeni yapmalıdır. Kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddetin önlenebilmesi için iktidarın yetersiz kaldığı açıktır. Bu noktada, 6284 sayılı Kanun’un ve İstanbul Sözleşmesi'nin önemini bir kez daha vurgulamak istiyoruz.”