Dünyanın turizm gözdesi Bodrum'un son günlerde nasıl manşetlere taşındığını, sosyal medyada nasıl anıldığını yakından takip ediyorsunuzdur. Bir yanda magazin aşklarının yaşandığı milyon dolarlık adamların tatil için geldiği şehir imajı, bir yanda akarsuya karışan lağımın denize aktığını gösteren videolar.
Yazılı medyadaki yansımalar ise; daha zengin içeriklerle servis ediliyor. Lezzetsiz ama pahalı yemekler, domuz saldırıları, bitmek tükenmek bilmeyen (su başta olmak üzere) alt yapı sorunları, akşam üzeri başlayan sabahlara kadar süren gürültüye dönen müzikli eğlenceler, yasaklara rağmen durdurulamayan inşaat çalışmaları, göçen asfaltların nedenlerine konu eklendiği trafik sorunu, temizlik konusunda eksiklik, arabaların bozulmasına sebep olacak kadar bakımsız yollar, verdiği inşaat iznine göre alt yapı hazırlığı yapamayan ilçe bütçesi ve buna müteakiben kurumlar arası iletişimsizlik...Bunca büyük büyük sorunlar varken sıraladığım, daha üzücü olanı ise "fazlam yok biliyorum eksik kaldı mı ? "diye düşünüyor olmam yazıyı yazarken...
Dünya'nın önemli turizm markalarından olması için bir zamanlar yoğun çabalar harcanan Bodrum'da, bugün sokak sokak tankerlerle su taşınıyor! Klima suyuyla çiçekler sulanıyor. Duş almak için,evinde su akan komşunun yolu gözleniyor! "Su yok" diyorsunuz asfalt yarılıp içinden su fışkırıyor! "Bu ne biçim hikaye" desen acıları küçümsemek gibi algılanıyor!
Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, yerel medyadan ulusal medyaya taşınan su sorunu için önce Sulh Mahkemesine gidip bilir kişi talebinde bulundu. Sonra baktı olmuyor soluğu Ankara'da DSİ Genel Müdürlüğünde aldı. MUSKİ Genel Müdürü ise basın metni ile açıklama yaptı. Metinde suyu metre kare ile hesaplıyor. Yetinmiyor " fışkıran sulardan 50 milyon TL zarardayız" diyor. Yazıyı yazan ve onaylayanlardan rica etsem metre küp hesabı alsak o kaybı, bir de döviz cinsinden alırsak zararı sanki turizm beldesine verdiğiniz hasar daha sağlıklı sonuç verecek! Bu sene gelip de, pişman olup gelecek sene gelmeyecekleri de muhakkak katın hesaba Sayın Yetkililer! Herkesi haklı ve çalışkan gösterdiğiniz bu kayıkta net ifade edeyim "siz sallandıkça kürekler vatandaşın kafasına çarpıyor." Hatta bazen öyle sert darbelere maruz kalıyorlar ki; ölüme ramak kalıyor. MUSKİ 'nin, DSİ'nin tarihini de bilmem ama Bodrum'un
3 bin 500 yıllık tarihi, kadim medeniyetlerden miras aldığı kültür ve sanatı, doğal güzellikleri, özgün mimarisi, tarımsal zenginlikleri, gastronomisi, iklimi, denizi ve muhteşem koylarını biliyorum. Liyakatsizliğin bu koskoca tarihin geleceğe taşınmasının önüne geçecek kadar hadsizleşmesini ise içimiz sızlayacak izliyoruz evet kimse kusura bakmasın bunu demekten de geri kalmayacağım.
Bodrum'da alt yapı sorunu hem siyaseten hem de bürokratik olarak bir kayıkçı kavgasına dönmüştür. İhmaller, Bodrum'u daha önce de yazıp çizdiğim gibi mayın tarlasına döndürmüştür. 2020'den bu yana vatandaşın canını, sağlığını tehdit eder pozisyonunu koruyan soruna kalıcı çözüm sağlamanın kimsenin derdi olmaması ise vahimdir!
Bir milyar TL'lik yatırım Bodrum'a yapıldıysa kalem kalem ve süreleri ile birlikte kamuoyu ile paylaşılmasını öneririm. Kömürü deniz suyuyla soğutmak ve evlere temiz su ulaştırmak için uzmanından destek alabilirsiniz. Doğrusu bu kadar eleştirinin ve yönetim zafiyetinin nelere yol açtığını/ açabilir olduğunu göre göre istifa makamı yerine basın birimlerinin çalıştırılıyor olması da çağın en tehlikeli koltuk hastalığıdır. Süreci endişe ile izliyorum!
Hz. Ali'nin şu sözleri asla unutulmamalıdır "Saltanat ve tahakküm hırsına kapılanlar, debdebe ve saltanat içinde yaşamış olsalar bile, daima lânetle anılırlar."
Şairin dediği "hoş seda" içindir tüm gayret. Hepimiz hayat boyu aslında kendi cenaze törenlerimizi hazırlarız. Hayatı ne kadar hak ettiğimiz, cenazemize katılanların sayılarında ve sözlerinde açığa vurur.
Haydi selametle...