• Nevavprestij
POLİTİKAHaber Girişi : 26 Şubat 2025 19:07

Adalet Komisyonu Başkan Yüksel:

Adalet Komisyonu Başkan Yüksel:
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, "Filistinli halkın topraklarından zorla çıkarılmasıyla, tarihteki benzer trajedilerin bir tekrarı olma riski t

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, "Filistinli halkın topraklarından zorla çıkarılmasıyla, tarihteki benzer trajedilerin bir tekrarı olma riski taşımaktadır. Hem hukuki hem de etik açıdan, bu tür bir yaklaşımın kabul edilmesi, uluslararası hukukun ihlali anlamına gelir ve savaş suçları kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır" dedi.

voyage otel

 

 


Yüksel, TBMMde basın toplantısı düzenledi. Hocalı katliamının 33. yıl dönümünde hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet dileyen Yüksel, "2 devlet tek millet anlayışı her daim bir ve beraber olduğumuz Azerbaycan halkına buradan taziyelerimizi iletiyoruz. Hocalıda ve Bosnada yaşanan soykırımın izlerini hala derinden yüreğimizde hissetmekteyken bugün Gazzede de benzer trajediler yaşanmaktadır. Gazzede tarih insanlık adına kara bir leke olan bu acıları bize tabii bir kez daha hatırlatmaktadır. İsrailin Gazzedeki soykırım eylemleri savaş suçları ve insanlığa karşı suçları uluslararası hukuk ihlalleri sadece artık bölgesel bir sorun olmaktan ziyade küresel bir insanlık sorunu haline gelmiştir" ifadelerini kullandı.
Yüksel, "Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi tarafından bildirildiği üzere 7 Ekim 2023ten günümüze kadar biliyorsunuz en az 48 bin 339 Filistinli hayatını kaybetmiş ve 111 bin 753 kişi yaralanmıştır. Birleşmiş Milletlerin tepkisi ise eylemsizlik yoluyla kurumsal suç ortaklığı örüntüsü olarak tanımladığımız bir durumla karakterize edilebilir. Çözüme yönelik anlamlı bir eylemi engellemek için veto gücünün defalarca kullanılması, Güvenlik Konseyinin uluslararası barışıklık koruyucusu olmaktan ziyade devam eden insan hakları ihlallerine göz yuman bir araca dönüştürmüştür. Diğer krizlere yönelik hızlı uluslararası tepkiler ile Filistin konusunda yaşanan belirgin felç durumu arasındaki çelişki aslında oldukça dikkat çekicidir" şeklinde konuştu.
Yüksel, "Uluslararası adaletin önündeki iki önemli tehdit, özellikle Trumpın Gazzedeki yerinden edilme planı ve Uluslararası Ceza Mahkemesine yönelik yaptırımlar uygulayan kararnamesi olarak öne çıkmaktadır. Bu gelişmeler, uluslararası hukuk çerçevesinde adaletin sağlanmasını zayıflatan, güç dengesizlikleri oluşturan ve hesap verebilirliği tehdit eden ciddi engeller oluşturmaktadır. Trumpın yakın zamanda açıkladığı Filistinlileri Gazzeden zorla yerinden etme planı, uluslararası hukuk açısından ciddi bir ihlali teşkil etmektedir. Profesör John Quigleyin belirttiği gibi, bu plan yalnızca bir politika önerisi olmanın ötesine geçerek, açıkça Cenevre Sözleşmeleri ve Roma Statüsü uyarınca savaş suçu işlenmesine yol açabilecek bir eylem potansiyeline sahiptir. Profesör Susan Akramın vurguladığı üzere, zorla yerinden edilme, Roma Statüsünün 8. Maddesi uyarınca savaş suçu ve 7. Maddesi uyarınca insanlığa karşı suç olarak tanımlanmaktadır. Yerinden edilme, aynı zamanda etnik temizlikle ilişkilendirilen, sivillere yönelik sistematik bir şiddet biçimi olarak kabul edilmektedir. Bu bağlamda, Trumpın planı yalnızca Filistinlilerin haklarını ihlal etmekle kalmayacak, aynı zamanda uluslararası toplumun bu tür suçlara karşı verdiği mücadeleyi ciddi şekilde sarsacaktır. Özellikle bu planın, 1948de başlayan ve zaman içinde sistematik bir şekilde Filistinli nüfusun yerinden edilmesine dayalı politikayı sürdürme ve genişletme amacı taşıması, uluslararası toplum için daha büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Bu durum, Filistinli halkın topraklarından zorla çıkarılmasıyla, tarihteki benzer trajedilerin bir tekrarı olma riski taşımaktadır. Hem hukuki hem de etik açıdan, bu tür bir yaklaşımın kabul edilmesi, uluslararası hukukun ihlali anlamına gelir ve savaş suçları kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır" diye konuştu.