Adalete bak: Hem davalının hem de davacının avukatı

  • Nevavprestij

Bir okurumdan gelen ve Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen bir 'evrakta sahtecilik'
davası hakkında aldığım mektup çok ilgi çekiciydi. İlgi çekici olmasının yanında çok da düşündürücü…
Mektubu yollayan okurum 12 yıldır Yargıtay yolunu suyolu eden sahte reçete davasının üzerinin
kapanmasını istemiyor. Ve olayın kamuoyu tarafından bilinirse üstünün kapatılamacağını düşünüyor.
Haksız da değil. Çünkü buna benzer birçok olay hakkında kamuoyu oluşmasının ardından ilgili kişilerin
bir nebze de olsa adalet önüne çıkarılarak cezalandırıldığına zaman zaman tanık oluyoruz.
Aslında olay tam Aziz Nesinlik… Bu arada Aziz Nesin’i selamlamadan da geçmek olmaz.
Mektupta Kocaeli’de yayın yapan bazı yerel gazetelerin; AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da
avukatlığını yaptığını ileri süren, sahte reçete davasında yargılanan Sinem Çokan’ın avukat olan, aynı
zamanda AKP’den iki dönem Kocaeli milletvekili adayı olan Halit Çokan’ın baskılarına rağmen
yayınlarına devam ettiğini de belirtiyor.
SGK’nın henüz otomasyon sistemine geçmediği 2000’li yıllarda ilaçlar doktorlar tarafından sağlık
karnelerine yazılmaktaydı. Bu karneler kimi zaman eczanelere bırakılıyordu. İşte o sırada bazı uyanık
eczacıların, bu durumu suistimal ederek kendilerine bırakılan sağlık karnelerine bazı ilaçları hastalara
verilmiş gibi gösteren sahte evraklar düzenleyerek SGK’nın üzerinden yüz binlerce liralık haksız kazanç
elde ettikleri iddia ediliyordu.
Bu iddialar üzerine SGK müfettişlerinin şüpheli gördükleri binlerce eczane üzerinde yaptıkları
incelemeler sonucu, birçok eczanenin evrakta sahtecilik yaptığı anlaşılmış bunun üzerine de SGK
konuyu yargıya taşımıştı.
Okurumun gönderdiği mektuptaki iddiaya göre “SGK müfettişlerinin şüpheli olarak gördüğü ve
yaptıkları incelemeler sonrası sahte evrak düzenleyerek SGK’yı zarara uğratıp haksız kazanç elde ettiği
tespit edilen “Çokan Eczanesi” sahibi Sinem Çokan’ın hakkında evrakta sahtecilik davası açılıyor.”
İddiaya göre 12 yıldır Yargıtay yolunu suyolu eden davanın avukatlığını da AKP’li Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın avukatlığını yaptığını ileri süren AKP’li eşi avukat Halit Çokan.
İşe bak, Halit Çokan bu arada SGK’nın evrakta sahtecilik yaptığını ileri sürdüğü Sinem Çokan’ın davası
devam ederken SGK’nın da resmi avukatı oluyor.
Yukarıda da dedim ya, olay tam Aziz Nesinlik.
Hadi, Halit Çokan’ı anladık.
Peki, Kocaeli Barosuna ne demeli…
Söz konusu davayı 12 yıldır Kocaeli halkının takip etmesine ve bütün baskılara rağmen bölgenin yerel
gazeteleri takdire şayan bir şekilde Kocaeli'yi konu hakkında bilgilendirmelerine rağmen Kocaeli
Barosu, bu etik dışı davranışa nasıl sessiz kalıyor.
Yazıya başlarken de söylediğim gibi olay, ülkemdeki adalet ve hukuk açısından çok düşündürücü…


İŞTE O MEKTUP

AKP'Lİ AVUKATIN EŞİ İÇİN MAHKEMEDEN ZAMAN AŞIMI ISRARI

Eczanelerde sahte reçeteler düzenlendiği ihbarları üzerine SGK Müfettişleri sıkı bir denetime giriyor ve
2010 yılında Kocaali’de 11 Eczacı hakkında savcılığa sahte reçete düzenlemek suretiyle resmi belgede
sahtecilik yaparak SGK'yı zarara uğrattıkları gerekçesiyle suç duyurusunda bulunuluyor.
Bu 11 Eczacıdan bir tanesi Çokan Eczanesinin sahibi Sinem ÇOKAN. Eşi Avukat Halit ÇOKAN,
Kocaali’de AKP'nin iki dönem milletvekili adayı üst düzey İl Yöneticisi… Ve kendini sürekli
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı olarak tanıtıyor.
2010 yılında Kocaeli 1.Ağır Ceza Mahkemesinde başlayan yargılamaya eşinin avukatı olarak katılıyor.
Mahkeme sanıklara Beraat veriyor, Yargıtay adına reçete düzenlenen kişileri mahkemeye çağırıp
incelemeden karar vermen hatalı diyerek beraat kararını bozuyor. İkinci kez yerel mahkemeye
getirilen dosya uzun süre eksiklikler tamamlanamadan bu sefer 2017 yılında ZAMANAŞIMI gerekçesi
ile düşme kararı ile sonuçlanıyor.
Dosya 2. kez Yargıtaya gidiyor ve bu sefer Yargıtay zaman aşımı yok, dosyadaki eksiklikleri tamamla
ve hüküm tesis et diye dosyayı yeniden Kocaeli Ağır Ceza mahkemesine gönderiyor.
Bu aşama eşi SGK'nın şikâyetiyle yargılanan Avukat Halit ÇOKAN SGK'nın açtığı avukatlık sınavını
şaibelidir şekilde kazanarak SGK'ya avukat oluyor.
Yani hem SGK'yı dolandırmakla yargılanan eşinin avukatı - hem şikâyetçi SGK'nın Avukatı haline
geliyor?
Bu etik midir? Bu ahlaki midir?
Yargıtayın eksikleri incele ve karar bağla dediği dosya 1 sene yine oyalanıyor ve Yargıtay zaman aşımı
yok eksikleri tamamla ve hüküm kur demesine rağmen tekrar ZAMAN AŞIMI gerekçesi ile düşürülüyor.
Ve savcılık itiraz ediyor dosya şu an 3. kez Yargıtay'da.
Bu aşamada hak kazandırıcı zaman aşımı nedeniyle büyük ihtimalle Yargıtay da artık dosyayı iade
edemeyecek ve ONAMAK zorunda kalacak.
Bir sahte reçete davasının 12 yıl sonuçlandırılamaması normal bir iş olabilir mi?
Kendisini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı olarak tanıtan bir kişinin Hem SGK'yı dolandırmaktan
yargılanan eşinin avukatı hem SGK'nın avukatı olması kabul edilebilir bir şey midir?