Duruşmanın ardından köylüler ve avukatları açıklama yaptı. Davanın hukuksuz olduğunu söyleyen İkizköylüler, “Hem suçlu hem güçlüler tarafından açılan bu tür davalarla mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Milas 4. Ceza Mahkemesi’nde çevre ve doğa adına hukuki bir zafer kazanıldı. Limak Holding ve IC Holding’in ortak iştiraki YK Enerji’nin maden sahasını genişletmek için ormanı talan etme sürecine direnen köylülere farklı baskı yöntemleri kullanıldı. Bunlardan en önemlilerinden birisi de ormanı savunurken darp edilen Ahmet Tatar ve İkizköy Mahalle Muhtarı Nejla Işık'a "Ormanı işgal ve ormandan faydalanma" suçlamasıyla açılan dava idi.
Davanın ilk duruşması Milas 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Savcının ceza verilmesi talebine karşın mahkeme Işık ve Tatar ile ilgili beraat kararı verdi. Işık ve Tatar’a; “Ormanı işgal ve ormandan faydalanma” suçlaması yöneltilmişti. Söz konusu işgal ise 4 metrekarelik nöbet çadırı ile gerçekleşmiş. Duruşmaya (dayanışma için) katılımın yüksek olması mahkemeyi de etkiledi. Duruşmada gizlilik kararı olmamasına karşın, mahkeme salonuna izleyici ve basın alınmadı. Mahkemenin bu tavrı tepkilere ve gerginliğe neden oldu.
“Türkiye’de Yargı Diye Bir Şey Yoktur”
Duruşma öncesi köylülerin avukatlarından İsmail Hakkı Atal yaptığı açıklamada; “Trajikomik bir dava. Çünkü şirket ormanı keserken, bizim ormanı korumak için kurduğumuz dört metrekare çadır ‘ormana tecavüz etti’ diye dava açılıyor. Limak yan tarafta 760 dönüm ormanı kesiyor. Orman mı kaldı? Ormanı bırakmadınız! Biz ormanı sizden korumaya çalışıyoruz. Bu artık kelimelerle ifade edilemeyecek kadar absürt, komik ve Türkiye’de yargının ne hale geldiğini gösteren bir davadır. Türkiye’de yargı diye bir şey yoktur. AKP’nin hakimleri ve AKP’nin savcıları vardır. Tamamen göstermelik ve şekli bir yargılama yapmakta ve yukarıdan AKP Genel Merkezi’nden aldıkları talimatlarla halkın muhalefetini bastırmak ve korkutmak için böyle uyduruk davalar açmaktadırlar. Öfkemiz taşıyor artık” ifadelerini kullandı.
İkizköy Muhtarı Nejla Işık ile birlikte yargılanan diğer köylü Ahmet Tatar ise,bölgede kolluk kuvvetlerinin şiddet uygulandığını dile getirerek; “12 Eylül sabahı dramatik bir gündü. Komando, jandarma bir de buna ilave olarak Milas Jandarma Güçleri, resmi kıyafetlerle operasyon yaptılar. Şirketle iş birliği içerisinde bir operasyon yaptılar. Alandan bizi uzaklaştırarak alanı, kendileri işgal ettiler. Kullandıkları konteynerlerin üzerinde bir şeyi unutmuşlar. Şirketin YK Enerji’nin (Limak ve İştaş'ın) metal etiketlerini konteyner üzerinde sökmeyi unutmuşlar. Ve bu da operasyonun aslında günler önceden planlandığını ve o gün uygulamaya geçirildiğini gösteriyor. Ama asıl yargılanan bizler değiliz. Yargılanan Akbelen mücadelesi” diye tepki göstererek mücadeleye devam edeceklerini vurguladı. Hatırlanacağı üzere Akbelen’de vatandaşların kimlik bilgilerini alan Jandarma, Akbelen’de inceleme için bulunan CHP milletvekili Mahmut Tanal’dan kaçmıştı. Tanal ile jandarma arasında (jandarmanın elindeki listeyi almak için) bir süre kovalamaca yaşanmış ve o ilginç anlar medyada geniş yer almıştı.
“Hukuk Yoksa, Sokak Var”
Duruşma öncesi dayanışma için toplanan çok sayıda köylü, sivil toplum örgütü, çevreci Milas Adliyesi’ni adeta miting alanına dönüştürdüler. Milas Belediye Başkanı Fevzi Topuz’da adliyeye yargılanan köylülere destek için gelenler arasındaydı. Taşınan dövizler içerisinde; “Hukuk Yoksa, Sokak Var” dikkat çekici olanlarındandı. Muğla’nın önemli aktivistlerinden ve İasos Mahalle Meclisi Sözcüsü Hülya Scobie; “Burada duygusal olduğu denli ders çıkarılması gereken anlar yaşadık. Davanın 5 saat sürmesi zaten manidardır. Bu kararlar kolay verilmiyor. Nedeni malum. Rehavete kapılmamamız gerek. Bu yeni bir planla karşımıza çıkmayacakları anlamına gelmez. Rant büyük olunca; oyun da, kullanılan araçlar da büyük oluyor. Ama ne olursa olsun; bizler birlik ve dayanışmamızı sağlayabildiğimiz ve bunu haklılığımızla perçinleyebildiğimiz de tüm olumsuzluklara karşın kazanıyoruz. Dikkat edersek Muğla’da, İasos’ta, Akbelen’de, Menteşe’de, Güllük’te, Bodrum’da son sözü güçlüler değil; hep direnenler söylüyor. Birleşeceğiz, örgütleneceğiz, direneceğiz. Dayanışma ile de kazanacağız” görüşlerine yer verdi.
Milas Adliyesi’nde Mutluluğun Resmi…
Destek için Milas Adliyesi’nde bulunan Bodrumlular’ın duyarlılığı da gözlerden kaçmadı. Bodrumlu ressam Eray Mutlu Asal; “Hani Nazım; ‘Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin’ diyordu ya… Burada evet mutluluğun kalıcı bir resmi yapılmasa da, tuvale mutluluk adına önemli bir renk atıldı. Sanatçı yaşadığı çağa ve topluma karşı sorumludur. Beni bu mutlu serüvene biraz da bu duygu sürükledi. Sanat hayatın yansıması ise hayat az önce duruşma salonunun içerisi idi. Akbelen ormanıdır, zeytindir, kuşların yuva yaptığı çam ağacıdır. Ama en önemlisi hayat, yaşadığımız çağda kötülüklere teslim olmamaktır. İyi, haklı, doğru olandan yana olmaktır. Bizler hayatı, onlarsa ölümü savunuyor. Akbelen’de de, termik santrallerde de, Cennet Koy’da da bu farklı değil. Hayattan vazgeçmeyeceksek, mücadeleden de vazgeçmeyeceğiz. Bugün beraat eden iki arkadaşımıza adettendir, ‘Geçmiş olsun’ dileklerimi iletiyorum. Henüz yolumuz uzun. Bu ışıltılı ve zorlu yolu birlikte dayanışma ile yürüyeceğiz” ifadelerini kullandı. Duruşmada beraat eden Akbelen direnişçisi ve İkizköy Muhtarı Nejla Işık da; “Bugün Milas Adliyesi'nde başta bizleri Akbeleni savunan avukatlarımıza yine bizleri her zaman olduğu gibi bugün de yalnız bırakmayan tüm dostlarımıza, köylülerimize ,Muğla barosu avukatlarına uzaktan yakından gelen herkese çok teşekkürler. Birliğimiz ve dayanışmamız kazandı. Akbelen umut oldu. Bu daha başlangıç. Mücadeleye devam. Yaşasın dayanışmamız” dedi.