Türkiye, 2023 seçimlerine krizin gölgesinde hazırlanırken, ekonomik krizin giderek şiddetlendiği bir ortama da giriyoruz.
Ekonomideki yavaşlama 2018’in son çeyreğinden başlayarak yerini 2021 yılının son aylarında daralmaya bıraktı. Öyle görünüyor ki, ekonomideki daralma enflasyonun etkisiyle daha da şiddetli bir biçimde his edilecek önümüzdeki dönemlerde…
2023 seçimlerinin son derece olumsuz bir ekonomik konjonktürde yapılacağına ve ekonomik krizin halkı, vatandaşı oy tercihi üzerinde olumsuz etkileyeceğine hiç kuşku yok.
Bu bağlamda aslında Türkiye ekonomisinin lokomotifleri olan ve startı verilen Oda ve Borsa seçimleri kilit nokta duruyor.
Son dönemlerde ortaya atılan yolsuzluk iddiaları sonrası devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları, mesleki odalar ile diğer bileşenlere karşı ciddi bir güven sorunu yaratan bir süreçte bu seçimler hem liyakat açısından hem de bir şeylerin değişe bilirliğini gösterme açısından kritik önem arz ediyor.
Bu bağlamda bir taraftan Türk kamu yönetimi sistemi yeni baştan inşa edilmeye çalışılırken diğer taraftan bir kısım kamu çalışanlarına etik değerlerin aşılanması hedeflenmekte ve bu amaçla kurullar oluşturulmaktadır.
‘Bir şeylerin değişilebilir olma’ algısı oda seçimlerinin kişi veya listeler üzerinden değil anlayışlar üzerinde kurgulanmasıyla doğrudan ilişkidir…
Alışa gelmiş yöntemler, çıkar üzerine oluşturulan listeler veya siyasi kariyerli olan isimlerin isteği üzerine oluşturulan yönetimlerle bir şeyleri değiştiremezsiniz…
Yöntem yanlış ise sonucun da yanlış olması kaçınılamaz olur tabi..
Tek çare anlayışlar üzerine bir kurgunun yapılması. Yani bir meslek odasının işlevine, misyonuna, vizyonuna uygun bir stratejinin kurulması lazım. En önemlisi de Oda’nın şehre katkısı üzerine bir hesabın yapılıyor olması lazım…
Genel geçer bu tespitimden sonra ibreyi biraz Bodrum’a çevirelim…
Bodrum hoşgörü kenti olması, bir çok kimliği bir arada barındırması açısından önemli….
Türkiye’nin mozaiğinden Türkiye’ye örnek bir ticaret odası seçimi yakışır.
Açıklanan seçim takvimine göre Bodrum Ticaret Odası seçimleri Ekim veya Kasım ayında yapılacak..
Bodrum Ticaret Odası için resmi olmazsa da şimdilik iki aday kamuoyunda konuşuluyor..
Birincisi BESİAD Başkanlığı yapan başarılı iş insanı Engin Kaplan diğer isim ise mevcut başkan Mahmut Serdar Kocadon.
Elbette iki isim de önemli mesafeler kat etmiş kişiliklere sahip. Lakin burada esas olan seçim kurgularındaki yöntem tercihi.
İsimler üzerinden bir kurgumu mu olacak yoksa ilkeler üzerinden mi?
Aldığımız duyumlar başkan Mahmut Serdar Kocadon ve ekibinin ilkelerden uzak bir strateji izlediği yönünde. Daha çok siyasi endeksli bir çalışma ve liste hazırlığında olduğudur. Kendi bekaları için yanlış yöntemi bile bile uygulayıp genel bir doğruyu toplumda kabul görmek akıl işi değil..
Mehmet Kocadon’un olası Bodrum belediye başkanlığı üzerinde denklemler oluşturuluyor… Bir kurumun seçimi Bodrum Ticaret Odası’nın kaderini belirleyici dinamik olmamalı.
Ekonomik krizin derinleştiği noktada bu tip odalar ve yönetimleri topluma reçete olmalıdırlar. İşsizliğin yaygınlaştığı bu dönemde sürdürülebilir bir şehir politikası geliştirerek sorunun çözüme katkı sunabilirler.
Birilerinin belediye başkanı olması için şehrin sürdürülebilir politikalarını yılarca ertelemek neye hizmet bilemedim…
Aylar önce Sayın Kocadon, Bodrum’a dair bir tespitte bulunmuştu.. Bodrum turizmi için hayati öneme sahip bir konuyu gündeme taşımıştı. Bodrum’da turistlik yatak kapasitesinin yüzde 75’lerden yüzde 25’e düştüğün açıklamıştı.
Mesela seçimlerde bu soruna yönelik bir strateji geliştirecek mi? 7 bin tl maaş alan bir beyaz yaka çalışanı 8 bin Tl kira veriyor… Bu gidişle ticaret odası üyesi onlarca insan çalıştıracak eleman bulamayacak..
Acaba bu konuda Sayın Kocadan bir proje suna bilecek mi?
Diğer adayın cephesinde bakacak olursak; isimler üzerinden bir tartışmayı görmüyoruz.. Daha çok dengeleri koruyan ve ilkeler üzerine bir yöntem olduğunu görmekteyiz..
Seçimden bağımsız olarak Ticaret Odası'nın ilke ve esasları bir çalıştayda ortaya konuldu üstelik...
Uzun süren bir tartışmalar sonrası bir çalıştay gerçekleştirildi ve ikleler açıklandı. Mevcut yönetimden tutalım da farklı kategorideki görüş ve anlayışlar bu ilke ve esaslar üzerinde birleşti...
İlkeler üzerine yapılan kurgu mevcut anlayışa bir itirazı da barındırıyor. Var olan anlayış ve yöntem isimler üzerinde veya siyasi kimliklerden uzak bir seçim yöntem demek..
Kaplan ve ekibi, Bodrum Ticaret Odası’nın ve Bodrum’un geleceğini esas alan ilkeler doğrultusunda bir yönetim anlayışı benimsemiş durumdalar. Bu anlayışta birsi olmazsa diğer olacak. Yani her koşulda bir üretim mekanizması ortaya konulmuş durumda..
İsimler üzerinde oluşturulan sistemlerin hepsinde o isim olmazsa sistem olmaz. Tıpkı cumhurbaşkanlığı sisteminin Sayın Erdoğan ile özdeşleşmesi gibi..
Bodrum’un birileriyle özdeşlememesi için odanın, meslek örgütü ilke ve esaslarının konuşulacağı bir seçim anlayışı ortaya koyulmak zorunda..
Bu bağlamda Türkiye mozaiği ülkeye bir rol model seçim yöntemi başlatabilir. İlkeler ve esaslar üzerinde bir tartışma kaybolan liyakati ve bir şeylerin değişilebilir olma umudunu toplumda yayınlaşmasını sağlar..