Kuşoğlu, “Enflasyonu da hesapladığınız da bu senenin bütçesinin ek bir bütçeye ihtiyaç duyduğu kesin maalesef” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, 2023 yılı bütçe teklifini eleştirdi ve “Büyümeyi tercih ediyoruz, dengesiz ve çarpık bir büyüme. Ama enflasyon ile mücadele edilmiyor. Geçen yıl bu görüşmeleri yaparken yüzde 19’luk bir enflasyon vardı, şimdi resmi rakamlara göre yüzde 84. Enflasyon ile mücadele edilmez mi, enflasyon her sorunu anası. Enflasyon ile mücadele etmeyen bir ekonomi politikamız var” dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2023 yılı bütçe teklifinin görüşülmesine başlandı. Bugün komisyonda 2023 yılı bütçe kanun teklifi, 2021 yılı kesin hesap kanun teklifinin geneli ve 2021 yılı Sayıştay raporları görüşülüyor.
CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a “Plan ve Bütçe Komisyonunda propagandist bir giriş yapmışsınız” diyerek, bu yıl seçim bütçesi olduğu için bütçedeki giriş metninde yer alan “Ne mutlu ki bizi, bizden ziyade ülkemizin dört bir yanında yükselen yatırımlar ve icraatlarımız anlatıyor” ifadelerini okudu.
Kuşoğlu, bu yılki bütçenin rakamlarla konuşmaya elverişli olmadığını kaydederek, “Neden, geçen yıl başlangıç bütçesi 1,7 trilyon liraydı. 1,7 trilyon lira geçen yılın bütçesi, bu yıl 4,5 trilyon lira. Arada yüzde 150 üzerinde artış var. Arada yüzde 150 üzerinde bir artış varsa, arada altıncı ayda ek bir bütçe yapılmışsa, o bütçe de başlangıç bütçesi kadarsa bu bütçe konuşulmaz. Bu sene de benzer bir durum var. Bu sene 4,5 trilyon lira bütçeye rağmen yıl içerisinde, altıncı ayda olmayabilir ama yedinci, sekizinci ayda bütçe yapılmak zorunda. Seçim dolayısıyla Meclis’te yapılmayacak ama yine bütçe ihtiyacı söz konusu olacak” diye konuştu.
Kuşoğlu, “Enflasyonu da hesapladığınız da bu senenin bütçesinin ek bir bütçeye ihtiyaç duyduğu kesin maalesef” dedi.
TÜRKİYE EKONOMİSİNİ YIKILMAK ÜZERE OLAN BİNAYA BENZETTİ
Kuşoğlu, bir binanın depreme dayanıklı olup olmadığının nasıl ölçüldüğüyle ilgili örnek vererek, “Yıkılmakta olan bir binanın artık zemin analizi ve statik analizi filan yapılmaz, yıkılıyordur, tedbir alınır. Türkiye’nin durumu da maalesef böyle” diye vurguladı.
Kuşoğlu, Türkiye’de enflasyon ile mücadele edilmediğini söyleyerek, şunları belirtti: “Gelişmiş ülkeler faizlerini artırıyorlar. Enflasyonları yüksek. Biz bunlarla ilgili tam tersi işlemler yapıyoruz. Biz de faizleri düşürüyoruz. Faizleri düşürüyoruz derken doğru yapıyoruz diyeceksiniz, arkadaşlarımız da konuştular, yüksek büyüme sağladık dediler. Yüksek büyüme sağlıyorsanız, enflasyonla mücadele etmiyorsanız, bunun anlamı şudur; ahlaksızla da, güvenlik sorunuyla da, pahalılıkla da mücadele etmiyorsunuz. Bütün sorun ve sıkıntılarla mücadele etmiyorsunuz. Her yerde öncelik enflasyon ile mücadeleye ayrılıyor dünyada, küresel bazda, bizde tam tersine ‘büyüyelim’... Büyüyelim de dengeli bir büyüme yok zaten, finans sektörü, bankalar büyüyor.
“ENFLASYONLA MÜCADELE ETMEYEN EKONOMİ POLİTİKASI”
Büyümeyi tercih ediyoruz, dengesiz ve çarpık bir büyüme. Ama enflasyon ile mücadele edilmiyor. Geçen yıl bu görüşmeleri yaparken yüzde 19’luk bir enflasyon vardı, şimdi resmi rakamlara göre yüzde 84. Enflasyon ile mücadele edilmez mi, enflasyon her sorunu anası. Enflasyon ile mücadele etmeyen bir ekonomi politikamız var.
“HETEREDOKS DERKEN GARİP BİR NOKTAYA GELDİ”
Ortodoks politikalardan vazgeçtik, heteredoks politikalara döndük filan derken, garip bir noktaya geldi. Kur politikası özellikle yanlış olduğu için fiyat istikrarı da sağlanamıyor. Merkez Bankası’nın baş görevi fiyat istikrarını sağlamaktır. Merkez Bankası fiyat istikrarını nasıl sağlar, gider piyasadaki fiyatlara müdahale mi eder? Hayır Dünya fiyatları ile Türkiye’deki fiyatları benzeştirir, eşitlemeye çalışır. Rekabetçi olmamıza gayret eder. Dünyadaki kur ile, bizdeki kur doğru tespit edilirse, fiyatlar da doğru tespit edilmiş olur.
“İNGİLTERE’DE BAŞBAKAN GİTMEK ZORUNDA KALDI”
Şu andaki bizim faiz politikamız da kur politikamız da yanlış. Bu dış ticaret açığımız, cari açığımızdan belli. İlk defa bu yıl anapara ödemesinden fazla faiz ödemesi yapıldı. Demek ki bunları değiştirmemiz gerekiyor. İngiltere’de bir ay yanlış politika izlendi. Merkez Bankası ile iktidar arasında çelişki oldu, Başbakan gitmek zorunda kaldı. Bunlar çok önemli konular.”