Köklerinden aldığı güçle, dayanışma ruhuyla İzmir’in pek çok konuda öncü olduğunu ifade eden Soyer, İzmir Köy-Koop Birliği olarak dünyadaki en büyük gıda hareketi olan Slow Food'a liderlik etmeye çalıştıklarının altını çizdi. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ev sahipliğinde dünyanın en büyük gastronomi fuarı Terra Madre Anatolia'nın İzmir'de düzenleneceğinin altını çizen Soyer, "2021 yılında düzenlenecek fuarla ninelerimizin yaptığı yemekleri gençlerin yaptığı yemeklerle buluşturacak, küçük aile çiftçilerini anlatacak, İzmir'i dünyaya tanıtacaktık. Pandemi süreci araya girdi. 2022 yılı da olsa mutlaka yapılacaktır" dedi.
İzmir’de gastronomi rotası oluşturulması önerisinde bulunan İzmir Köy-Koop Birliği Başkanı Neptün Soyer, konuşmasına şöyle devam etti: "Kırsalda en fazla yaşamın olduğu illerden biri İzmir. Bu memlekete bir ışık vereceksek, önderlik edeceksek bizim kırsala gitmemiz gerekiyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi kırsaldaki üreticiyi desteklemek için kooperatiflerden süt, fidan, çiçek alıyor. Ancak köylünün kendi bölgesinde ürününü kente getirmeden kalkınmasını sağlamak çok önemli. İzmir Köy–Koop Birliği olarak oluşturulacak bir gastronomi rotasının bu anlamda çok önemli olacağını düşünüyoruz.”
Tüm dünyaya anlatacağız
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin oluşturduğu Efes–Mimas ile Efeler yolunu zeytin barış rotası ile birleştirip kentin kuzeyinde, güneyinde, batısında ve doğusunda 360 derecelik bir gastronomi rotası oluşturabileceğinin altını çizen İzmir Köy-Koop Birlik Başkanı Neptün Soyer, şunları söyledi: “Üzerinde yürüyüş ve bisiklet yollarının bulunduğu Efes –Mimas yolu Efes’ten başlayıp Karaburun’a kadar devam ediyor. Yine Büyükşehir’in hazırlığını yaptığı Efeler yolu Kemalpaşa ile Efes arasında. Yine ayrıca İzmir'in kuzeyinde Bakırçay Havzası'nda zeytin barış rotası çalışmaları var. Bergama, Kınık, Aliağa ve Menemen’i de bu rotaya katarsak 360 derecelik bir yol belirlemiş oluruz. Bu rota üzerinde butik üretim yapan çiftlikler, bağ yolları, butik restoranlar olacak. Ev pansiyonculuğu gelişecek, rota üzerinde yürüyüş yapan lar, bisiklete binenler köylerden geçerken bizim kooperatiflerimizin ürettiği ürünleri alacak. 3 boyutlu görüntülerle çiftliklerimizi tanıtabilir, dünyanın her yerinden insanların bu rota üzerinden İzmir’i görüntülemelerini sağlayabiliriz. Biz İzmir Köy –Koop Birliği’ne bağlı 103 kalkınma kooperatifi olarak tarladan sofraya iyi, adil, temiz gıdayı tüm dünyaya anlatmaya hazırız.”
Kurul üyelerinden öneriler
Toplantıda konuşan kurul üyelerinden Yaşar Holding A.Ş CEO’su Dr. Mehmet Aktaş çiftçinin teknolojiye erişiminin çok önemli olduğunu hatırlatarak kooperatifleşmenin önemine değindi. Aktaş, “Türkiye’de dağınık tarımsal altyapı var. Tarımsal vizyonun üniversiteler, özel sektör ve kamunun içinde olduğu katılımcı bir koordinasyon mekanizması ile oluşması ve gelişmesini öneriyorum” dedi.
Tire Süt Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Eskiyörük, küresel salgın sürecinde köylünün üretiminin öneminin ortaya çıktığını belirterek, üreticinin en önemli sorununu ürürünü pazarlayamamak olduğunu söyledi. İzmir’deki tarım uygulamalarının Türkiye’ye örnek olduğunu hatırlatan Eskiyörük, bunun ülke politikası olarak değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt ise Türkiye’nin tarım ve hayvancılıkta dışa bağımlı bir ülke haline getirildiğini hatırlatarak, “Kırsaldaki kalkınmayı artırmak için yeter ki istekli olalım. Köyden kente göçü önleyelim. Resim belli. Yapılacak şey belli. Tarım arazilerine imar vermeyelim” diye konuştu. Agrobay Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Şentürk, EGİFED Danışma Kurulu Başkanı Temel Aycan Şen, Ziraat Odası Başkanı İbrahim Erdallı, Urla Şarapçılık AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Can Ortabaş, Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği eski Başkanı Cahit Çetin tarım ve kooperatifçilik konusunda görüşlerini açıkladı.
Tarımı güçlendirecek 4 ilke
Kurul üyelerinin konuşmasının ardından söz alan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir’in tarım cenneti olduğunu, bereketli topraklara sahip tarım üreticilerini güçlendirmek ve destek olmak zorunda olduklarını belirtti. Yanlış politikalarla ithalat cenneti haline gelen Türkiye’de tarım ve hayvancılığı güçlendirmek için Seferihisar Belediye Başkanlığı döneminde başlayan 4 ilkeli bir programla çalışmaya devam ettiklerini söyleyen Başkan Soyer, “Bu dört ilkemizin birincisi yerli tohuma sahip çıkmak. Yerli tohum bu memlekette yaşıyor olmanın en büyük zenginliklerinden biri. Göbeklitepe’de Hatuşaş’ta insanlar ilk kez avcılık toplayıcılığı bir kenara bırakıp yerleşik hayata başladılar. İnsan elinden tohumun toprağa ilk düştüğü ve bundan büyük gurur duyduğumuz yer olan bu topraklarda 2016 yılında 16 bin köyü kapatıldı. Bu topraklar bereketini yitirmedi. Tamamen yanlış politikalarla ithalat cenneti haline geldik. Diğer ilkelerimiz ise ürünü işlemek, mutlaka kooperatifleşmek ve ürünü teknolojiyi kullanarak hem yurt içinde hem yurt dışında en iyi şekilde pazarlamak. Bu dört ilkenin her biri ile ilgili çok sayıda yapılacak iş var” diye konuştu.
Sürdürülebilir bir tarım için paylaşmak gerek
Tüm bunları yaparken iki noktanın göz ardı edilmemesi gerektiğini hatırlatan Başkan Soyer,
“Paylaşmayı bilmek ve doğaya saygılı üretim yapmak mecburiyetindeyiz. Tohumu saçarken söylenen ‘Kurda, kuşa, aşa’ lafının altında yatan şey bu. Paylaşmayı bilerek ve doğaya saygılı üretim yaparak sürdürülebilir bir tarımla yola devam etmeliyiz. Yüzlerce kooperatif var, daha da çok kurulması gerekiyor” dedi.
Üreticiyi kucaklayarak yükseleceğiz
Tarım kenti İzmir’i dünyanın tarım kentlerinden biri haline getirmek için çalıştıklarını kaydeden Başkan Soyer, konuşmasını şöyle tamamladı: “İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak bu kentin bir tarım kenti olduğunu biliyoruz. O nedenle gücümüzü, enerjimizi, kaynaklarımızı bu alana odaklamaya devam edeceğiz. Bunu yaparken hiç kimseyi dışarıda bırakmadan tüm üreticiyi kucaklayarak, hepsiyle beraber yapacağız. Yapacak çok iş var. Yeni destinasyonlar çıkartmak, tarımla turizmi, tarımla doğayı buluşturmak gibi. Bugüne kadar tarımla ilgili yapılan yanlışlardan doğruları çıkartmak mümkün. Çok kadim bir kültürümüz var. Bunu bilimle, teknolojiyle buluşturduğumuz takdirde İzmir’in sadece Türkiye’nin değil Akdeniz’in, dünyanın tarım kentlerinden biri haline gelmesi işten bile değil.”
Toplantı sonunda yeni İEKKK üyeleri de belli oldu. İzmir Devlet Senfoni Orkestrası Müdürlüğü görevine getirilen Jale Özge Tanrıver ile Luna Elektrik Elektronik Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Karabağlı kurul üyeliğine alındı.