İçişleri Bakanlığı'nın 1 Ocak 2017 tarihinden itibaren yeni çipli kimlik kartlarına geçilmesi gerekliliğini duyurmasının ardından bugün geldiğimiz noktada yaklaşık 80 milyon kişi biyometrik kimlik kartı kullanmaya başladı. Ancak başta kimlik fotokopisi olmak üzere eski alışkanlıklar hâlâ devam ediyor. Özellikle araç kiralama, otel, plazaların güvenlik noktaları gibi yerlerde KVKK kurallarına aykırı olarak vatandaştan çipli kimlik kartının fotokopisi alınmaya devam ediyor. Bu fotokopiler yetkisiz, kötü niyetli kişilerin erişebileceği ortamlarda saklanabiliyor. Kağıt maliyetleri ve fiziksel arşiv maliyetleri ise tüm kurumlara yük oluşturuyor. Fotokopi yerine kimlik kartının dijital taranması ve bu şekilde arşivlenmesi daha kolay gibi görünse de sadece riskleri dijital ortama taşıyor. Burada en güvenli çözüm elektronik kimlik doğrulama olarak öne çıkıyor.
Vatandaşın kimlik bilgilerinin güvenliği amacıyla biyometrik kimlik kartlarına geçildiğini ve kimlik bilgilerinin birçoğunun çiplere gömülerek korunduğuna dikkat çeken biOnay Kurucu Ortağı Ümit Yaşar Usta, “Tirajikomik ama kurumlar şimdi de eski alışkanlıklarla, çipli kimlik kartlarının fotokopisini çekmeye devam ediyor. Oysa bu fotokopilerin doğru muhafaza edilememesi veya kötü niyetli kişilerin eline geçmesi sebebiyle birçok vatandaş büyük mağduriyetler yaşıyor. Bu kimlik bilgileriyle kişilerin haberi olmadan kendi adlarına, banka hesabı ve GSM hattı açılabiliyor, alım satım işlemi gerçekleştirilebiliyor ya da kredi çekilebiliyor. Bugün bir restoranda bir garson kredi kartınızın fotokopisini çekse, itiraz edip durumu şikayet edersiniz, ama çipli kimlik fotokopisi çekilmesini vatandaşlar kanıksamış durumda. Bu yanlış alışkanlığın değişmesi gerekiyor” diyor.
Vatandaşları bu konuda daha dikkatli olmaya çağıran Usta, kurumları da bir an önce biyometrik kimlik kartlarının amacına uygun olarak, kimlik doğrulama cihazları kullanmaya, böylelikle hem kendilerini hem de vatandaşı güvence altına almaya davet ediyor.