Otelin daha önce han olarak kullanıldığını ve tarihi olaylara tanıklık ettiğini vurgulayan Çamtaş, “Bu otel Cumhuriyet gördü, savaş gördü. Ben tarihi seviyorum. Bu tarihi binayı elimden geldiği kadar korumaya çalışıyorum. Mal sahibi ‘bir tadilat yapacağım’ diyor fakat tadilattan sonra aynı özelliği taşıyabilecek mi taşıyamayacak mı bilmiyorum” ifadelerini kullandı.
Asırlık oteli görmek isteyen herkese kapılarının açık olduğunu vurgulayan Çamtaş, şöyle konuştu: “İnsanlar tarihi görsün, eskiyi yaşasın. Buyursunlar gelsinler. Benim en üzüntü duyduğum şey odalarda banyo olmaması. 5-6 tane odalı banyom olsa hem ben memnun olacağım hem gelenler memnun olacak. Odalar güzel ve temiz ama banyo yok. Bakanlığımızın bize yardımcı olmasını isterim. Ben bu oteli sağ olduğum sürece yaşatmak istiyorum.”
“Kaç yıldır buradayım unuttum”
Otelde kaç yıldır yaşadığını hatırlamadığını belirten Ayten Erkut (76), asırlık oteli çocukluğundan beri bildiğini ve çok eski olduğunu söyleyerek, “Öğleden sonra kalkarım, çocuklarıma, yani kedilerime giderim. Onları doyururum. Kaç yıldır buradayım unuttum. Otel çok iyi. Burada muhafaza altındayım. Allah koruyor beni ama bu otel bir vesile. Rahat yatıyorum, rahat uyuyorum. Aklıma hiç kötülük gelmiyor. Kedileri sevdiğimi biliyorlar. İstanbul’dan mama gönderiyorlar bana. Gönderenleri tanımıyorum, kedileri sevdiğimi bilenler gönderiyor” dedi.
“Otel değil ev gibi”
Kirasını ödeyemeyince eşyalarını bırakıp soluğu otelde alan Aysel Yeşilyaprak (59), “Buraya gelmeden önce kahvelerde, parklarda yattım. Burayı bana tavsiye ettiler. Bana şu an bir cennet. Yaşanacak ve gezilecek bir otel. Bana bir yuva burası. Otel değil ev gibi. Buraya gelince bir sıcaklık duydum” diye konuştu.