Şef Mehmet Yalçınkaya: “Yemek Milliyetçiliği Zorunluluktur”

Etkinlikte konuşan şef Hazer Amani, Milas zeytinyağının adeta bir Hollywood yıldızı olduğunu vurgularken, şef Mehmet Yalçınkaya ise yemek milliyetçisi olmanın zorunlu olduğunu ve Batılılaşmanın etkisinden çıkılması gerektiğini söyledi.

Muğla’daki 17 milyon zeytin ağacının 11 milyonunu barındıran Milas, Türkiye’nin dünya çapındaki “Zeytin Üssü” olarak adından söz ettiriyor. Bölgenin en büyük zeytin hasat şenliği olarak dikkat çeken etkinlik, 16 Kasım tarihinde Atapark’ta başladı.

 

 

2 gün boyunca bilgilendirici ve eğlenceli programıyla yoğun ilgi gören şenliğin ilk gününde; Şef Hazer Amani, Doğa Çitçi ve Maria Ekmekçioğlu'nun katıldığı söyleşide, Milas coğrafi işaretli ürünlerinin tanıtımı ve yerel kalkınmadaki önemi konuşuldu. Şef Mehmet Yalçınkaya'nın söyleşisinde ise Memecik zeytininin bölge ve Avrupa'daki önemi ele alındı. Etkinliğin sonunda Behzat Gerçeker yönetimindeki ENBE Orkestrası’nın muhteşem performansıyla coşkulu bir kapanışa sahne oldu. Konserde, Türk müziğinin unutulmaz eserlerinden dünya klasiklerine uzanan geniş bir repertuvar sunan ENBE Orkestrası, izleyicilere unutulmaz anlar yaşattı.

 

 

Gastronomi alanında batılılaşmanın etkisinden çıkmamız gerektiğini söyleyen ünlü şef Mehmet Yalçınkaya, “Batı’ya hayranlık duymaktan vazgeçmeliyiz; başkasının zeytinyağını övmekten kendi değerlerimize sıra gelmiyor. Kendi mutfak kültürümüzü küçümsemek yerine, ona hak ettiği değeri vermeliyiz. Dünyada örneği olmayan tam 12 eşsiz yemek mirasımız var. Gastronomi dünyasında özgünlük çok önemli ve bu özgünlük zaten bizde mevcut. Önce kendi değerlerimizi anlamamız, tanımamız ve onlara sahip çıkmamız gerekiyor. Türk mutfağı, sadece yemek değil; bir yaşam biçimi, bir kültür ve bir tarih demektir. Bunu dünyaya anlatmaya, daha da önemlisi kendimize hatırlatmaya ihtiyacımız var. Yemeklerimize artık yemek değil ürün dememiz gerekiyor” dedi.

 

 

Milas ürünleri içerisinde zeytinyağının adeta bir Hollywood yıldızı olduğunu söyleyen ünlü şef Hazer Amani, “Türkiye’de en sevdiğim ürünlerinden biri olan bu eşsiz lezzet. Yemek yapmak şovdan ziyade mutfakta gerçek bir keyif ve tutkuya dönüşüyor. Her bir damlasında Milas’ın kadim topraklarının ve yıllara dayanan emeğin izlerini taşıyan bu zeytinyağı, sadece sofralarımızı değil, kültürümüzü de zenginleştiriyor. Milas, hak ettiği gibi bir gastronomi merkezi haline gelse, bu zengin mirasın dünyaya tanıtılması ve daha fazla insana ulaşması için büyük bir adım atılmış olur. Böyle bir merkez, sadece zeytinyağını değil, bölgenin tüm lezzetlerini ve geleneklerini bir araya getirerek gastronomiye değer katar” dedi.


18.11.2024 11:44:37