Evrensel'de yer alan habere göre, 30 yıldır müzik sektöründe yer alan 49 yaşındaki Cumhur Özcan da pandemiyle birlikte yaşamı altüst olan müzisyenlerden biri. Eşi ve bir çocuğuyla yaşayan Özcan diğer birçok müzisyen gibi işsiz kalınca ilk olarak enstrümanını satmış, evini kirası daha uygun bir yere taşımış ve iş aramaya başlamış. Bir dönem moto kuryelik yapan Özcan geçirdiği kaza sonrası yine işsiz kalmış. Normalleşme ile yeniden kendi mesleğini yapmak isteyen Özcan ile yaşadıkları sorunları konuştuk.
Özcan, “Pandeminin başlangıcında hazır düzenimiz vardı. Hizmet verdiğim belli işletmeler vardı. Hayatımızı idame ettiriyorduk. Ama pandemi döneminde can derdi nedeniyle insanların eğlencesi en sona itildi. Pandemide işlerimiz bıçak gibi kesildi. Günlük kazancımızla ailemizi geçindirdiğimiz için biz de etkilendik. Elimizdekileri tüketmemek için ne kadar dirensem de olmadı. 6 sene ikamet ettiğim, çalıştığım yer kapanınca, oturduğum yerden de taşındım” dedi.
"MÜZİK SEKTÖRÜ BİTİNCE MOTO KURYE OLARAK ÇALIŞTIM"
Pandemiyle birlikte işsiz kalan Özcan, moto kuryelik de yaptığını söyleyerek, “Getir firmasına girdim ama başladıktan 15 gün sonra kaza geçirdim. 1 buçuk ay ayağım alçıda kaldı. Pandemide yerinizi yurdunuzu değiştiriyorsunuz, başka iş mecburiyeti yaşıyorsunuz. İnsanın ekmek alamadığı zamanlar oluyor. Biz bu duruma bilerek mi düştük, hayır. Zaten pandemiye yönetimsel açıdan asla hazır değildik” diye konuştu.
Her tür sorun karşısında etkilenenlerin başında müzisyenlerin geldiğini ileri süren Özcan, “İlk sekteye uğrayan sektörüz. Ama müzisyenler dışında aileleri ve bu sektörde çalışanlar var. Aslında milyonları kapsayan sektör. Sadece şahsi olarak düşünmüyorum genel olarak müzisyenlik şu anda en itilmiş meslek haline geldi. Birçok müzisyen sahip olduğu enstrümanı, satmak zorunda kaldı. Bu süreçte elimdeki her şeyi sattım. Kiram, faturalarım, ailemin geçimi derken. Sadece giden enstrüman değildi, güven gitti, onurumuz ayaklar altına alındı ama en önemlisi canlar gitti” dedi.
"KİRAMIZI ÖDEYEMEDİK, 1 YIL DÜKKANDA KALDIK"
1 Haziran itibariyle birçok işletmenin açıldığını hatırlatan Özcan, mali olarak koşulların kendisini 10 yıl öncesine götürdüğünü söyleyerek, “Daha ileri noktaya taşınmamız gerekirken, 20 yıl öncesinin orgunu kullanmak zorunda kalıyorum. Ben kaybettiğim enstrümanlar için daha iyi çalışmayacağım, ailem, evladım için daha iyi noktaya gelebilmek için çalışacağım” diye konuştu.
Ev kirasının 800 TL olduğunu söyleyen Özcan, “Gelen zamlarla aynı şekilde kullansanız da faturalar bir anda fırlıyor. Ayda bir tüp değiştiriyorsunuz. 3 kişilik ailenin kahvaltı masrafı minimum 20-30 TL. Gün içerisinde harcamalarımız var, sadece gidiş geliş bile masraf. 100-150 lira günlük masrafımız oluyor. Biz asgari ücretin altının da altında yaşıyoruz. Kiramızı ödeyemeyince, dükkanda kaldık. Ekonomik krizin getirdiği sonuçlardan dolayı ailemle 1 yıl dükkanda kalmak zorunda kaldım, yeter ki başımı sokacak bir yer olsun diye. Evden çıkmak zorunda kalınca cihazları satmak da yeterli gelmiyor. Kızım 1 ay eğitim alamadı” diye konuştu.
"MÜZİSYENLERİN HAKLARINI KORUYAN YASA OLMALI"
20 yıl önce organizasyon işleriyle de uğraştığını belirten Özcan, “Bu iktidar dönemine başlarken elimde 5 düğün organizasyonunu idare edecek enstrümanım vardı, firmam vardı. Bu 20 yıl içinde hepsi eridi” diyerek pandemi döneminde dayanışmanın da önemine vurgu yaptı. Özcan son olarak, “Tam anlamıyla birleşme yok, bunu sağlamak için dernekler konfederasyonu olması lazım. Daha geniş bir birlikteliğe ihtiyaç var” dedi.
Bu arada kademeli olarak “Normalleşme” sürecinde düğünlerle ilgili durumun netlik kazanamadığını belirten Özcan, “Düğünlerin yapılıp yapılmayacağı da net değil. Onun dışında saat sınırlaması daha yukarı çekilmeliydi. Nikah merasimleri de 100 kişi ile sınırlandırılacakmış, peki bu serbestlik bizi kurtaracak mı? Tüm müzisyenler iş kaygısında. Müzik sektörü için kalıcı ve ivedilikle özel bir yasa çıkarılmalı. Müzik sektörünün haklarını koruyan bir yasa muhakkak olmalı. Müzik susturuldu, susmasın” diye konuştu.