• Nevavprestij
GÜNCELHaber Girişi : 14 Mart 2025 09:54

Bodrumlu Aleviler Meydana İndi.

Bodrumlu Aleviler Meydana İndi.
Suriye’deki Alevi katliamını protesto için Bodrum Belediye Meydanı’nda Alevi Bektaşi Kültür Derneği’nin düzenlediği basın açıklamasına CHP, EMEP, Sol Parti, TKP, DEM Parti, TİP’nin yanı sıra pek çok sivil toplum örgütü de destek verdi.

Egealternatif / Onat KARAHAN - HTŞ’nin Suriye’de iktidara gelişi ile Alevi kesim üzerinde var olan baskı 6 Mart tarihinde sistematik soykırıma dönüşmüştü. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR)’nin  bildirdiğine göre katliamda binlerce Alevi katledildi. Suriye’de halen devam etmekte olan saldırılar sonucunda yüz binlerce Alevi özellikle Bandias, Hama, Humus ve Tartus’tan; daha güvenli buldukları Lazkiye’ye göç etti. 2011 yılında Esad karşıtı muhaliflere sınır kapılarını açan AKP iktidarının, soykırıma karşın halen sınır kapılarını Aleviler’e açmaması da eleştiri konusu. Bu durumu dün (13 Mart) Samandağ’da on binlerce yurttaşın katıldığı mitingde Samandağ Alevi Değerleri Derneği Başkanı Zülfükar Çiftçi; “2011’de ‘Biz ensarız’ dediler, sınırları açtılar. Buraya milyonlar aktı. Bugün de aynı durumda olan Alevi kardeşlerimiz için neden sınırlar açılmıyor? Yayladağı sınır kapısı neden açılmıyor? Bugün biz onlara neden Ensar olamıyoruz. Dillerinden düşürmedikleri bir söz var, Hz. Muhammed'in; ‘Komşun açken tok yatan bizden değildir’ sözünü dillerinden düşürmezler. Komşun öldürülüyor. Nerede sizin Hazreti Muhammed sevginiz?  3 aydır Suriye'de Alevi kardeşlerimiz öldürülüyor diye bağırıyoruz” sözleriyle dile getirdi. 



Hatay’dan Bodrum’a Çağrı Var.



Suriye’deki Alevi katliamını protesto için Bodrum Belediye Meydanı’nda Alevi Bektaşi Kültür Derneği’nin düzenlediği basın açıklamasına CHP, EMEP, Sol Parti, TKP, DEM Parti, TİP’nin yanı sıra pek çok sivil toplum örgütü de destek verdi. Alevi Bektaşi Kültür Derneği yönetim kurulu üyesi Emir Ölmez açıklama öncesinde; “Birazdan okuyacağınız basın açıklaması Hatay'da yaşayan canlarımızın hissettiklerini de içermektedir. Yaşananların bir tanığından bilgileri içermektedir. Yaşananlarının tanığının Suriye topraklarında pek çok akrabası katledilmiştir. Biz Bodrum Alevi Bektaşi Kültür Derneği Cemevi olarak onların sözünü ve çığlığını aktarmayı bir sorumluluk olarak hissediyoruz” denilerek; Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası (TÖB-SEN) Genel Sekreteri Hizam Hasırcı’nın bölgeden sağladığı bilgi akışıyla hazırlanan basın açıklaması öncesi sık sık; “Kurtıluş yok tek başına. Ya hep beraber, ya hiçbirimiz” sloganları atıldı.



“Zulme Karşı Direnmek İnsanlık Onurudur.”



“Suriye’de Alevi katliamı Var” pankartının açıldığı eylemde dernek yönetim kurulu üyesi Emir Ölmez; “Değerli halkımız, vicdan sahibi insanlar, 8 Aralık 2024’ten bu yana Alevi halkı başta olmak üzere, sivil yerleşimlere yönelik saldırılar hız kazandı. Kadın, çocuk, yaşlı demeden insanlar yalnızca kimliklerinden dolayı hedef alınıyor. Silahsız siviller kaçırılıyor, mallarına el konuluyor, açlığa mahkûm ediliyor. Bu sürecin başını çeken HTŞ’nin lideri Ahmet el Şaraa (Jolani), yaşananları münferit olaylar gibi göstermeye çalışsa da, elimizdeki bilgiler bunun organize ve sistematik bir şiddet politikası olduğunu açıkça gösteriyor. Saldırılardaki bahane hep aynı: ‘Eski rejim unsurları’diyorlar. Ancak öldürülenler asker değil, sivillerdir. Öğretmenler, doktorlar, çiftçiler, çocuklar… Kendi topraklarında sadece kimlikleri nedeniyle yok edilmeye çalışılan insanlar… Bu süreçte, bazı medya organlarının yaşananları çarpıtarak sunduğunu görüyoruz. Katliama uğrayan siviller “rejim destekçileri” olarak lanse ediliyor, gerçekler örtbas ediliyor. Oysa biz biliyoruz: Bir insanın yaşam hakkı, siyasi hesapların gölgesinde bırakılmamalıdır. Türkiye başta olmak üzere bölge ülkelerinin politikaları da bu süreçte kritik bir rol oynamıştır. Özellikle HTŞ’nin Suriye’deki ilerleyişine karşı gösterilen tutarsız yaklaşımlar, krizi derinleştiren unsurlar arasında yer almaktadır. 29 Kasım 2024’te HTŞ, İdlib’den Halep ve Hama’ya doğru ilerlerken, bazı siyasi aktörler bunu bir kazanım olarak sunmuştur. Ancak bu ilerleyişin bedelini ödeyenler, yine masum siviller olmuştur. Tarih, sadece zulmü yapanları değil, ona sessiz kalanları da yargılayacaktır. Bu nedenle, susmuyoruz. Adalet için, sesimizi yükseltiyoruz. Zulme karşı direnmek insanlık onurudur” görüşlerini dile getirdi.

voyage