• Nevavprestij
GÜNCELHaber Girişi : 09 Ekim 2023 12:00

Anadolu Basının Sorunları Ve Çözüm Yolları Marmaris’te Tartışıldı

Anadolu Basının Sorunları Ve Çözüm Yolları Marmaris’te Tartışıldı
Gazeteci Atila Sertel “Gazetelerin birer ikişer değil 15’er 20’şer kapandığını; gazetelerin sayısının bin 200’ün üzerinden 800’lere düştüğünü son çıkan internet yasası ile birçok gazetenin gelir kaynaklarına el konulduğu bir süreçten geçiyoruz" dedi

Türkiye’nin dört bir yanından gelen yaklaşık 300’e yakın gazetecinin katıldığı Marmaris’te düzenlenen ‘Anadolu Buluşması-Yerel Medya Çalıştayı’nda bir araya geldi. Gerçekleşen etkinlikte yerel medyanın yaşadığı sorunlar ele alınırken dijital medyaya geçiş sürecinin ilerleyişi hakkında da bilgiler aktarıldı.


Marmaris Belediyesi ve basın meslek örgütlerinin iş birliği ile Muğla’nın Marmaris ilçesinde düzenlenen “Anadolu Buluşmaları Yerel Medya Çalıştayı 2023” Çalıştaya Türkiye’nin dört bir yanından 300’e yakın basın mensubu katılım sağladı.

 


“ART NİYETLİ OLMADAN ŞEFFAF VE ÖZGÜR ŞEKİLDE MESLEĞİNİZİ YAPIN”


Basın şehitleri anısına saygı duruşu ve okunan İstiklal Marşı’nın ardından çalıştayın ev sahipliğini yapan Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay Marmaris ve Türkiye’nin sorunlarına dikkati çekerek yerelde medyayla yaptıkları çalışmaları anlattı. ¨Marmaris’te ve ülkemizde yaşadığımız sorunlar ortada. Özellikle işin ekonomik kısmında her geçen gün daha da derinleşen sıkıntılarımız mevcut ama bu ve benzeri çalışmalarla birlikte bunları aşabileceğimizi düşünüyorum. Göreve geldiğimizden beri yerel basındaki arkadaşlarımıza destek olmaya çalıştık ve onlardan sadece art niyetli olmadan şeffaf ve özgür şekilde mesleğinizi yapın; bizler onlara ihtiyaç duyan insanlarız isteğinde bulunduk. Bugüne kadar büyük oranda bunu başardığımızı umut ediyorum. Sizler güncel sorunlara dair bizim bilgilenmemizi sağlayacaksınız, biz de dersler çıkarıp gerekli iyileştirmeleri yapacağız. Katılan herkese teşekkür ederim¨ ifadelerini kullandı.

 


SERTEL: “ANADOLU’NUN SESİNİ DÜNYAYA DUYURMAK İSTİYORUZ”

 


TBMM 27’nci Dönem CHP İzmir Milletvekili, gazeteci Atila Sertel de Anadolu’da çok büyük sıkıntıların olduğunu belirterek, “Gazetelerin birer ikişer değil 15’er 20’şer kapandığını; gazetelerin sayısının bin 200’ün üzerinden 800’lere düştüğünü son çıkan internet yasası ile birçok gazetenin gelir kaynaklarına el konulduğu bir süreçten geçiyoruz. 3 ila 5 televizyon ve gazete dışında Türkiye tamamen iktidarın güdüm altında görev görüyor. Bütün bunları biz görüyoruz. Anadolu’nun sesini Türkiye ve dünyaya duyurmak için bu organizasyonu yaptık¨ diye konuştu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem, Özgür bir basın, özgür bir gazetecilik anlayışıyla çalıştıklarına vurgu yaparak, “Bir meslektaşınız olarak buradayım. Sizin sıkıntılarınızı yaşamış biri olarak burada bulunuyorum. Bu toplantı piramidin en altında en önemli ayağını oluşturmakta. Katılanlara ve ev sahibi Marmaris Belediyesine de teşekkür ederim. Sizlerin özgürce gazetecilik yapabileceği, sorunlarınızın çözüldüğü ortamı oluşturmak için hep birlikte çalışacağız” dedi.


“SORUNLAR YUMAĞIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ”


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yaptığı konuşmada, Medyada yaşanan olumsuzlukların hemen hemen birçoğuna yaptığı konuşmada değindi.
Gazeteciliğin özgür olması gerektiğine vurgu yapan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Sorunlar yumağıyla karşı karşıyayız. Doğa harikası bir yerdeyiz. Yanan yerlerin yeşermesi bizim umutlarımızı yeşertti. Bu toplantı geleneksel hale geldi. Başta Marmaris Belediyesi olmak üzere herkese teşekkür ederim. Atilla Sertel’in de büyük emeği var. Can Atalay’ın, Osman Kavala’yı ve diğerlerini ziyaret ettim. Adalet kavramını hepimiz içselleştirirsek. Eğer haklı mücadele veriyorsa, hakkın yanında oluyorsa bana göre medya sorumluluğunu yerine getiriyor. Bizim aykırı fikirlere ihtiyacımız var. Farklı bir gözlem bizim sorunlarımızı çözebilir. Aykırı düşünceden korkmamak gerekir. Bizde farklı yazı diye gazeteciler hapse atılıyor, inşalarımız farklı düşüncelerinden dolayı yargılanıyor. ‘Basın milletin müşterek sesidir’ diyor Mustafa Kemal Atatürk, acaba şu an gerçekten öyle mi. Basın mensupları eleştirmeli ve biz de ona göre eksikleri ve sorunlarımızı çözmeliyiz. Bizde medyanın büyük sorunları var. Öyle bir noktaya geldik ki ortalaşamıyoruz. Yolsuzluklar ulusal spor haline geldi. Hangi alana Türkiye’nin sürüklendiğini oturup düşünmemiz lazım. Hepimizin sorumluluğu var. Medyanın da sorumluluğu var. Siyaset kurumunun yanlışlarını, siyasetçinin daha dikkatli konuşmasını sağlamış oluruz. Bu görev medyaya düşer. Medya yasama, yürütme ve yargıyı da denetleyen bir görevi vardı. Dolayısıyla medya çok önemli bir yere sahip. Anayasa’da ‘Basın hürdür sansür edilemez’ deniliyor. Acaba gerçekten öyle mi? Yerel medyanın sorunlarını bana her gittiğim yerde bana anlatıyorlar. Kamu kurum ve kuruluşlarının tasarruf genelgesi çıkardılar. Günlük gazeteye abone olmayacaksınız diye. Böyle bir şey olabilir mi. Tam tersine belediyeler kendileri hakkında ne yazılmış bakabilmeli. Bunun neresi tasarruf. Bunun neresi tasarruf. Bula bula bunu buldunuz. Medyaya düşman olan bir siyasal iktidarı desteklemeyin. Medyaya düşmanlık olur mu.” diye konuştu.


“BASIN İLAN KURUMU SİYASALLIKTAN UZAK DURMALI”


Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Basın İlan Kurumu medyayı destekleme özelliği olan bir kurum. RTÜK de öyle ama son zamanlarda infaz kurumuna dönüştü. Geldiğimiz atmosfer iç acıcı atmosfer değil. Basın İlan Kurumu gerçekten medyaya destek verecekse, siyasallıktan uzak durmalı. RTÜK, iktidar yanlısı değil misin, eleştiriyor musun burnundan getireceğim. Öbür taraf onlara hiçbir şey yok. Onlar istedikleri gibi yayın, yalan haber yapabilir. Hayatımda bu kadar ayrışan bir medya oluşumu görmedim. Tirajlar yazıyorlar, 300 bin, 250 bin hepsi yalan. Medya ile halk arasındaki ilişkilerde de büyük bir güven erozyonu var. Bunun giderilmesi lazım. Doğru haberlere erişim yasağı başka bir konu. Haber doğru, herhangi bir şeyi eleştiriyorsunuz. Onlar mahkemeye gidiyor. Erişim yasağı getiriliyor. Yargı kararıyla yolsuzlukların üstü örtülüyor. Etik değerlere aykırı ne varsa ona göre mücadele etmemiz lazım. Parçalanan medya iktidarların işine gelir. Kamu ilanları belli gazetelere veriliyor. Sizlerin vergileriyle ayaktalar, maaşlarını ödüyoruz.  Nasıl oluyor da kamu bankası belli televizyon ve gazeteleri destekler. Bir taraf cezalandırılır, öbür tarafa istedikleri kadar ilan verilir. Bununla ilgili gerekli başvurularımızı yaptık. Tirajına ve reytingine bakın dedik. Kamu Denetçiliği Kurumuna başvurduk. Kamu Denetçiliği Kurumu, ‘Bizim alanımıza girmiyor. Kamu yayıncısı TRT, Allah aşkına TRT gerçekten tarafsız yayın yapıyor mu. Onu da şikâyet ettik. Bir köşeye attılar. Korkuyorlar. Böyle olmaz. TRT’nin objektif yayın yapması lazım. Onlara 10 saat, diğerlerine 10 dakika.” İfadelerini kullandı.


“HABERİ DOĞRULAMA MERKEZİ KURULMASINDAN YANAYIM”


Basında başka bir konu sendika. Çalışanların haklarının korunmasından yanayım diyen Kılıçdaroğlu, “Sendika olmalı ki haberi yazan patronundan korkmamalı. Sendika arkasında olmalı. Bunu çözmenin yolu sendikalaşma.  Başka bir konu. TV’lerde ücretsiz kamu spotları yayınlanır. Niye ücretsiz. Kamu spotu yayınlıyorsanız, parasını ödeyeceksiniz. Ama kamu spotçuluğu adı altında reklam yapıp parasını ödemiyorlar. Bunun kalkması lazım.  Teyit mekanizmasına da medyanın ihtiyacı var. Ben gazetecilerin bir araya gelip haberi doğrulama merkezi kurmasından yanayım. Baskı karşısında haberin doğru olduğunu teyit edebilmeli, doğruysa destek olmalı. Dolayısıyla gazeteyi ve gazeteciyi korumalı.  İletişim başkanlığının ne işi var. Sahte videolar yayınlayan bir kurum. Ne işi var onun. Basın kartını verecek olan basın mensupları olmalı. Kimin gazeteci olup olmadığına kamu kurumu nasıl bilecek. Basın kartını kamu vermemeli, kamunun da içinde olduğu ağırlığın medya mensupları olduğu bir kurum vermeli. Medyada en sert ve acımasız eleştirilen genel başkanlardan biri durumundayım. Hiçbir zaman çekinmedim. Ama yalan haber doğru değil. Sırf eleştireceğim diye hakaret asla doğru değil. Bu konuda da medya mensuplarının etik değerlere uyması lazım. Etik değerlere uymayan gazetecileri, bir kurul uyarabilmeli. Kendileri oluşturdukları bir oluşum bunu yapmalı. Eğer devletin yapısında bir çürüme varsa yasama, yürütme, yargı ve medyadan başlıyor. Umudumuz medyada. Çürümeye karşı mücadele olacak olan medyadır. Yargıda, yürütmede çürüme var diyeceksiniz. Paranız varsa bir gün bile hapishanede yatmıyorsunuz.  Basın milletin ortak sesidir. Atatürk ülkeyi kurduğunda çağdaş uygarlık seviyesini aşmasını hedeflemiştir. Bu mücadeleyi yapmak için hangi görüşten olursak olalım. Bu bir insanlık ve hepimizin ortak sorunu bu insanlık sorununda umut olan sizsiniz. Sizin kaleminiz. Sizin kaleminiz güçlü olduğu sürece tüm sorunlar çözülür. Türkiye’nin otoriter rejimlerden kurtarmak için siz umutsunuz. Toplantıyı düzenleyen arkadaşlarıma tekrar teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.


“ANADOLU BASINI ENTÜBE EDİLMİŞ VAZİYETTE”


Marmaris’te düzenlenen Yerel Medya Çalıştayı’nda konuşma yapan Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, “Basın konseyinin geliri yok, binası yok, parası yok ama bu mücadeleye devam edeceğiz. Cebimizden harcayarak mücadele ediyoruz. Kat kat kurulan binalarda yapılmıyor bu işler, biraz yürek isteyecek. Gazeteciliğinde yürekle yapılacağına inanıyorum. Entübe yaşayan tüm gazetecilere destek olmak zorundayız. Bunun da yolu güç birliğinden geçiyor. Hepimiz konuşacağız, hepimiz her bir kelimeyi içselleştireceğiz ama fotoğrafa bütünüyle bakmak gerekiyor. Avrupa’daki toplantılara katıldığımızda herkes dijital medyayı konuluyor, maddi olanaksızlıkları konuşuyor, hiç kimse özgürlükten dem vurmuyor. Bize sıra geldiğinde şu kadar gazeteci gözaltında, şu kadar gazeteci tutuklu… Demokrasilerde böyle bir tablo yok, önce bunu çözmek zorundayız. Örgütlenmenin yolu sorunların aşılmasına neden olacak. Sen-ben kavgasını bırakacağız. Anadolu basını entübe edilmiş vaziyette. Biz bu entübeden nasıl çıkacağız, bunu konuşalım. Yolumuz bu olmalı. Avrupa İnsan Hakları Bildirgesi’nin her bir satırına imza vermemiz gerekiyor. Hak olan o yasaların sahibi biziz. Bu yasalar var ama uygulanmıyor. Bunu uygulatmak bizim görevimiz, bizler gazeteciyiz. Yılmayan, cesaretle bu kalemi oynatması gereken bizleriz. Öyle korkarak, kapılara giderek, üç beş kuruş alarak bu mücadelede başarılı olamayız. Maalesef bunu zaman zaman sergiliyoruz ama inanın bu iş parasız da yapıyoruz. Basın konseyinin geliri yok, binası yok, parası yok ama bu mücadeleye devam edeceğiz. Cebimizden harcayarak mücadele ediyoruz. Kat kat kurulan binalarda yapılmıyor bu işler, biraz yürek isteyecek. Gazeteciliğinde yürekle yapılacağına inanıyorum. Entübe yaşayan tüm gazetecilere destek olmak zorundayız. Bunun da yolu güç birliğinden geçiyor” dedi.


GAPPİ, “ULUSAL MEDYANIN YÜZDE 90’ı ARTIK ‘YANDAŞ’ NİTELİĞİNDE”


İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, ¨Tüm bu karmaşanın içinde doğruları bulmak daha zor. Geçmişten bu yana bu bedeli ödeyen meslektaşlarımı anıyorum. Ulusal medyanın yüzde 90’ı artık ‘yandaş’ niteliğinde. Yerel medyanın da yüzde 90’ı nefes alamıyor. Peki biz nasıl gazetecilik yapacağız? Bazı gazeteler kağıt fiyatları nedeniyle sayfa sayısını azalttı. Kasım ayında biz 12 sayfalık bir gazete ile 60 bin lira matbaa parası ödüyorduk; şu anda 8 sayfaya 145 bin liraya sadece matbaa parası ödüyoruz. İkinci problem dijitalleşme türbülansı. Bu gerçekleri bilerek ne yapacağız; yol bulacağız diyorlar ama bizim yolumuz var. Bizim güç bulmamız lazım. Herkes biliyor, yeni süreçle birlikte biz 1 Godot’yu bekler gibi Ekim’i bekledik, hala kargaşa hakim”. dedi.


“GAZETEDE ÇALIŞANIN BANKA KARTI, GAZETENİN MUHASEBECİSİNİN CEBİNDE”


Türkiye Gazeteciler Federasyonu Yılmaz Karaca ise yaptığı konuşmasında tüm gazetecileri birlikte hareket etmeye davet etti. Anadolu basınının bir ya da en çok bir buçuk yıl sonra tamamen bitirileceğini ifade eden TGF Genel Başkanı Yılmaz Karaca özellikle bu tehlikeye karşı birliktelik çağrısı yaparak Anadolu basınının yaşatılmasının gerekliliğini dile getirerek çalıştayda şunları söyledi:


Karaca, “5 yıl Türkiye Gazeteciler Federasyonu şöyle bir açıklama yaptı, ‘Gelin meslek örgütleri birleşelim, Anadolu basının yok etmek için düğmeye bastılar.’ Ancak basın örgütleri ayrı bir yerlere gitti. Gazete birleştirme adı altında, gazeteleri tırpanlamaya başladılar. 5 yıl önce 2 bine yakın gazete, şu anda 800 binlere düştü. Türkiye’nin en büyük illerinden bir tanesi Kayseri. Kayseri’de 16 gazete, üç gazeteye düştü. Orada işsiz kalan 100’ün üzerindeki arkadaşımızı düşünen yoktu. Şu anda Anadolu’da belki en rahat, sıkıntısız, derdi olmayan il Kayseri. Ve bugüne geldik. Bugün gerçekten Anadolu cayır cayır yanıyor, Trakya cayır cayır yanıyor. Sadece gazete sahibinin sorunları ile ilgili yanmıyor. Şu anda iddia ediyorum. Anadolu’da şu anda gazetecilerin yüzde 60’ı asgari ücret bile alamıyor. Ve asgari ücret alamadığı gibi çalışanın banka kartı, gazetenin muhasebecisinin cebinde. Sesi kıstılar. Anadolu basını bitmeye devam ediyor. Ve iddia ediyorum, şu anda 800 küsur gazete 500’e düşer. Ne oldu internet yasası? Ne tedbir aldın, korsanlar devam ediyor.” ifadelerini kullandı.


“HATAYLI HATAY’I TERK ETMEYECEK”


6 Şubat depreminden etkilenen 10 ili temsilen son olarak kürsüye çıkan Antakya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ahmet Abdullahoğlu deprem bölgelerinde bulunan başta gazeteciler olmak üzere herkesin çok zorda olduğunu vurguladı. Depremin en çok yıktığı ve deyim yerindeyse haritadan sildiği Antakya’nın özel afet bölgesi ilan edilmesi için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaoğlu’nun öncülük etmesini tüm Hatay halkı adına isteyen Ahmet Abdullahoğlu deprem sonrası gazetecilere destek veren Başta Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Yılmaz Karaca ve federasyon yönetim kuruluna, İzmir Ekonomi Muhabirleri Derneği’ne ve bir önceki dönem CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel’e teşekkür etti. Deprem bölgesinde yaşayan depremzedelerin yaşam kalitelerinin yükseltilmesi adına girişimlerin kış ayı gelmeden başlaması ve insanların kışı rahat geçirebilecekleri yaşam alanlarının çok kısa sürede bitirilmesi gerektiğinin altını çizen Ahmet Abdullahoğlu çeşitli mültecilere sunulan yaşam haklarının Hatay halkına sunulmadığını da sözlerine ekledi. Hatay’ın Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti topraklarına hayatı pahasına kattığı son şehir olduğunu vurgulayan Antakya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ahmet Abdullahoğlu başta kendisinin olmak üzere hiçbir Hataylının Hatay’ı terk etmeyeceğini ve Hatay’ın yeniden inşa edilmesi için gerekli tüm çabayı hep birlikte yapacaklarını ifade etti.

 


CHP, Marmaris Belediyesi ve basın meslek örgütlerinin iş birliği ile Muğla’nın Marmaris ilçesinde düzenlenen “Anadolu Buluşmaları Yerel Medya Çalıştayı 2023”  Çalıştaya Türkiye’nin dört bir yanından 300’e yakın basın mensubunun yanı sıra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem, CHP Genel Başkan Yardımcısı Semra Dinçer, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç, eski CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün,  Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay, Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, RTÜK üyeleri İlhan Taşcı ve Tuncay Keser,  CHP Muğla İl Başkanı Zekican Balcı, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Kıvanç El, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Yılmaz Karaca, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Kenan Şener, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı Cem Kaytan, Küresel Gazeteciler Konseyi Genel Başkan Yardımcısı Hüsniye Karakoyun, internet haber sitesi sahipleri, gazeteciler ile birlikte Sivas’tan Medya Net Haber Dijital yayın platformu yöneticisi Gazeteci Hakan Bakar ve İsmail Dursun  katıldı.