31 Ekim 2019’da Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın enflasyon rakamlarını açıkladığı konuşmasında, “Tabii kuru da enflasyonu da her gün elle yazıyoruz ihracatı zaten ben akşam oturuyorum, ‘ihracat arttı’ diyorum” demişti.
Çok geçmedi Albayrak’ın ifadelerine Sözcü yazarı Murat Muratoğlu’ndan yanıt geldi. Albayrak’ın bu ifadelerine, “Evet, döviz kurunu elle tutuyorlar! Evet, enflasyonu elle yazıyorlar! Evet, akşam oturup ihracat arttı diyor!” şeklinde yanıt verdi.
Sözcü yazarı Murat Muratoğlu, 01. Kasım 2019 tarihli yazısında Berat Albayrak’ın enflasyon açıklamalarına değindi. Muratoğlu’nun yazısından ilgili bölüm şöyleydi: “Tersten başlayalım, ihracatı ele alalım. Yıllık artış sadece yüzde 2.56 oranında… Zorlarsan 170 milyar dolar kapatacak yılsonunda… Geçen yıl kaçtı? Yaklaşık 168 milyar dolar…
Türk Lirası’nın büyük oranlı değer kaybettiği yıla göre ne artış ama… Buna artış diyorsak ve seviniyorsak, kayınpederinin koyduğu 2023 yılı 500 milyar dolar ihracat hedefini ne yapsak acaba?
Sonrasında “fazla uçmuş babacığım” dedi, koyduğu hedefin yarısını sildi. Oldu mu 250 milyar dolar ihracatın yeni varış yeri. Bu hızla gidersek 40 yıl sonra tutturacağız. Oturarak olmuyor tabii ki!
Hele enflasyon… Özellikle İbrahim Kahveci tek tek sayıları inceledi. Yazdı, çizdi. Sahi enflasyon nasıl geriledi?
Bu başarının gerçek kahramanı Berat Albayrak ve kendisine bağlı istatistik kurumunun başındaki arkadaşı…
Nasıl oluyor da oluyor diyorsanız, basit iki örnek vereyim size… Fiyatları bir yıl içerisinde yüzde 44 artan sigaranın enflasyon sepetindeki ağırlığı 5.48’den 3.87’ye düşürüldü…
Fiyatları bir yıl içerisinde yüzde 14 düşen bebek mamasının enflasyon sepetindeki ağırlığı 0.1030’dan 0.1303’e çıkartıldı…
Sigaranın ağırlığı azaltılıp bebek mamasının ağırlığı artırıldığına göre insanlar son bir yılda sigarayı bırakıp bebek maması yemeye başlamışlar! Çok mantıklı!
Bu ağırlık çalışmalarını enflasyon sepetinde bulunan 418 kalem mal ve hizmette düşünün. O kadar ağırlığı kaldır, indir… Herhalde sıkı vücut yapmışlardır istatistik kurumu çalışanları…
Tabii ki fiyat toplamaya gitmeden önce firmalara “indirim yapın” diye açılan telefonlardan, anketlere yazılan hayali fiyatlardan bahsetmeye gerek var mı? Artık otomatik oldu, elle yazmaya bile gerek kalmadı!
Nitekim Berat Albayrak yıl sonuna kadar 2.5 milyon kişiye iş bulma sözü vermişti. Akşam otururken hünerli elleriyle bitirse ya işsizliği!” Muratoğlu oldukça iyimser...
“Akşam otururken hünerli elleriyle bitirse ya işsizliği” diyordu.
Oysa gidişat Albayrak’ın ekonomiyi tamamen bitireceğini gösteriyordu.
Albayrak, Hazine'nin tarihinde bir ilki gerçekleştiriyor, Hazine’de borç yönetimini üstlenen Kamu Finansmanı Genel Müdürlüğü’ne tarihinde ilk kez bu birimde daha önce çalışmamış ve borç yönetimi konusunda tecrübesi olmayan Yalçın Yüksel geçen yıl vekâleten atanırken, borç yönetimi için eylülde kuruluşu ilan edilen bir diğer kurum olan Borçlanma Genel Müdürlüğü’ne de daha önce Hazine tecrübesi olmayan Vakıfbank yöneticisi Mustafa Turan getiriliyordu.
Cumhuriyet'ten Emre Deveci'nin haberine göre, Hazine Kontrolörleri Kurulu ve Hukuk Müşavirliği üç buçuk yıldır, Sigorta Denetleme Kurulu, Sigortacılık Genel Müdürlüğü ve Kamu Finansmanı Genel Müdürlüğü bir buçuk yıldır, Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürlüğü ve Strateji Geliştirme Dairesi iki yıldır, Mali Sektörle İlişkiler ve Kambiyo Genel Müdürlüğü üç yıldır vekâletle yönetiliyor.
Sonuçta; Hazine verilerinde, son dönemde borç stokunda hızlı artış, yüksek nakit açığı, altın dahil döviz cinsinden borçlanmanın artırılması ve borç vadesinin kısalması dikkat çekiyordu.
Dünya Bankası Kamu Borç Yönetimi Danışmanlığı Birim Yöneticisi ve eski Kamu Finansmanı Genel Müdürü Coşkun Cangöz, Kamu Finansmanı Genel Müdürlüğü’nün Hazine’nin en önemli birimi olduğunu ve tarihinde ilk defa, bu birimde hiç çalışmamış, borçlanma ve risk yönetimi tecrübesi olmayan bir isim tarafından hem vekâletle yönetildiğini ifade ediyordu.
Cangöz, normal koşullarda bile Hazine birimlerini uzun süre vekâletle yönetmenin sakıncalı olduğunu, hele ki ekonomik kriz ortamında “emanetçi” pozisyonda birini atamanın önemli meselelere girmekten kaçınmaya neden olabileceğine de vurgu yapıyordu.
Bu tükenişe rağmen bir de “IMF Bizden borç istiyor” gibi akla ziyan laflar etmiyorlar mı, insan o zaman küçük dilini yutuyor.