Skandal kongre: Atatürk’e 'deccal' diyen Said Nursi 'üstat'mış!

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nce düzenlenen Yaratılış Kongresi’nden: Bilim seküler ve laik olamaz. Atatürk’e “deccal” diyen Said Nursi “üstat”, hayvanların doğal yaşamlarında yaptıkları hareketler “Allah’ın hikmeti”..'

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi tarafından düzenlenen 4. Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi’nde, bilimin seküler ve laik olamayacağı, olayların bilimsel açıklamalarının ise “ateist ve deistik” olduğu iddia edildi. 

Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e “deccal” diyen Said Nursi’den “üstat” olarak söz edilen kongrede, hayvanların doğal yaşamlarında gerçekleştirdiği hareketler “Allah’ın hikmeti” olarak yorumlandı.


 
Dumlupınar Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleşen Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi’nin 4’üncüsü, önceki gün sona erdi.

Cumhuriyet'ten Sefa Uyar'ın haberine göre, “Bilim dünyasının yaklaşık iki yüz yıldır ateizmi esas alan pozitivist felsefenin tesiri altında” olduğu ileri sürülen kongrenin destekçileri arasında Diyanet İşleri Başkanlığı, TÜGVA, TÜRGEV, İlim Yayma Cemiyeti ile tarikat ve cemaat bağlantılı vakıflar, AKP’ye yakın kuruluşlar yer aldı.

 

‘TABİATIN ESERİ OLAMAZ’


Kongrede Dr. Abdülkadir Çoban, “Kuran ve bilim ışığında yaratılış açısından suyun yeri ve önemi” başlıklı bildirisi ile yer aldı. “Yanıcı özelliğe sahip iki hidrojen ile yakıcı özelliğe sahip olan bir oksijenden söndürücü özelliğe sahip olan suyun yaratıldığını” söyleyen Çoban, suyun kullanım alanlarına işaret ederek, suyun tabiatın eseri olmasının imkansız olduğunu iddia etti. Çoban, “Suyun, mezkur özellikleri taşımasının kendi kendine olması veya tesadüfen vücut bulması ya da tabiatın eseri olması imkânsızdır” ifadelerini kullandı.

‘BİLİM LAİK OLAMAZ’


Ayhan Küflüoğlu ise “Sihrin yapısı-bilimsellık sırrı” başlıklı bildirisini sundu. Bilimin seküler ve laik olamayacağını, “ateist ve deist” olabileceğini iddia eden Küflüoğlu, bilimin “ne, neden, nasıl” gibi sorular sorduğunu ancak kim sorusunu sormadığını belirtirken, “Bilimsellik, kimsesiz bir evren tarifi yapmıştır” dedi. “Kâinattaki eserlerin ustasının kim olduğunun sorulmadan, neden ve nasıl oluştuğunun açıklanamayacağını” iddia eden Küflüoğlu, olayların bilimsel olarak açıklanmasının “kendi kendinelik” bildirdiğini ve bu ifadelerin “ateist ve deistik” olduğunu öne sürdü.


 
Küflüoğlu’nun sunumu sırasında kullandığı “epistemoloji” gibi kavramlar ise sunuma katılan Yeni Akit yazarı Ali Erkan Kavaklı’nın tepkisini çekti. Kavaklı, bazı sözcüklerin Latince olmasına dikkat çekerek “Ölü bir dille mi biz İslam medeniyetini kuracağız? Epsitemoloji ne demek? Marifetullah ilmi dense kıyamet mi kopar? Dilin İslamileştirilmesi lazım” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Bünyamin Duran’ın gerçekleştirdiği “İbn-i Sina ve Bedüizzaman Said Nursi’de yaratmada melek-tabiat ilişkisi” başlıklı sunumda, Said Nursi’nin görüşleri incelendi. Sunuma katılan Küflüoğlu’nun, Said Nursi’den “üstat” diye bahsetmesi de dikkat çekti. Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kazım Uysal da bir balık türünün göç ve yumurtlama dönemlerini incelediği “Anadrom salmonlarının esrarengiz göçleri” adlı sunumda, balığın bazı göç hareketlerini yapabilmesi için “şuura” sahip olması gerektiğini ancak olmadığını belirterek, doğal hareketleri “Allah’ın hikmeti” olarak yorumladı. 

‘GÜZEL AHLAK BOZULDU’


Rektör Uysal, bildirilerin tamamlanmasının ardından düzenlenen kapanış töreninde, kongrenin sonuç bildirgesini okudu. Tanzimat’tan itibaren “Batılılaşma” adına her türlü kültür ve ahlakî değerlerden büyük oranda uzaklaşıldığını öne süren Uysal, Batı kaynaklı eğitimle güzel ahlakın, kişiler arasında emniyet ve sadakatin bozulduğunu iddia etti.

Uysal, “Bunun birinci sebebi kâinattaki bütün varlıkların tesadüfler, sebepler ve tabiatın eseri olarak meydana geldiği şeklinde verilen eğitimdir. Böyle bir eğitimle yetişen gençler, kendisinin de tesadüfen meydana geldiğini, hayatın bir gayesinin olmadığını zannetmekte. Helal-haram tanımamakta, milli ve manevi değerlerine yabancılaşmakta” ifadelerini kullandı. 


 
SONUÇ BİLDİRGESİNDE YENİ TANIM


Kongrenin sonuç bildirgesinde özetle şunlar kaydedildi:

“‘Din ayrı, bilim ayrı’ düşüncesi materyalist felsefenin ürünüdür. Bilim dünyası yaklaşık 200 yıldır ateizmin tesiri altında. Bilim, Allah’ın kainattaki eserlerini inceleme sanatıdır. Eğitimin bütün safhalarında ilimler tevhidi bakış açısı ve üslupla ele alınmalı. Bunun sonucu olarak gençlerimizin hem taassuptan hem de onları inançsızlığa sürükleyen hile ve zihinlerine atılan şüphelerden kurtulacakları; böylece ailesine, vatanına, milletine bağlı mükemmel insan modelinin ortaya çıkacağı aşikâr.” 


26.10.2020 12:00:00