İçişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu tarafından hazırlanan ve Danıştay’da görülen “kaçak imar ve inşaatlar” dosyasına göre, Bodrum’da 4 bin 242 kaçak yapı tespit edilmiş durumda.
T24 yazarı Tolga Şardan, Bodrum’daki kaçak yapılaşmayı mercek “Büyüteç” altına aldı ve iktidar ile muhalefetin bu konuda “kol kola” hareket ettiğini öne sürdü. Şardan, Bodrum’daki kaçak yapıların sahipleri arasında siyasetin hem iktidar hem de muhalefet bloklarındaki bireyler ve şirketlerin bulunduğunu belirtti.
Bodrum, Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir’in eserlerine ve Mazhar Fuat Özkan’ın “Bodrum… Bodrum…” şarkısına ilham kaynağı olmuş bir ilçe olarak bilinirken, günümüzde inşaat rantıyla gündemde. Şardan’a göre, turizm ve gece hayatının yanı sıra, Bodrum’un imar rantı da iştah kabartıyor. Özellikle, iktidar ve muhalefetin aynı düzlemde buluştuğu tek alanın Bodrum’daki imar rantı olduğu belirtiliyor.
Tolga Şardan, daha önceki yazılarında da imar konusunun önemine dikkat çekmiş ve 31 Mart yerel seçimlerinden başarıyla çıkan muhalefeti bekleyen en önemli tehlikenin imar konusu olduğunu dile getirmişti. Bodrum’daki imar rantını tüm açıklığıyla gözler önüne seren Danıştay 1. Dairesi’nin bir kararına ulaştığını belirten Şardan, bu kararın Bodrum Belediyesi ve belediye görevlileri hakkında olduğunu ifade etti.
Danıştay 1. Dairesi’nin görev alanına giren bu dosya, kamu görevlileri hakkında verilen kararlardan biri. Bodrum Belediyesi hakkında geriye dönük pek çok Danıştay kararı olduğunu vurgulayan Şardan, önceki Belediye Başkanları Mehmet Kocadon ve Ahmet Aras başta olmak üzere, imar müdürleri, müdür vekilleri, yapı kontrol birimi çalışanları ve zabıta personeli hakkında birçok evrakın Danıştay’da incelenip karara bağlandığını belirtti.
Şardan’ın ulaştığı Danıştay kararı, eski başkanlar Kocadon ve Aras ile birlikte toplam 16 belediye görevlisini yakından ilgilendiriyor. İçişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu tarafından hazırlanan ve Danıştay’da görülen “kaçak imar ve inşaatlar” dosyasına göre, Bodrum’da 4 bin 242 kaçak yapı tespit edilmiş durumda.
Belediye başkanları ve görevliler hakkındaki iddia ise, tespit edilen 4 bin 242 kaçak yapının yıkımının sağlanmaması yönünde. Şardan, kaçak yapı denildiğinde sadece ruhsatsız inşa edilen yapılar değil, ruhsata uygun inşa edilmeyen ve projelere ruhsatsız eklemeler yapılan yapıların da anlaşılması gerektiğini ifade ediyor.
AKP'li İSMİN PROJESİNDEKİ KAÇAKĞI CHP'Li BELEDİYE ES GEÇMİŞ
Şardan, yazısında Mavi Arya projesininde kaçak yapı olakn ilgili kısımlarını da yazmış. AKP'li Mücait Aslan'a ait olan proje belediyenin soruşturma dosyasında da yer alıyor
CHP'li belediye tarafından usulsuzluğun görünmezlikten geldiğini ifade ederek Şardan, " Bu kaçak yapıların sahipleri içinde siyasetin iktidar ve muhalefet bloğundaki bireysel ya da şirket boyutlu isimler var, hiç şüpheniz olmasın.
Hatta bir örnek vereyim yakın zamandan…
Bodrum'daki kaçak imar ve inşaat konularının araştırılması amacıyla bir Mülkiye Başmüfettişi Bodrum'a gönderildi. Müfettişin görev onayının altında dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun imzası var!
Yani, Soylu'nun bakan olduğu dönem. İlçe sınırları içinde belediyenin verdiği imar ve inşaat ruhsatları üzerinde inceleme yapan müfettiş, AKP'nin önde gelen isimlerinden birisine ait bir inşaat projesini mercek altına aldı. İnşaatın, belediyenin verdiği ruhsata göre yapılamadığının müfettiş tarafından tespit edilmesiyle birlikte haber Ankara'ya ulaştı. Soylu, müfettişe "inşaatın mühürlenmesi" talimatını verdi. İnşaatın müfettiş gözetiminde mühürlenmesiyle birlikte kızılca kıyamet koptu, deyim yerindeyse. Bu noktada; Bakan Soylu'nun bakan sorumluluğunda görevini yaptığını söylemek ve kutlamak mümkün elbette. Ama bir de madalyonun diğer yönünü görünce; Soylu'yu alkışlamak, yerini soru işaretlerine bırakıyor kuşkusuz. Zira, söz konusu inşaat projesinin sahibi, Soylu'nun AKP'de kendisine rakip olarak gördüğü isimlerden Mücahit Aslan'dı! Bildiğim kadarıyla Aslan, sürecin çözüme kavuşturulması için devreye aracı konulması teklifini kabul etmedi.Hatta Soylu görevden alınıncaya kadar projesi mühürlü kaldı. Müfettişin bu konuda yaptığı raporlamanın da Danıştay'a ulaşan dosyalar arasında bulunduğunu ekleyeyim." diye yazdı.
Tolga Şardan’ın bu konudaki yazısının tamamını okumak için linke tıklayınız.