CHP'li Gürsel Tekin tartışma konusu olan Kızılay'ı Meclis Gündemi'ne taşıdı. Elazığ’da meydana gelen depremin ardından paylaşımda bulunan Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık’ın vatandaştan para talep etmesi büyük tepkilere neden olmuştu.
İşte o açıklama:
Türkiye’nin kadim yardım kuruluşu Türk Kızılay’ı, ülkemizde yardım kuruluşu dediğimiz zaman aklımıza ilk gelen kuruluştu. Halkımızın kara gün dostu olan; barışta, savaşta ve felaket anlarında birçok görev yüklenen Kızılay, son dönemde yolsuzluk, usulsüzlük ve yandaşlık gibi iddialarla gündeme gelmeye başladı.
Türk Kızılay’ı Genel Başkanı Kerem Kınık’ın, Elâzığ depreminin ardından paylaştığı mesajla yurttaşlardan bağış istemiş, bu mesaj büyük tepki konusu olmuştu. Deprem bölgesine ilk yardımı ulaştıracak olan kurumlardan olan Kızılay, “ilk önce para isteyen, fırsatçılık yapan” bir konumuna düşürülmüştü. Kızılay’ın faaliyetleri kamuoyunu meşgul etmeye devam ederken ortaya çıkan yeni bir belgeyle Kızılay’ın kendi bütçesinden çeşitli vakıflara para aktardığı ortaya çıktı. Kızılay üzerinden Ensar Vakfı'na 7 milyon 925 bin dolarlık bağışa ilişkin açıklamalarda bulunan Kınık, söz konusu bağışı, "Vergi kaçırmak başkadır, vergiden kaçınmak başkadır" diye savundu.
Türk Kızılay’ı, 11 Haziran 1868 tarihinde "Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti" adıyla kurulup, 1947 tarihinde "Türkiye Kızılay Derneği" adını almıştır. Kuruluşa "KIZILAY" adını büyük önder Mustafa Kemal Atatürk vermiştir. Kızılay’ın en önemli özelliği, hiçbir şart veya koşul gözetmeksizin insanlara her koşulda yardıma koşmaya çalışmasıdır. Herkesin güvenini muhafaza etmek amacıyla kimseye taraf olmaz ve siyasi tartışmaların dışında kalırdı. Ancak son yıllarda tarafsız ve bağımsız olarak tüm ülkeye ve insanlığa hizmet etmek amacıyla kurulan ve gelirinin tamamına yakınını halkın bağışları ile sağlayan Kızılay, siyası iktidarın arka bahçesi olarak nitelendirilmeye başlandı. Yönetsel olarak bağımsız olması gereken kuruluş, yürütülen hizmetin en önemli ilkesi olan tarafsızlık ilkesini yok saymaya başladı.
İnsani yardım amaçlı kurulmuş olan Kızılay, tüm itirazlara rağmen kâr amaçlı bir şirkete dönüştürüldü. Türk Kızılay’ı resmen Holding oldu. Holdingleşme ile birlikte Kızılay hayır kurumu işlevini yitirerek, mal alan satan bir ticarethaneye dönüştürüldü. Kızılay’ın tüm gayrimenkulleri yeni kurulan altı farklı şirkete devredildi. Şirketler, Yönetim Kurulu’ndan izin almadan yatırım ve satış işlemi yapabilme hakkına sahip oldular.
Kızılay’ın kuruluş amacıyla bağdaşmayan faaliyetleri kurumun saygınlığına ciddi anlamda gölge düşürmektedir. Dünyada ki örneklerinde olduğu gibi tüm siyasi hesap ve çıkarlardan uzak, tamamen bağımsız ve adil bir şekilde hizmetlerini yürütmesi gereken Kızılay bu amacından sapmaya başlamıştır. Kuruluş felsefesine dönmesi hem uluslararası hem de yasal bir zorunluluk oluşturmaktadır.
Bu açıdan, Kızılay’ın kuruluş amacına aykırı, şaibeli ve usulsüz faaliyetlerin olup olmadığının araştırılması Yüce Meclisimiz açısından son derece önemli bir sorumluluktur. Türk Kızılay’ın insanı yardım konusundaki işlevini etkin yürütüp yürütmediğini ve bu konudaki eksiklerin saptanarak gerekli önlemlerin alınması amacıyla Anayasa’nın 98 inci ve TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105. Maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını saygılarımla arz ederiz. 30.01.2020
30.01.2020 15:47:00