Muğla’da Pınar Gültekin’i katleden Cemal Metin Avcı’nın ‘canavarca hisle eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürme’ suçundan yargılandığı davada aldığı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası haksız tahrik indirimi uygulanarak 23 yıla düşürülmüş, tutuksuz yargılanan kardeşi Mertcan Avcı, annesi Ayten Avcı, babası Selim Avcı, boşandığı Eda Karagün ve ortağı Şükrü Gökhan Orhan ise beraat ettirilmişti.
Verilen bu cezaya göre Cemal Metin Avcı’nın yaklaşık 14 buçuk yıl cezaevinde yatması beklenirken, 8 yılın ardından açık cezaevine nakil olma hakkına sahip olacak. Tepki toplayan karar, istinaf mahkemesine taşındı.
‘Haksız tahrik’ indiriminin yanı sıra gerekçeli karar da tepkiye neden oldu. Gerekçeli kararda, “Sanığın maktule yönelik yakma fiilini gerçekleştirmedeki amacının eziyet çektirmeye yönelik olmayıp, maktulün cesedini yok ederek yakalanmaktan kurtulma ve suç delillerini yok etmeye yönelik olduğu gözetildiğinde mahkeme sonuç cezaya etkisi olmamakla birlikte koşulları oluşmadığından söz konusu unsurun somut olayda gerçekleşmediğini kabul etmiştir” ifadelerine yer verildi.
Mezopotamya Ajansı’ndan Semra Turan’a konuşan dava avukatlarından Kübra Çelik Deniz, mahkemenin adli tıp raporlarını dikkate almadığını vurguladı.
Dosya kapsamında alınan 2 tane Adli Tıp raporu var. Bunlardan Adli Tıp Üst Kurulu raporunda ‘Pınar Gültekin’in hayattayken yangına maruz kaldığının mevcut verilerle kabulünün gerektiği’ açıkça belirtiliyor. Yani Pınar Gültekin’in canlıyken yangına maruz kaldığını söylüyor. 30 kişinin imzaladığı diğer Adli Tıp raporunda da bu açıkça belirtiliyor. Ancak mahkeme kararını verirken bu raporları dikkate almıyor. Mahkeme kararda, karşı tarafın sunduğu raporu esas alarak, ‘amacı cesetten kurtulmaktır, yakmak değil’ diyor. 2 adli tıp raporunda da yakılarak öldürüldüğü açıkken, canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürmenin olmamasından bahsetmek bize göre mümkün değil. Çünkü Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre yakarak öldürme canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürmenin en açık örneklerindendir.
‘Yalancı tanığın ifadesiyle indirim yapıldı’
Mahkeme’nin gerekçeli kararında aksi yöndeki birçok tanık beyanına rağmen 2 tanığın ifadesini dikkate alarak ‘haksız tahrik indirimi’nde bulunduğunu söyleyen Çelik, tanıklardan birinin ifadesiyle ilgili daha önce Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’na yalancı tanıklıktan şikayette bulunduklarını kaydetti.
Bu tanık ve Pınar’ın kız kardeşinin jandarmada henüz Pınar kayıpken verdiği ifadelerin dikkate alındığını aktaran Çelik, şunları söyledi:
Pınar’ın kardeşinin Jandarmada verdiği iki ifade yazım yanlışlarına kadar birbiriyle aynı. Olayın şoku ve manipüle edilmesi sonucu bir ifade alınmış. Kardeşinin tehditten kastı ablasının, Cemal’in evli olduğunu öğrenince ‘beni bir daha rahatsız etme yoksa ailene ve eşine söylerim’ demesi. Pınar’ın kız kardeşi daha sora duruşmalarda ‘ablam ortada yoktu, şoktaydım. Önüme ne konulduysa okumadan imzaladım. Benim kesinlikle böyle bir beyanım yoktur’ demesine rağmen mahkeme ilk ifadelerini dikkate aldı. Diğer tanık ise Cemal Metin Avcı’yı destekleyen tek kişi. Daha önce de hakkında yalancı tanıklık suçundan şikayette bulunduğumuz bir tanıktır. Sadece o Pınar’ın Cemal’i tehdit ettiğini söylüyor.
Çelik, yine dava kapsamında telefon kayıtlarına ilişkin ABD’ye yazılan müzekkereye dikkat çekerek, “11 buçuk ay Pınar’ın özel hayatının yargılandığı bu müzekkerenin cevabını bekledik. Gelen cevaba göre Siber Şube Müdürlüğü bir rapor düzenledi. Rapora göre, Pınar’ın telefonunda 2 yıllık geriye yönelik bir inceleme yapıldı ve telefonda Cemal Metin Avcı’ya yönelik hiçbir görüntü, bilgi ve belge tespit edilemedi. Karşı tarafça da dosyaya aksi yönde sunulan hiçbir tehdit, şantaj mesajı, görüntü veya video yok” diye tepki gösterdi.
3 farklı ‘haksız tahrik’ savunması
Katil Avcı’nın yargılama süresince 3 kez “haksız tahrik” savunmasını değiştirdiğini dile getiren Çelik, bunları şöyle açıkladı: Önce tehdit ve şantaj iddiasında bulundu ve bu nedenle öldürdüğünü iddia etti ancak bu konuda hiçbir mesaj, görüntü, kayıt sunulamadı. Ortada iddia edildiği şekilde hiçbir mesaj, görüntü, video yok. Sonra mahkemeye mektup yazarak ‘zorla ilişkiye sokuldum ve videom çekildi. Bununla tehdit edildim’ dedi. Ama ortada dosyaya sunulmuş bir video yok. 3’üncü savunmasında ‘bıçak çekti, o sebeple öldürdüm’ dedi. Ancak bu sefer de ortada ne bıçak ne de bıçak yarası bulunamadı.
‘Vicdanları yaralayan bu hatalı karar’
İstinaf dilekçelerinde tüm bunlara da yer verecek şekilde itirazlarda bulunacaklarını aktaran Çelik, bundan sonraki süreci şöyle aktardı: Mahkeme gerekçeli kararı taraflara tebliğ edecek. Taraflar tebliğden itibaren yasal süre içerisinde gerekçeli istinaf dilekçelerini sunacak. Sonrasında Bölge Adliye Mahkemesi tarafların istinaf talepleri çerçevesinde bir karar verecek. Şu aşamada, Gültekin ailesi avukatları, Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup gerekçeli itirazlar da sunulacaktır. Vicdanları yaralayan bu hatalı kararın kaldırılacağını umuyoruz.
28.06.2022 14:17:27