Anket sonuçlarına göre küresel iş liderlerinin çoğunluğu (yüzde 79) önümüzdeki yıl içinde bir resesyon beklerken yüzde 43'ü bunun çok yüksek bir ihtimal olduğuna inanıyor. Buna karşın liderlerin sadece üçte biri (yüzde 35) kendilerini ekonomik gerilemeye karşı çok hazırlıklı, yüzde 47'si biraz hazırlıklı hissediyor. Çok az hazırlıklı hissedenlerin veya hiç hazırlıklı hissetmeyenlerin oranı ise yüzde 18.
Öne çıkan riskler: Şirketler enflasyon ve ekonomik risklere odaklanıyor
2022 yılında iş liderleri için en büyük endişe kaynaklarına bakıldığında geçen yıl 10. sırada yer alan enflasyon bu yıl ilk sıraya yükseldi. Yüksek maliyetler/enflasyon (yüzde 43) ve finansal kriz (yüzde 42), bu yıl için en büyük endişe kaynakları. Üçüncü sırada ise yüzde 42 ile enerji arzı riski yer alıyor. Geçen yılın ilk iki riski olan siber saldırılar ve gelecekteki bir küresel salgın, bu yıl sırasıyla 4. ve 8. sıraya geriledi. 2021 yılında 16. sırada bulunan şirketin fikri mülkiyetinin değerlendirilmesi/korunması riski (yüzde 35) bu yıl yedi sıra yükselerek 9. sıraya yükseldi. 2020 yılında 16. sırada yer alan iklim değişikliği ise geçen yıl 12. sıraya kadar yükselmesinin ardından bu yıl yüzde 34 ile ilk 10'a girdi.
Risk iştahı: Kendine güvenen liderlere göre riskler birbirleri ile bağlantılı
Kendilerini resesyona girerken çok hazırlıklı hisseden şirketler için bu riski ele almak bir seçim değil, hayatta kalma meselesi. Çok hazırlıklı liderlerin yüzde 62'si, şirketlerinin mevcut ekonomik ortam nedeniyle bu riske yanıt verme iştahlarının arttığı konusunda hemfikir. Bu liderlerin yüzde 61'i ise tüm risklerin birbiriyle bağlantılı olduğunu ve en başarılı şirketlerin nereden geldiklerine bakmaksızın risklerin üstesinden gelebileceğini düşünüyor. COVID-19 salgını liderlere ortaya çıkan yeni risklere nasıl hızlı yanıt vereceklerini de öğretti ve bu da resesyona girerken onlara güven veriyor.
Değişen koşullar: Uzun vadeli yatırımlardan ödün verilmiyor
Araştırmaya göre risklere hazırlıklı şirketlerin liderleri yaklaşan resesyona hazırlanmak için de harekete geçiyor. Çok hazırlıklı liderlerin yüzde 68'i pazarlama bütçelerini azaltıyor ve yüzde 66'sı fiyatları artırıyor. Buna karşın bu liderler krize daha az hazırlıklı meslektaşlarına kıyasla işe alımları yavaşlatmaya veya sermaye yatırımlarını ertelemeye direniyor.
Karar süreçleri: Dış kaynaklara değer veriliyor
Krizlere çok hazırlıklı liderler, daha az hazırlıklı meslektaşlarına göre BT ve kurum dışındaki danışmanlara daha fazla değer veriyor. Çok hazırlıklı liderlerin yüzde 62'si, iyi bir dış danışman veya müşavirin şirketlerinin daha iyi kararlar alma ve riskleri ele alma becerisini geliştirmeye yardımcı olabileceği konusunda hemfikir. Buna karşılık, çok hazırlıklı olmayan liderlerin sadece yarısı aynı şekilde düşünüyor.
Kendine güvenen liderlerin ve risklere hazırlıklı şirketlerin temel özellikleri
Aon'un araştırmasında kendine güvenen liderlerin ve risklere hazırlıklı şirketlerin 4 temel özelliği ise şu şekilde sıralanıyor:
Riski kabul ediyorlar: Kendilerini resesyona girerken çok hazır hisseden şirketler için riski ele almak bir seçim değil, hayatta kalma meselesidir.
Uzun vadeli yatırımlarda frene basmıyorlar veya gelecekti riskleri göz ardı etmiyorlar: Yaklaşan resesyona rağmen, kendine güvenen şirketler işe alımları yavaşlatmaya veya sermaye yatırımlarını ertelemeye direniyor. Enflasyon ve artan enerji maliyetleri gibi kısa vadeli risklerden endişe duysalar da artan sosyal eşitsizlik, kripto para birimi ve piyasadaki çalkantılar gibi daha uzun vadeli riskleri gözden kaçırmıyorlar.
İç ve dış paydaşların analiz ve tavsiyeleri daha iyi kararlar almak için hayati önem taşıyor: Liderler şirketlerini resesyona karşı korumak için pozisyon alırken en hazırlıklı olanlar, C-seviyesinden giriş seviyesine kadar şirket içi ekiplerinden gelen tavsiyelere odaklansa da dışarıdan yardıma da açıklar.
COVID-19, risklerin birbiriyle bağlantılı olduğunu gösterdi: Geçmiş yıllarda olduğu gibi, iş liderlerinin çoğunluğu COVID-19'u tek seferlik bir olay olarak değil, yeni riskleri ortaya çıkaran ve nasıl düşünmeleri gerektiğini değiştiren bir olay olarak görüyor. En hazırlıklı liderler, COVID-19'un kendilerine yeni ortaya çıkan risklere nasıl hızlı yanıt vereceklerini öğrettiğine ve bunun da resesyona girerken kendilerine güven verdiğine inanıyor.