HABER MERKEZİ - Geçtiğimiz cumartesi günü AKP Muğla İl Kongresi ve ardından düzenlenen “Sivil Toplum Kuruluşları, Kanaat Önderleri ve Muhtarlar Buluşması”nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar Bodrum’da yankı uyandırdı.
Yerel yönetimleri hedef alan eleştiriler, ilçede farklı kesimlerden yorumlarla karşılandı. Erdoğan, konuşmasında özellikle Muğla’daki belediyelerin hizmet eksikliklerini ve yerel yönetimlerin yetersizliklerini vurgulayarak, “Muğla'nın doğal güzellikleri ve turizm potansiyeli çok yüksek. Ancak yerel yönetimler bu avantajları değerlendirme konusunda yetersiz kaldığını üzülerek görüyoruz. Biz ise Muğla'nın kalkınması ve sorunlarının çözümü için gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz,” ifadelerini kullanmıştı.
Bodrum’daki STK temsilcileri ve vatandaşlar ise bu eleştirileri farklı perspektiflerden değerlendirdi. Erdoğan’ın açıklamalarını Bodrumlularca, kaybedilmiş bir seçimin hesaplaşmasına dönük bir siyasi hamle olarak nitelendirildi.
'ERDOĞAN YETERİNCE BİLGİLENDİRİLMEMİŞ'
Erdoğan'ın açıklamalarını değerlendiren isimlerden olan Bodrumlu Gazeteci Fatih Bozoğlu, açıklamaların Muğla'nın asıl sorunlarıyla örtüşmediğini söyledi. Erdoğan'ın yerel sorunlar hakkında yeterince bilgilendirilmediğini ifade eden Gazeteci Bozoğlu, " Su sorunu ile ilgili ne kadar eksik bilgilendirildiyse, turizm konusunda da eksik bilgilendirilmiş. Bu şu anlama geliyor; Bu güne kadar Ak Parti Muğla milletvekilleri ve Ak Partili yerel siyasetçiler derslerini hiç çalışmamışlar ve Sayın Cumhurbaşkanına yeterince bilgi vermemişler ve talepte bulunmamışlar. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylemleri, yerel siyasetçiler tarafından doğru bilgilendirmediği için gerçekçi bulmuyorum" dedi.
Erdoğan'ın yerel yönetimlere yönelik eleştirisini de değerlendiren Bozoğlu, "Yerel yönetimler de aynı hükümet gibi top çeviriyorlar ve kalıcı çözüm yerine geçici popülist çözümler üreterek günü geçiriyorlar. Burada en önemli çözümün tüketicilerin tasarruf bilincinden geçiyor olmasıdır. Bu konuda daha çok uğraş vermek gerekiyor. Diğer yandan YK Enerji ya da REGNUM gibi Bodrum’un suyunu kullanan projelerin de durdurulması çok gerekli bir durumdur. Yerel yönetimlerin gücü yetmiyor ama hükümet ile birlikte hareket ederler ise bir sonuca ulaşabilirler. Bu mümkün mü? Elbette mümkün değil… Tekrar ediyorum hükümet ile yakın ilişki halinde olan Tamer Mandalinci Bodrum adına doğru bir tarz sergiliyor. Bunun olumlu sonuçlarını da yakında görecektir" diye konuştu.
BODRUMLULAR AÇIKLAMAYI DİKKATE ALMIYOR
Bodrumluların yapılan açıklamaları dikkate almadığını belirten Bozoğlu, açıklamalarda Aydın Ayaydın’ın etkisin olduğunu da iafade ederek "Bu açıklama Ak Parti içinde bir kutuplaşmanın ve ayrışmanın olduğu aşikar. Özellikle Aydın Ayaydın’a karşı muhalif bir kesim oluşmuş ve iki taraf çok sert bir şekilde çatışıyor. Bu nedenle Bodrum’un su sorunu ile ilgili Sayın Cumhurbaşkanına bilginin Sayın Aydın Ayaydın tarafından verildiği çok net olarak belli oluyor. Hükümetin Muğla’nın su sorunu üzerinden özellikle seçerek söylüyorum “kolay muhalefet” yapmayı seçtiği çok belli. Ancak Bodrumlular bu açıklamaları ciddiye almadığı çok belli. Çünkü Bodrumlular muhalefet yada sorunun tespitinin tekrarını değil çözüm istiyor. "diye konuştu.
SİYASİ HAMLE KONUŞMASI
Erdoğan'ın açıklamalarını değerlendiren bir başka isim ise İş İnsanı Mehmet Yıldız oldu. Yıldız, ERdoğan'ın eleştirisini bir siyasi partinin genel başkanının, yerel seçimde kaybettiği bir bölgenin belediyelerine yönelik öfkeli bir söylem olarak değerlendirdi. Muğla’daki yerel yönetimlerin altyapı sorunları üzerinden yapılan eleştirilerin, gerçeklikten uzak ve siyasi hesaplaşma niteliğinde olduğununa vurgu yapan Yıldız, "Özellikle Cumhur İttifakı’nın Muğla belediye başkan adayı Prof. Dr. Aydın Ayaydın’ın bu metnin hazırlanmasında etkili olduğu izlenimi güçlü. Seçimi kaybetmiş bir siyasetçinin yazdığı, duygusal ve tepkisel bir metin havası taşıyan konuşma, sorunlara çözüm sunmaktan çok, muhalefet belediyelerini hedef alan sert eleştiriler ve siyasi hamlelerle şekillenmiş görünüyor. Bu durum, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söz konusu metni, içeriğini sorgulamadan okuduğunu düşündürüyor. Bir Cumhurbaşkanı’nın yapıcı ve kapsayıcı bir dil kullanması beklenirken, böylesine tek taraflı ve sert bir metni benimsemesi, Cumhurbaşkanlığı makamının tarafsızlığını zedeleyen bir durumu ortaya koyuyor" dedi.
Bodrum ve Muğla’nın altyapı sorunlarının uzun süredir devam ettiğini ve yalnızca yerel yönetimlerin çözülebileceği boyutları aştığını belirten Yıldız, " Sorunların çözümü için , kapsamlı bir iş birliği gerekmektedir. İktidar ile yerel yönetimlerin iş birliği yapması gerekirken, iktidarın yapıcı bir çözüm sunmak yerine, yerel yönetimlerin hizmet üretme kapasitesini sınırlandıran politikalar izlediği görülmektedir. Bu baskıların en somut örneği, belediyelere yönelik mali yaptırımlardır. SGK ve vergi daireleri aracılığıyla belediyelerin hesaplarına bloke konulması, gelirlerine el konulması ve borçları gerekçe göstererek hizmetlerin aksatılması, belediyelerin hareket alanını daraltmaktadır. Bu durumun en büyük çelişkisi ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçmişte belediyeleri “iyice silkeleyin” talimatı vererek bu baskıları artırması ve aynı zamanda belediyeleri “hizmet yapmamakla” suçlamasıdır. İktidarın, bir yandan belediyelerin elini kolunu bağlarken diğer yandan onlardan hizmet beklemesi, gerçek sorunların çözümüne hiçbir katkı sağlamamaktadır." diye konuştu.
BODRUM'UN YÜKSEK RANT BEKLENTİSİ
Yıldız, Bodrum'un hedef alınmasında rant değerinin yüksek olmasının etkili olduğunu belirterek, "Cumhurbaşkanı’nın eleştirilerinin neredeyse tamamen Bodrum’a odaklanması ise dikkat çekicidir. Muğla’nın diğer ilçelerinde de benzer altyapı sorunları varken, Bodrum’un hedef alınması, bölgenin yüksek rant potansiyeline sahip olması ve geçmişte kaybedilen bir seçimin izlerini taşıyor olmasıyla açıklanabilir. Sonuç olarak, sayın cumhurbaşkanı değerlendirmelerine baktığımızda açıkça görülüyor ki, iktidar partisi ve Sayın Cumhurbaşkanı’nın Bodrum ve Muğla’ya yönelik söylemleri, bölgeye çözüm odaklı bir yaklaşım sunmaktan çok, siyasi bir hesaplaşma ve kutuplaştırma stratejisini yansıtmaktadır. İktidarın bu tutumu, Bodrum ve Muğla’nın rant potansiyeline dayalı düşmanca bir yaklaşımı çağrıştırmaktadır""dedi.
ÖZYABA: ŞIMDIYE KADAR NERELERDEYDINIZ?
Bodrum Çevre Platformu Başkanı ve Y. Şehir Plancısı/Sit Koruma Plancısı Dr. Murat Özyaba ise Erdoğan'ın açıklamalarını siyasi pirim olarak değerlendirdi. Dr. Özyaba, " Bir yandan siyasi iktidarın, muhalefet olduğu gerekçesiyle ihmal ettiği kamu yatırımları, bir yandan arkası kesilmeyen ve şimdilik kesilmesi de mümkün görünmeyen yapılaşma ve obez genişleme talepleri, diğer yandan da son derece kısıtlı bütçelere sahip, deneyimsiz ve yerel feodaliteden sıyrılamamış yerel yönetici profili, aşırı yığılmanın karşısında çaresiz kalmasına neden olmuş durumda. Kuşkusuz bunu gören siyasi akıl, muhalefet yönetimin yapamadığını yapmaya soyunduğunda, siyasi pirim alacağını hesaplıyor. Ancak burada sorulması gereken en önemli soru şu; “Şimdiye kadar nerelerdeydiniz ?” diye sordu.
İktidarın popülist bir dil kullandığını söyleyen Özyaba, "Kentsel ve kırsal yaşamın tüm bileşenlerinin vahşi kapitalizmin pençelerine teslim olduğu bir ortamda, “seni ölüm noktasından kurtaracağım” demek, popülist bir siyasi söylemden ibarettir. Bu noktaya gelene kadarki süreçte ne katkınız oldu, ne çabanız ve ne söyleminiz oldu diye sorarsanız ise, alacağınız cevap “yerelden yönetimin gücünü kullanmasını bekledik” olacaktır. Ama yerel yönetimi güçlendirecek, mevzuat karmaşası içinde kıvranan yöreye özgü çözümler üretecek, yerel yönetimin gücünü aşan kamusal yatırımları planlayacak olanların iktidar olduğu gerçeğini görmezden geleceklerdir. "
TURİZMCİLER TEMKİNLİ YAKLAŞTI
Bodrum’daki turizm sektörü temsilcileri ise tartışmalara daha temkinli yaklaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın turizm ile ilgili eleştirilerini olumlu karşılayan POYD Bodrum Temsilcisi ve Bodrium Hotel & SPA Genel Müdürü Yiğit Girgin, genel hükümet ile yerel yönetimlerin iş birliği içinde olması gerektiğini belirtti.
Bodrum için politik tartışmaların ötesinde gerçek değerlendirmelere ihtiyaç duyulduğuna vurgu yapan Girgin, "Sektör olarak bizler siyasi ve politik unsurları minimum düzeyde tutup iletişim temelli sektörün ihtiyacı olan tüm iştiraklarla birlikte hareket etmeyi yerli ve yabancı turistlere hizmet etmeyi en ön sırada tutmaktayız . Bu yüzden tüm yetkililerin sektörümüze katacağı gerek altyapı ve gerek üstyapı düzenlemeleri bizler tarafından her zaman olumlu karşılanacak ve gerekli destek verilecektir. Yeter ki gelişmekte olan işleyişimiz daha düzenli ve daha uyumlu olsun. Bu sebeple Sayın cumhurbaşkanımızın yapmış olduğu açıklamaların bölgemizin gelişmesi konusundaki destekleri memnuniyetle karşılıyoruz. Biliyoruz ki bölgemizdeki yerel yöneticiler de son derece titiz bir hizmet çalışması yürütürken devletimizin bu bölgelere sağlayacağı destek yerel yönetimlerle beraber süreçlerin daha hızlı toparlanmasını sağlayacaktır.Bu bağlamda, yerel yönetim ve genel yönetim ayırt etmeksizin bir bütün olarak devletin halk işletmeci turizimci sektör temsilcisi ve turistle birlikte amaca yönelik doğru uygulamaların yapılıyor olması biz turizmcilerin en büyük temennisidir" dedi. Girgin, eleştiriler ışığında Muğla ve Bodrum'da adımların atılacağını söyledi. Bazı vatandaşlar ise Erdoğan’ın eleştirilerini haklı bulduğunu belirtti.
"SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN ADIMLAR ATILACAK"
Bodrum Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği Başkanı Sabahattin Duman, Erdoğan'ın yerel yönetimlerin yetersizliklerine vurgu yaparken, merkezi yönetimin Muğla ve Bodrum için devreye alacağı projelerinin duyurmasının önemli olduğunu belirtti. Bodrumlu Turizmciler olarak bu açıklamayı iki açıdan değerlendirdiklerini ifade eden Duman, "Bir yandan, merkezi yönetimin Bodrum'un kronikleşen içme suyu sorununu çözmek için adımlar atacağına dair bir gayret içinde olduğunu görüyoruz. Özellikle Bodrum Barajı gibi projeler, su temini ve işletmeciliğin iç içe olduğu turizm sektörü için heyecan verici. Öte yandan, "yerel yönetimler başaramadı, biz merkezi hükümet olarak devreye girdik, bizi destekleyin" mesajı mı verilmek istendi, bunu zaman gösterecek. Türkiye'de yerel yönetimlerin gelirleri büyük ölçüde merkezi yönetimden gelen paylara bağlı. Hükümet partisinden olmayan yerel yönetimler için bu iş birliği daha da zorlaşıyor. Payların yeterli olmaması ya da zamanında aktarılmaması, projelerin hayata geçmesini zorlaştırıyor. Üstelik, yerel yönetimlerin yetkilerinin sınırlı olması ve büyük altyapı projelerinde merkezi hükümet onayına ihtiyaç duymaları, süreçleri aksatıyor." dedi.
BODRUM'UN KALKINMASI ULUSAL BİR MESELE
Duman, Bodrum gibi bir turizm merkezinin kalkınmasının ulusal bir mesele olduğunu ifade ederek "Merkezi hükümetin daha fazla destek sağlaması, yerel yönetimlerin ise mevcut kaynaklarını daha etkili kullanarak stratejik planlamaya ağırlık vermesi şarttır. Siyasi çekişmelerin sona erdirilerek hizmet odaklı bir yaklaşım benimsenmesi, hem bölge halkının yaşam kalitesini artıracak hem de turizm hedeflerine ulaşılmasını sağlayacaktır." diye konuştu.
27.12.2024 09:34:47