Manisa’da önceki gün meydana gelen deprem paniğe yol açtı. Manisa’nın yanı sıra İzmir, Aydın, Muğla, Balıkesir gibi illerden de hissedilen depremin büyüklüğü 5.1 olarak açıklandı. Ülkemiz, bilim insanlarının hep söylediği gibi bir deprem ülkesi. Çeşitli büyüklerde sık sık depremler meydana geliyor. Son dönemlerde de deprem aktivitesinde bir artışın olduğu gözleniyor. Yaklaşık bir ay önce Van-Saray’da 5.4 büyüklüğünde deprem meydana gelmişti.
Gazeteci Özer Akdemir'in hazırladığı haberine göre, Manisa’daki depremle ilgili görüştüğümüz Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Genel Başkanı Hüseyin Alan, öncelikle Van depremi ile ilgili hazırladıkları rapordan bahsetti. Alan ile Manisa ve İzmir depremleri ile ilgili yaptığımız görüşmenin ayrıntılarına geçmeden önce JMO’nun Van depremi raporundan biraz bahsetmek gerekiyor. Üç yüze yakın konutun hasar gördüğü, 20 vatandaşın yaralandığı depremle ilgili hazırlanan raporda yetkililere “2020 yılı başından bu yana ülkemizde görülen sismik hareketlilik dikkate alındığında, 1939-1945 yılları arasında olduğu gibi ülkemizin bir deprem fırtınasına yakalanabileceği düşünülmektedir” uyarısı yapılıyor.
‘18 İL, 80 İLÇE, 502 KÖYÜN İÇİNDEN FAY GEÇİYOR’
JMO bu kapsamda Kuzey Anadolu Fay Zonu ve Doğu Anadolu Fay Zonu üzerindeki “sismik boşluk” alanları başta olmak üzere büyük depremlerin meydana gelmesine neden olabilecek alanların belirlenerek, fay hatları ile fay zonları üzerinde yer alan yerleşim birimlerinden başlamak üzere gerekli kentsel yenileme çalışmalarının acilen başlatılması gerektiğine işaret ediyor. Oda ayrıca Bolu, Sakarya, Kocaeli, Yalova, Bursa, Balıkesir, Manisa, İzmir, Aydın, Muğla, Denizli, Kütahya, Eskişehir, Hatay, Kahramanmaraş, Bingöl, Erzurum ve Hakkari başta olmak üzere 18 kent, 80’i aşkın ilçe ve 502’yi aşkın köyümüzün içinden diri fay hatlarının geçtiğini belirterek, “Bu yerleşim birimleri içerisinden geçen fay zonları üstünde 100 bini aşkın binanın yer aldığı ve yüz binlerce yurttaşımızın bu binalarda yaşadığı da göz önüne alındığında ülke insanının içinde bulunduğu risk daha da bir önem kazanmaktadır” diyor. Oda son olarak depremlerdeki hasarlar ve zemin ve temel etütler arasındaki ilişkiye dikkat çekerek Yapı Denetim Kanunu’nda gerekli değişikliklerin acilen yapılması çağrısında bulunuyor.
‘BÖLGEDE DAHA BÜYÜK DEPREM ÜRETEN FAYLAR VAR’
Manisa’da 26 Haziran günü meydana gelen depremle Manisa Akisar’dan başlayıp Saruhanlı’ya devam eden bir fay zonunun güney ucunun kırıldığını aktaran Alan, “Fayın Balıkesir’e doğru olan kuzey kısmı da geçtiğimiz günlerde kırılmıştı. Bu şekilde orta büyüklükte 5.5-6 büyüklüğünde depremlerle tamamlanmış oldu diye düşünüyorum ama o bölgedeki kuzey güney yönlü fay hatları kırıldı, doğu batı yönlü faylar daha büyük deprem üretme potansiyeline sahip. Veyahut kuzeydoğu, güneybatı eksenli olanlar, o bölge önemli. O bölgenin tehlikeli olan kısmı şu; zemin özellikleri açısından çok kötü. 6-6.5 civarındaki depremlerde önemli hasarlar görecek yapılar söz konusu”.
‘İZMİR DE KENTİN İÇİNDEN DİRİ FAYLAR GEÇİYOR’
Manisa depreminin İzmir’de de yoğun biçimde hissedildiğini, İzmir için büyük bir deprem riskini sorduğumuz Alan tahmin edilebileceği gibi çok da iç açıcı bilgiler vermedi; “İzmir’in, dezavantajı şu; orta büyüklükte depremler de olsa kentin içinde faylar geçiyor. Doğrudan fayın üzerinde, bir çizgi gibi düşünün onun üzerinde yapılmış binlerce konut var. Oda olarak öneriyoruz, 7269 sayılı Yasa’da değişiklik yaparak, bu fay zonlarının üzerinde konut yapılması yasaklansın. Fay zonunun geçtiği güzergahı yeşil alan olarak bırakmamız lazım”.
‘İLK DEPREMDE HEDEF OLAN İNSANLAR’
JMO Başkanı Alan, deprem gerçeği gerekçesi ile ortaya atılan kentsel dönüşüm uygulamalarının da doğru yapılmadığını söylüyor; “Kentsel dönüşüm yapacaksan gidip Boğaz’da kentsel dönüşüm yapma. Fay zonlarının üzerindeki yapıları öncelikle boşalt. Vatandaşın can güvenliği önemli, en riskli alanlar buralar. İzmir, Manisa, Aydın, Balıkesir, Bursa, Yalova bu kentlerin içinden fay zonu geçiyor. Bizim bu kentlerin içindeki fay zonlarının üzerini boşaltmamız lazım. Az bir konuttan bahsetmiyorum Türkiye çapında 100 bin binadan bahsediyorum, buralarda yaşayan 400- 500 bin insandan bahsediyorum. Bunlar ilk depremde hedef olan insanlar”.
‘DEPREM SİYASAL BİR OLAYDIR’
Öte yandan Deprem Bilimci Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan’dan da Manisa depremi sonrası korkutucu bir yorum geldi. Sosyal medya üzerinden yaptığı değerlendirmede Ercan, 2020 yılı içerisinde Anadolu’da 7 büyüklüğünde bir depreme tanık olunacağını iddia etti. Bu depremin yüzde 52 olasılıkla Kuzey Anadolu Kırığı üzerinde, yüzde 33 oranında ise Batı Anadolu’da olabileceğini ileri süren Ercan, şunları paylaştı; “Bize düşen görev, deprem hangi bölgelerde ne büyüklükte olabilir, bu konuda halkı uyarmaktır. Deprem, daima yoksul ülkelerde öldürücü ve yıkıcı olur. Dolayısıyla bir ülkede yoksulluk kalkmadıkça o ülkede deprem nedeniyle ölümler hiçbir zaman durmaz. Deprem olaylarını dine bağlamak, sadece kötü siyasetçilerin ağzından çıkan sözdür. Deprem, toplumsal ve siyasi bir olaydır.”
29.06.2020 16:19:00