Ali Dönmez, 25 yıl çalıştığı Devlet Demir Yolları'ndan 2003’te emekli olmuş. Pandemi süreciyle birlikte yaşam onun için de zor hale gelmiş. Dönmez, “Emeklilik koşullarında zaten mağdurduk. Pandemi de gelince o da bizi yerin dibine soktu” diyor. Pandemi sürecinde AKP hükümetinin kendilerine bir destek vermediğini belirten Dönmez, hükümetin kendilerini gözden çıkardığını ve tamamen bittiklerini söylüyor. Pandemi koşularında temel tüketim maddelerine yapılan zamlar nedeniyle maaşlarının yüzde 40-50 arası eridiğini ifade eden Dönmez, “Ne kadar maaşlarımızı dolarla almıyorsak da doların artması alım gücünü düşürdü” diyor. Dönmez, emeklilerin durumunu kısaca “emekli bitti” diyerek özetliyor.
"YOKSULLAŞMALARININ TEK SORUMLUSU İKTİDAR"
Ali Demir, yıllarca işletmecilik yaptıktan sonra, ‘yeter’ diyerek 10 yıl önce emekli olmuş. Emeklilik, birçok emeklide olduğu gibi Demir’de de hayal kırıklığına neden olmuş. Demir, yaşadıkları pandemi sürecini bir tercih olarak değerlendiriyor. Pandemi sürecinde de, öncesinde de yoksullaşmalarının tek sorumlusunun iktidar olduğunu söyleyen Demir, “İktidarın özellikle sağlığı siyasi meta haline dönüştürmesinin sonuçlarını yaşıyoruz. Pandemi sürecinde halk sağlığının ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı” diyor. Emekliler gerçekten zor koşullarda yaşarken, kendilerine bütçeden yeterince pay ayrılmadığından da yakınıyorlar.
GELİR NEFES ALMAYA YETMİYOR
Osman Kemal Elitez, Karadeniz Teknik Üniversitesinde uzun yıllar çalıştıktan sonra 2018 yılında emekli olup İzmir’e yerleşmiş. Emekli olmasıyla birlikte maaşının düşmesi, ekonominin hızla kötüleşmesi, Elitez’in yoksullaşması sürecini başlatmış. Elitez bu süreci hem ekonominin hem de pandemi sürecinin yönetilememesi olarak ifade ediyor. Toplumun tüm kesimlerinin hızla yoksullaştığını söyleyen Elitez, “Hükümet bu kötü gidişe dur demiyor. Eşim de emekli. Eve 5 bin lira giriyor fakat kira, faturalar, bir de okuyan çocuklarım var. Açlık ve yoksulluk sınırının arasındaki gelirimiz nefes almamıza yetmiyor” diyerek geçim sıkıntısı yaşadıklarını anlatıyor.
“MUTFAKTA YANGIN VAR SESİMİZİ DUYUN”
Zeliha Aydoğuş, Tekel’den emekli olmuş. 1970 yılında başlayan işçiliği 1994 yılında yine Tekel emekli olmasıyla son bulmuş. Tüm emekliler gibi o da alım gücünün düşmesinden ve pandemiden çok dertli. Yıllarca çok zor koşullar altında çalıştıktan sonra tam rahata kavuştum derken hiç de öyle olmamış. Emekli olduğunda zar zor bir ev alabilmiş, bir de kendi çapında çocuklarına sünnet düğünü yapmış. Bugün aldığı maaş için “Patates ve soğan bile alabiliyoruz” diyen Aydoğmuş, kendilerine verilen sadaka zammına isyan ediyor. Aydoğan şunları söylüyor: “1994 yılından bu yana maaşıma gelen 150-200 liralık zam hiçbir işe yaramıyor. Bunu bize sadaka olarak veriyorlar. Emeklilerin çilesi hiç bitmiyor. Mutfakta yangın var sesimizi duyun.”