Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, ormanların turistik tesislere tahsis edilmesinin büyük risk olduğunu vurgulayarak, “Ormanlar imara açılamaz” dedi.
BODRUM - Üç yılı aşkın bir süredir görevde olan Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, bu sürede yaptıklarını ve görevinin devamında yapacaklarını BirGün’e anlattı. Aras, göreve geldiğinde yoğun bir program hazırladığını fakat bu programı pandemi sebebiyle ancak 2020’ye kadar yürütebildiğini dile getirdi. Pandemiyle birlikte sağlık ve sosyal yardımlara ağırlık verildiğini söyleyen Aras, “Son iki yıldır Bodrum yoğun göç aldı ve bu durum bize bir ek hizmet yükü getirdi tabi. Son iki yılı bu şekilde geçirdik; salgınla ve göçlerle. 2022 yılında ise, salgının durulmaya başlamasıyla biraz daha rahatladık ve yeni nüfusun ek hizmetlerine ağırlık verdik” dedi.
Altyapı çalışmalarından bahseden Başkan Aras, Bodrum’un yüzde 42’sinin arıtma tesisi ve kanalizasyon sistemine sahip olduğunu ve şimdiki yatırımlarla bu oranın yüzde 91’e çıkacağını vurguladı. İçme suyu konusunda, 2012 yılında yapılan DSİ hattının bazı sorunları olduğunu belirten Aras, hattın yenilenme sürecinin bu kadar uzun sürmesinin yargıdaki sürecin yavaşlığından kaynaklandığını dile getirdi.
‘ORMANLAR KESİNLİKLE İMARA AÇILAMAZ’
2021 yılında Bodrum’da çıkan orman yangınında, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ihmali sebebiyle ancak yedinci gün müdahale edildiğini söyleyen Aras, “Gönüllüler, itfaiye ve vatandaşlarımız olarak biz geçen seneki yangın için çok mücadele verdik. Bu sebeple de bu sene yangınlar için birçok önlem aldık. Belediye bünyesine 5 adet arazöz araç geldi. 31 noktaya içinde yangın söndürme aletleri olan ani müdahale kabinleri tahsis edildi. Anahtarlarını da bölgedeki muhtarlara ve gönüllülere verdik. Mahalle afet gönüllüleri oluşturduk. 100 telsiz alarak yangında görevli olan herkese dağıtarak iletişimi güçlendirmeye çalıştık. Bodrum’da bu sene 20 yangın büyümeden söndürüldü. Hava kuvvetlerinin de yardımıyla bu sene daha hazırlıklıydık” dedi.
Ormanların turistik tesislere tahsis edilmesinin ne kadar büyük bir risk olduğunu da vurgulayan Aras, “Ormanlar kesinlikle imara açılamaz. Eğer bölge turizm merkeziyse ormanlık alanlar turizm amaçlı tesislere tahsis edilebiliyor. Balta gitmemiş bir ormanı turizm nitelikli diye sen bir işletmeye tahsis edersen ormanlar yanmasa bile insan eliyle tahrip oluyor. Ormanların korunması için, hükümet katında da yerel katta da çok daha hassas olmamız gereklidir. Orman alanları normalde imara açılamaz. Fakat turizm tesisi adı altında imara açılıyor. Güvercinlik’te aynı şey oldu; bölge Halep Çam ağaçlarıyla ünlü bir bölgeyken turizm amaçlı imara açıldı. Sonrasında orman yangını çıktı ve otel yapıldı. İmara açılmamış olsa orası belki de yanmayacaktı. Birileri yaktı diyerek hedef göstermem ama tablo ortada” ifadelerini kullandı.
Özelleşme adı altında sit alanlarının küçültüldüğünü vurgulayan Aras, “Daha önce ağaçlara ayrılan alanlar bir gecelik plan değişikliğiyle imara açılıyor. Bu alanlar özelleşme adı altında insanlara satılıyor. Burada bu alanları satın alan insanların bir suçu yok aslında çünkü zaten bizden birisi almasa gider Katar’dan, Dubai’den birisi gelip alır. Devlet olarak kamunun malını satışa çıkartmak asıl suç. Vatandaşın ortak malını özel mülke konu edip satmak asıl suç. Ülkede vatandaşın ayağını sokup denize gireceği, ormanda yürüyeceği alan kalmayacak yavaş yavaş. Burada bir mülksüzleştirme politikası var. Büyük sermayeye peşkeş çekmek uğruna vatandaşı ormana sokmuyorsun” diye konuştu.
Aras, şunları söyledi: “Temel ihtiyaçlarla vatandaşı oyalıyorlar. İnsanlar hayatta kalmaya çalışıyor, çoğu çocuğunu okutmaya çalışıyor. Vatandaş çocuğunun beslenmesini, eğitimini nasıl hallederim, akşamı nasıl çıkartırım diye düşünürken el altından vatanın her yeri satılıyor, sermayeye peşkeş çekiliyor. Geçen gün o bahsettiğimiz yerlerden birisine protesto ve malını savunmak için 100 kişi bile gitmedi. Bodrum’un nüfusu kaç, gelen insan sayısı kaç. Dedenin malı olsa kardeşinle kavga edersin sana ait kamu malı satılıyor ses çıkartmıyorsun. O yüzden bu işi yapanlara değil bunun yapılmasına göz yumanlara kızmak lazım.”
‘İNSANLARI TOPRAKTAN KOPARMAMAK İÇİN’
Tarım konusunda bilinçli icraatlar yapılması gerektiğini dile getiren Aras, “Tarımda, insanlara topraktan kopmayın demek için uğraşıyoruz. Bitki yağı çıkartma işlemi yaptık. Biz bunu destek olsun, örnek olsun diye yaptık. Yoksa belediyenin asli görevi bu değil. Vatandaşa yavaş yavaş toprağın ve tohumun değerini anlatmaya çalışıyoruz. Bir tohum merkezi kurduk ve tohum topluyoruz. Son dönemlerde topraksız tarım, dikey tarım gibi yöntemler çıktı bunları da takip ediyoruz. Tarım artık akıllıca yapıldığında büyük getirisi olan bir hale geldi. Bir serayla topraktan aldığın verimin 10 katını alabilirsin. Tarım bakanının yapması gereken bir şey bu aslında ama biz yapıyoruz” ifadelerini kullandı.