• Nevavprestij
GÜNCELHaber Girişi : 24 Haziran 2023 13:07

ÇEDES Projesine Bodrum’dan Tepki

ÇEDES Projesine Bodrum’dan Tepki
Bodrum'da Vazgeçmiyoruz Platformu tarafından Millî Eğitim Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı, dini vakıf ve dernekler arasında çok sayıda iş birliği protokolü imzalanmasına sert tepki gösterdi

Muğla’nın Bodrum ilçesinde bugün akşam saatlerinde Vazgeçmiyoruz Platformu tarafından Millî Eğitim Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı, dini vakıf ve dernekler arasında çok sayıda iş birliği protokolü imzalanmasına sert tepki gösterildi.Bodrum Belediye Meydanı’nda düzenlenen basın açıklamasına CHP İlçe Başkanı Başar Bıyıklı, siyas parti ve STK temsilcileri katıldı.

 

ÇEDES PROTOKOLÜ ANAYASA’YA AYKIRIDIR

 

Vazgeçmiyoruz Platformu tarafından yapılan açıklamayı ÇYDD Bodrum Şube Başkanı Meltem Ulusoy okudu. Ulusoy, Anayasa ve yasalara aykırı olarak Devlet kurumları arasında imzalanan ÇEDES protokolü, Cumhuriyet değerlerinin ve laiklik ilkesinin  açık bir ihlali olup, Anayasa’nın 2., 14. ve 42. maddelerine, 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 2., 10., 12. ve 13. maddelerine açıkça aykırı olduğunu belirterek “Anayasa’nın 42. Maddesine göre “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir. Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz. İzmir ve Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile İzmir ve Eskişehir İl Müftülüğü arasında imzalanan ‘Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi İş Birliği Protokolü’ kapsamında 842 ilkokul, ortaokul ve liseye "Manevi Danışmanlık" hizmeti adı altında imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve kuran kursu öğreticisi görevlendirilmiştir. 'Manevi danışmanlık', mevcut sorunları tespit etmek ve çözüm yollarını bilimsel yolla bulmak yerine, bireylerin eksikliklerini öne çıkaran, kişisel hatalar üzerinden değerlendirme yapan bir uygulamadır” dedi.

 

 

 

Ulusoy açıklamasının devamında  Pedagojik formasyonu olmayan imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı, Kuran kursu öğreticisi ve Diyanet İşleri Başkanlığı personelinin eğitim-öğretim süreçlerine katılmaları çocukların psikolojik gelişimi için ciddi bir risk oluşturduğunu belirterek “ İlgili dersler Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde pedagojik formasyon eğitimi almış öğretmenler tarafından verilmesi gerekirken Anayasa’ya ve yasalara aykırı bir düzenlemeye gidilmesi ülkemizin geleceği adına kaygı vericidir.Gelişim çağındaki çocukların ve gençlerin beklenti, talep ve sorunlarını, pedagojik yaklaşımla ve bilimsel verilere dayanarak ele almak bir zorunluluktur. Öğrencilerin, pedagojik ve bedensel gelişime yönelik uzmanlığı olmayan kişilere emanet edilmesi geri dönülemez sonuçlara yol açabilir.  Okullarda bu görevi üstlenen rehber öğretmenler varken, üstelik rehberlik ve psikolojik danışmanlık bölümünden mezun olan binlerce kişi atama beklerken böyle bir uygulamada gerçek amacın tüm orta/lise eğitim ve öğretimini imam hatipleştirmeye yöneliktir” ifadelerini kullandı.

 

 

Ulusoy açıklamasının sonunda taleplerini madde madde sıraladı

*Milli Eğitim bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı işbirliğiyle hayata geçirilen ve birbirinden ayrı olması gereken eğitim alanı ile inanç alanlarının birbirine karıştırılmasına yönelik ÇEDES ve benzeri uygulamalardan derhal vazgeçmelidir.

*Eğitimin bütün kademelerinde eğitimin niteliğini yükseltmek, çocukların özgür ve sağlıklı bireyler olarak yetiştirilmesi için somut adımlar atılmalıdır.

* Sınıflar öğretmenlere bırakılmalıdır.

 

*Bu konuda eğitim emekçileri başta olmak üzere, öğrencilerimizi, velilerimizi ve demokratik kamuoyunu, çocukların sağlıklı gelişiminin,  eğitim sisteminde eşit, özgür ve bilimsel düşüncenin ilerlemesinin önündeki tüm engellere  karşı birlikte tavır almaya ve ortak mücadeleye,

 

Milli Eğitim Bakanlığı’nı Anayasal ve yasal sorumluluklarını yerine getirmeye ve bu ağır yanlışlıklara son vermeye çağırıyoruz.

Basın açıklaması Türkiye Laiktir Laik Kalacak sloganları ve alkışlarla sona erdi.