Yunanistan’daki karar hakkında açıklama yapan Şezlongsuz Datça İnisiyatifi, bu tip uygulamalar yerine Türkiye’deki Anayasa ve Kıyı Kanunu’ndaki yasal durumu savunmanın daha uygun olduğunu açıkladı.
Yunanistan’da bir plajın en fazla yüzde 30’luk kısmına şezlong yerleştirilebilecek. Geriye kalan alan mutlaka boş tutulacak. Koruma altındaki alanlarda ise boş tutulacak alan yüzde 85’e yükselecek. İnsanların denize ulaşmasının engellenmemesi için şezlongların kıyıdan en az 4 metre uzağa yerleştirilmesi de zorunlu olacak.
Şezlongsuz Datça İnisiyatifi, Yunanistan’daki uygulamalar yerine Türkiye’deki Anayasa ve Kıyı Kanunu’ndaki yasal durumu savunmanın kamu yararına daha uygun olduğunu açıkladı.
Şezlongsuz Datça İnisiyatifi tarafından yapılan açıklamada, “Danıştay, kıyıların kamuya açıklığının yanı sıra, sahil şeridinin deniz tarafından 50 metrelik ilk kısmında kapalı inşaat yapılamayacağını kararlarında hükme bağlamıştır. Anayasayı ve yasaları tanımayarak kıyıları özel mülk gibi kiralayan, bunu yaparak suç işleyen iktidar uygulamalarının bu haliyle ‘Anayasa ve Yasa’yı tanımıyorum anlamına geldiği açıktır. Türkiye’de savunulması gereken, yaşam alanına sahip çıkma, insan hakkını savunma mantığına uygun olan Anayasa’da ve Kıyı Kanunu’nda kamuya tanınmış olan hakkın mevzuatla tanındığını dikkate almaktır. Aksine Yunanistan’daki yasaya benzer uygulamaları istemek Anayasa ve yasayı tanımamak anlamına gelmektedir” denildi.
Açıklamada, “Son yerel seçimlerde ortaya çıkan sonuç, Türkiye’nin kuralsız yönetilmesine karşı çıkıldığını göstermektedir. Bu anlamda yerel yönetimlerin iktidarın anayasa ve yasa tanımayan uygulamalarına karşı çıkması gerekir. Yunanistan ile karşılaştırıldığında Türkiye’de; yaşam alanlarının ve kıyı ekosisteminin savunulması ile insan hakları perspektifi açısından daha uygun bir anayasal ve yasal durum vardır. Tüm bunları dikkate alarak, kıyılar üzerindeki özel-mülkleştirme uygulamalarının, hukuksuz kiralamaların sona erdirilmesini, kıyı ekosistemini temel alan bir perspektifle, anayasal ve yasal ihlallerin ortadan kaldırılmasını talep ediyoruz. Kıyıların bir kısmını değil; hepsini, hepimiz için geri istiyoruz” ifadeleri kullanıldı.