Tarlada kilogramı bir liraya satılan limon yok alma tehlikesiyle karşı karşıya. Maliyetlerini karşılamayan üreticiler ağaçları kesmeye başladı. Türkiye'nin bir çok noktasına üretimciler aynı sorunu yaşıyor.
Konuya ilişkin Mine Ataman sektör temsilcileriyle konuştu. Konuyu detaylı bir şekilde ele alan Ataman'ın aktardığıan göre, Türkiye, dünya narenciye üretiminde 8. ihracatında 4. Sırada, en çok ihracatı Ukrayna ve Rusya’ya yapıyoruz. Geçtiğimiz yıllarda rekor üstüne rekor kıran narenciyede sorunlar göz göre göre geldi, önlem almada geç kalındı.
Ağustos ayında Akdeniz’de pek çok birliğin açıklama yapıp konuya dikkat çekmesine rağmen hiçbir önlem alınmadı. Adana Turunçgil Üreticileri Birliği (ADATÜB) Ağustos’ta açıkladığı 2023-2024 Sezon Değerlendirme Raporunda Ukrayna – Rusya savaşına, Rusya para birimi Ruble’deki değer kaybına ve rakiplerimiz Mısır, Fas ve İspanya’daki verim artışına dikkat çekseler de hiçbir şey yapılmadı. Üretici limon ağaçlarını sökmek zorunda kaldı.
Her fırsatta “ekilmedik bir karış toprak kalmasın, siz yeter ki üretin” sözlerine inanan çiftçi üretmenin cezasını çekiyor. Üretime verilen destekler, ihracat ile desteklenmesi gerekirken çiftçi dünyadaki ekonomik belirsizlik ve savaş ortamında yalnız bırakılıyor.
Üretimde planlı dönem daha başlamadan narenciyede sınıfta kalmışa benziyor. Planlama için tarım sayımı yapılacak. Oysa narenciyenin çok sağlam işleyen bir planlaması var. Nereye hangi fidanlar dikildi, verilen destekler ortada. Yani perşembenin gelişi çarşambadan belli olmasına rağmen önlem alınamamış olması tartışmaya açık.
Yetkililer 2023 buğday sezonu için “buğdayda bolluk dönemini yönetiyoruz” deyip 12 milyon ton stoklarda buğday varken ekmeğe gelecek zammı düşünürken. Türk tarımının iklim değişikliği ve dünya ekonomik konjonktüründeki dalgalanmalara ne kadar hazırlıksız olduğu ortaya çıkıyor.
Verim arttığında tarımsal ürünlerde çok az da olsa fiyat düşmesi elbette kabul edilebilir. Fakat üreticinin zarar etmesi, uzun vadede üretim iradesinden vazgeçmesi, gelir standardında yüzde 5’ten fazla kayıp yaşaması tarım ekonomisine uygun olamaz.
Herhangi bir tarımsal üründe üretim artışı öngörüldüğünde (narenciyede aylardır biliniyordu) ihracat desteği sağlanabilir, gıda endüstrisinde değerlendirilebilir, yeni pazarlar bulunur antlaşma yapılabilir. Maalesef hiç biri yapılamadı. İçerdeki kısa vadeli sorunlara o kadar odaklanmış durumdayız ki, görevden almalardan vakit bulup üreticinin gerçek dertleriyle ilgilenmiyoruz. İhracat rakamları iyi gelince alkışa ortak olup başarıdan nemalanıyor, sonuçlar kötü olduğunda sessiz kalıyoruz.
Bazı yetkililer “o kadar fazla fidan dikilmeseydi” diyor, haklılar “o kadar fidan dikilmesine neden izin verdiniz” sorusunu ben de soruyorum. Tarım ekonomisi demek binlerce riski değerlendirmek ve önlem almak demek değil mi?
Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak’ın “2023 yılı narenciye ihracatında 1 milyar dolar hedefine” karşılık limon çiftçisinin tadı kaçtı. Uçak’a göre “verim yüksek olsa da iklim değişikliği kaynaklı hastalıklar, kalite sorunları var. Rusya ve Ukrayna pazarında talep düştü. Limonun kullanıldığı gıda endüstrisi üretimin sürdürülebilirliği için elini taşın altına koyup çiftçiye alım desteği sağlamalı.”
Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru’ya göre ise sorunun nedeni; ihracatın yüzde 65’ini yaptığımız Ukrayna ve Rusya’da alım gücünün düşmesi, planlama yapılmadan çok fazla Mayer cinsi limon dikilmesi ve Arjantin’in limon rekoltesinin artması. Doğru’nun çözüm önerisi; “limon sosu ve suyu ile ilgili kodekste nar ekşisinde olduğu gibi düzenleme yapılarak, limon kullanımının artırılması, limon kabuğunun kozmetikte inovatif kullanımının geliştirilmesi. İspanya, İsrail Çin ile narenciye antlaşması yaptı. Biz de yapmalıyız, yeni pazarlar bulmalıyız. Ticaret Bakanlığı Rusya pazarı için ton başına 1500 TL ihracat desteği sağlayabilir, en azından çiftinin maliyeti karşılanır.”
“BU NASIL DÜZEN?”
Öte yandan Ekonomi Gazetesi Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım, limon üreticisinin ürününü satamadığı için ağaçları kestiğini belirten bir video paylaştı. Limon Üreticileri Platformu’nun videosunu sosyal medya hesabından paylaşan Ali Ekber Yıldırım şu ifadeleri kullandı: “Limon hasadı bu yıl kepçe ile yapılıyor Üretici kilosunu 1 liraya satamadığı limonu kökünden söküyor. Sökülen ağaçlar sadece bir çiftçiye ait değil, bu ülkenin milli servetidir. O limonların yetişmesi için yıllarca bu ülkenin suyu kullanıldı, dövizle ithal edilen gübre, mazot, kullanıldı. En yüce değer denilen emek kullanıldı. Üretici 1 liraya satamadığı limonu tüketici büyükşehirlerde 15-20 liraya alabiliyor. Bu nasıl bir düzen?
18.10.2023 10:45:26