Ancak turizm sektörünün sürdürülebilir bir biçimde büyüyebilmesi için huzurlu ve güvenli bir ortam sağlamak şarttır. Şiddetten, kargaşadan ve toplumsal gerilimlerden uzak bir ülke imajı, yabancı turistlerin gözünde “güvenilir bir destinasyon” algısını güçlendirir ve turizm gelirlerini istikrarlı hâle getirir.
Tarihimize baktığımızda, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet ve onun ilke ve inkılapları, ulusumuzun modern dünyadaki yerini belirlemiştir. Bugün hâlâ, çağdaş uygarlık seviyesine ulaşma hedefi taşıyan her yurttaşımızın, bu mirasa sahip çıkması ve onu gelecek nesillere aktarması kritik önemdedir. Turizm dâhil her sektörün gelişmesi, Cumhuriyet değerlerimizin korunması ve güçlendirilmesiyle doğrudan ilişkilidir. Yurt içinde barışın, hukukun ve özgürlüklerin hâkim olduğu bir ülke, elbette küresel arenada da takdir görür ve insanların keyifle ziyaret edeceği bir durak hâline gelir.
Bu noktada turizmin, Türkiye’nin tanıtım yüzü olduğunu unutmamalıyız. Dünyanın dört bir yanındaki potansiyel ziyaretçilere kültürümüzü, tarihimizi ve modern başarılarımızı doğru yansıtarak ülkemizi gururla temsil etmeliyiz. Bu amaçla, ülkemize yapılan yatırımları desteklemeli, turizm altyapımızı sağlamlaştırmalı ve hem yerel hem uluslararası iş birliklerini artırmalıyız. Geniş bir coğrafyaya ve çeşitliliğe sahip olan Türkiye, sadece deniz-kum-güneş turizminden ibaret değildir; tarihi şehirlerimiz, kültürel değerlerimiz ve yöresel tatlarımız da yurt dışı pazarlarında tanıtılmayı beklemektedir.
Unutmamalıyız ki; ülkemizde huzuru korumak, devletin ve her bir vatandaşımızın en temel sorumluluklarından biridir. Atatürk’ün ışığında yürümek, Cumhuriyetin bize kazandırdığı değerlere sahip çıkmak, çağdaş medeniyetlerin üzerine çıkma hedefimize giden yolda en önemli adımları oluşturur. Turizm, sadece sektörel bir faaliyet değildir; aynı zamanda barışa, kardeşliğe ve ekonomik kalkınmaya hizmet eden bir köprüdür. Bu köprüyü sağlam temeller üzerine kurup, Türkiye Cumhuriyeti’nin aydınlık geleceğine hep birlikte katkı sunmak bizlerin elindedir.
Türk vatandaşları ülkesindeki huzura, barışa, mutluluğa sahip çıkıp, iç karışıklıklardan uzak durup, aklıselim şekilde davranmalı, doğruyu her zaman demokratik yöntemlerle aramalı, ülkesine sahip çıkıp, turizmi de desteklemeli, ülkesinin gelişimine sahip çıkmalıdır.
Her turizm sezonu öncesi çıkarılan, her baharın gelişini kutlayacağımız zamanda siyasi ve ekonomik krizler ülkesi haline getirilmek istenen Türkiye'nin bu tuzaklara düşmemesi son derece önemlidir.
Tüm sektör paydaşları olarak, ülkemizin olumsuz değil, güzellikleriyle anılmasını sağlamak için doğru pazarlama çalışmalarına devam etmemiz, ne olursa olsun ülkemizi yurtdışı misyonlarında da doğru bir şekilde temsil etmemiz ve turizmin güzelliklerini anlatıyor olmamız bizlerin en önemli görevlerindendir.
Bunu unutmayarak, turizme sahip çıkmamız gerektiğini gerek vatandaşlarımıza gerek ekiplerimize gerekse de tüm dünyaya aktarmalıyız. Tüm yapılmak istenen iç karışıklıklar, huzursuzluklar, çıkartılmak istenen karşıtlıklar, tüm bunları bir yana bırakarak barışa odaklanmalı. İşimize, sektörümüze, geleceğimize sahip çıkmalıyız.
Daha adaletli bir Türkiye için, daha parlak ilkbaharlar için, daha verimli sezonlar için, yaşasın Cumhuriyet!
25.03.2025 13:42:49