7 haftadır devam eden eylemlerimizde anayasanın yapılamaz dediği her usulsüzlüğün yüzsüzce yapıldığına şahit olduk. Kıyıda tek sıra yürüyüşümüzün bile mümkün olmayacağı şekilde; şemsiyeler, şezlonglar, masa ve sandalyeler ile kıyının işgal edildiğini gördük. Kıyıda; beton duvarlar, ahşap ve demir çitler, beton saksılar ile halkın kıyıya serbestçe geçişinin engellendiği basın mensupları tarafından ve tarafımızca kayda alındı. Tüm bu usulsüzlüklere rağmen kıyıya ulaşmak istediğimizde işletme sahiplerince sözlü ve fiziki saldırılara maruz kaldık. Güvenlik görevlilerinin ve bizlerin sağduyulu tutumu sayesinde eylemlerimize gölge düşürecek herhangi olay yaşanmasına fırsat vermedik. 7 hafta boyunca ne Bodrum belediyesinden nede Bodrum kaymakamlığından bu yaşanalar ile ilgili en küçük bir tepki görmedik. Bizde dedik ki madem plajlarda bize havlumuzu serecek yer yok, bizlerde gidelim belediye meydanına havlularımızı serelim.
Sayın kaymakam bey biz size geldik, kaleminizden randevu talebinde bulunduk. 7 haftadır bekliyoruz. Anayasal hakkını arayan biz yurttaşların sesini duyacak mısınız? Tüm halkın eşit ve serbestçe kullanımına açık kıyıların kanunsuz işgaller ile halka kapatılmasına veya ücret ödeyerek ile kullanımına izin verilmesine, aksi durumda sözlü ve fiziki şiddet uygulanmasına sessiz mi kalacaksınız? Sayın Tamer Mandalinci ve belediye yönetimi bakın bizler buradayız, anayasal haklarımızı istiyoruz. Peki siz neredesiniz? Safınızı belli edin bizim yanımızda mısınız? İşgalcilerin yanında mısınız? Bizler hem kaymakamlık makamından hem de belediyemizden bu kanunsuzluklara karşı kanunu uygulamalarını, herkesin eşit ve serbestçe kıyıya erişimini engelleyen kanunsuzlukları sonlandırmalarını talep ediyoruz.”