Akademia Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Özay Kartal, Bodrum’da antik döneme ait tarihi yapıların, turizme kazandırılması çağrısında bulundu.
Türkiye’nin önemli turizm destinasyonu olan Bodrum’a yaz aylarında yurt içi ve yurt dışından milyonlarca turist geliyor. Kış aylarında yeteri ilgiyi alamayan Bodrum’da turizm hareketliliğinin 12 aya yayılması hedefleniyor. Bu kapsamda arayışlar sürerken turizm hareketliliğinin 12 aya yayılmasında etkili olacak tarihi yapılar kaderine tek edilmiş durumda.
Turizmin yıl geneline yayılmasında etkili olacak Manzolos döneminde yapılmış olan antik bir stadyum, Mars Tapınağı, Halikarnas Mozolesi gibi tarihi yapılar bulunuyor. Fakat bu yapıları üzerinde sanayi sitesi, hurdacı ve bahçeler bulunakta. Geçtiğimiz yıllarda benzer bir tarihi yapı olan M.Ö. 377 yılında Karya’lılar tarafından yapılan Antik Halikarnassos Surları Akademia Vakfı, tarafından yapılan kazı çalışması sonucu turizme kazandırılmıştı.
İlçede tarihi eserlerin turizme kazandırılması ve kazı çalışmaları konularında hem yerel yönetimle hem de Turizm Bakanlığı ile protokol Akademia Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Özay Kartal, sürece dair değerlendirmelerde bulundu.
"BODRUM'UN ELİ TARİH VE ARKEOLOJİ ALANINDA ÇOK GÜÇLÜ"
Bodrum'da turizmi 12 aya çıkarılması konusunun önemli olduğunu ifade eden Akademia Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Özay Kartal , “Denize kuma güneşe bağlı bir turizm yapmak istediğinizde en fazla 4 ya da 5 ay yapabiliyorsunuz. Bunun dışında turizmi 12 aya yayabilmek için elinizde deniz ve güneşe bağlı olmayan ürünlerinizin olması lazım. Bodrum, bu anlamda birçok zenginliği mevcut ancak bu zenginlikleri kullanamamakta eğer kışında Bodrum'da turist görmek istiyorsak doğa turizmine, tarih turizmine, kongre turizmine ya da spor turizmine davet etmemiz gerekiyor. Fakat Bodrum'un eli tarih ve arkeoloji anlamında çok güçlü. 2400 yıllık kesintisiz yaşamın olduğu bir kent ve dünyanın yedi harikasından birine sahip. Turistleri kışında kendine çekebilecek, turizmi 12 aya yayabilecek bir çok tarihi ve kültürel zenginliğe sahip bir kent.” Diye konuştu.
"TAPINAĞIN ÜSTÜNDE HURDACI VAR"
Tarihi yapıların güncel kullanım durumlarını eleştiren Kartal, “ Gerekli çalışmaları yürütüldüğü takdirde Halikarnas Mozolesi gibi, Ares Tapınağı gibi tarihi ve arkeolojik alanlarımızın turizme kazandırılması çok kolay. Yazın deniz, kum, güneş ve eğlence turizmi ile, kışında kültür ve tarih turizmi ile 12 ay boyunca yaşayan bir turizm kenti haline gelir. Mevcut tarihi Manzolos dönemi yapılmış olan antik bir stadyumumuz var. 180 metre uzunluğunda ancak biz üstüne Sanayi Sitesi yapmışız. Ares tapınağımız var halk arasında Mars Tapınağı olarak da bilinir ve biz o tapınağın üstüne hurdacı yapmışız. Halikarnas Mozolesi'nin kendi bahçe alanı var ama üzerinde otopark var. Dolayısıyla Bodrum turizmini 12 aya yaymak istiyor ama başaramadığı için 4-5 aya sığdırmaya çalışıyor bu da inanılmaz yoğunluk ve sıkışma yaratıyor 4-5 ay süren bir sezonun bitiminden sonra esnaf ve turizmciler elleri boş olarak beklemek zorunda kalıyor.” Dedi.
"YEREL YÖNETİMLERİN DESTEĞİ GEREKİYOR"
Bodrum'da turizmi 12 aya yaymak için elimizdeki arkeolojik eserleri nasıl değerlendirileceğine ilişkin ellerinde somut çalışma yönteminin olduğunu belirten Kartal, “2020 - 2022 yılları arasında başkanlığını yaptığım Akademia Vakfı, antik Halikanassos surlarının temizlik, bakım ve peyzaj düzenlemesini üstlendi. Şuan Bodrum merkezde bardakçı ve Gümbet arasında antik Halikarnassos surları ve kuleleri yürüyüş yollarıyla turizmin hizmetinde. Orası atıl bir vaziyette dururken şuanda orada turistleri görmek mümkündür. Kış turizmine katkı sağlayan bir ürünü Bodrum'a kazandırmış olduk. Bodrum Merkezdeki anıt eserlerimizin ortaya çıkarılmasındaki en büyük sorun 'özel mülkiyet' sorunudur. Dolayısıyla 1. derece arkeolojik sit anıt eserlerdir. Tek bir kurumun bunları başarıyla ortaya çıkarması mümkün değildir. Yerel idarenin, merkezi idarenin, akademisyenlerin ve bizim gibi sivil toplum kuruluşlarının el ele vererek bu anıt eserlerimizi ortaya çıkartıp halkın ve turizmin hizmetine sokabilmemiz için çalışmalar yapmamız gerekiyor. Buradaki en önemli konu sivil toplum örgütlerinin tüm bu otoriteleri bir araya getirecek koordinasyon görevi görmesi gerektiğini düşünüyoruz.”diye konuştu.