HAYIR.. MESELE BU KADAR BASİT DEĞİL

  • Nevavprestij

Yerel seçimler yapıldı.


22 yılın ardından, Adalet Ve Kalkınma Partisi, tarihinin en fazla düşüşünü yaşadı.


Türkiye’nin kalkınması, refah düzeyinin yükselmesi için yapılan muazzam icraatların, Milletin önüne getirilememesi, anlatılamaması ana sebep olarak görünse de, millete rağmen yapılan aday seçimlerinin ne denli etkili olduğunu gördük.


En muhafazakar seçmenin olduğu yerlerde bile bu düşüşü yaşadık. Hezimete ramak kaldı diyecek hale geldik.
Türkiye seçmen profili üçe ayrılır.
%25 Bizim mahalle,
%50 orta mahalle,
%25 karşı mahalle...
%50 orta mahalle her zaman iknaya muhtaç bir profile sahiptir.
İktidarın ideolojik yapısına çok fazla bakmaz. Onun için ikna edilmesi mühimdir.


%50 orta mahallenin geneli, baştan ortaya doğru milli değerler, manevi duygular, milliyetçiliği benimseyen, ancak bunu ideolojik bir değerlendirmeye tabi tutmayan, genelde kişi bazlı değerlendirmeye açık bir profile sahiptir. Sağ kesimin zinhar kabul edemeyeceği bir figürü, kendi penceresinden bakarak kabul edebilir. Ya da tam tersi.
AK Parti, özellikle bu son seçimlerde, %50  orta mahalleyi hedef kitle yapmaktan vazgeçti.


Hangi gerekçelerin buna sebep olduğunu elbette bilmek mümkün değil.


Bunu yapmak yerine, hiç alakasının olmadığı, zinhar ikna edemeyeceği, son %25 lik KARŞI MAHALLE ye oynadı. Adayları da bu mahalleye yakın, ya da bir şekilde o mahalle ile dirsek teması olan kişilerden seçti. 
Muhafazakar bir partinin böyle bir seçim yapmasının gerekçesi de anlaşılmış değildir.
Ortada %50lilik bir kesim dururken, doğrudan en uç ve en karşı kesime oynamak, zaten başarısızlığın baştan kabulü anlamına gelmişti.

 

Düşünelim ;

Vakti zamanında, İslam Teşkilatı Genel Sekreteri olan Ekmeleddin İhsanoğlu, CHP nin Cumhurbaşkanı adayı oldu. Sonucu hepimiz biliyoruz.

Yine, içlerinde bir çok İlahiyat profesörü olan isimler, büyük umutlarla CHP listelerinden milletvekili yapıldı. Hepsinin bir tek amacı be hedefi vardı ; % 50 orta mahalle. 


CHP, hiçbir zaman, %25 lik BİZİM MAHALLE den oy almak için çaba harcamadı. Bu doğru bir strateji idi zaten. Zira CHP gibi ideolojik değerleri herşeyin üstünde olan bir partinin, tek bir oy bile alamayacağını bildiği %25 lik mahalleye oynamasının kaybetmekle eşdeğer olduğunu da biliyordu.
Doğru strateji yaptı lakin, karşısındaki rakibi, %50 lilik mahalledeki etkinliğini kıramadı.
Ancak son seçimlerde CHP nin elde ettiği başarı, kendi başarısı mı, yoksa, AK Partinin başarısızlığının getirdiği başarı mı, mesele tam burada yatıyor...

Belli bir ideoloji ve söylemle çıkılan yolda, ideolojiden fiilen bu kadar sapmanın görülmesi, %25 lik kesimde dahil olmak üzere, %50 lilik hedef mahallede bile kabul görmedi. 

 

Muhafazakar ve Demokrat bir kimlikle yola çıktığınız siyaset sahnesinde, 22 nci yılda yola sosyal demokrat, koyu laik, sekülerist kesimlere göz kırpmak adına devam etmeye kalktığınızda, size ne %50 orta mahalle, ne de elinizde bulunan %25 lik mahalle bile acaba? gözü ile bakar.
Tam da öyle oldu.

Bunu özellikle Muğla'da alabildiğince yaşadık.. 

 

Seçimlerde alınan sonuçlar, Muhafazakar ve Demokrat kimliğine sahip bir AK Partinin, hiç bir şekilde oy alamayacağı karşı taraftaki %25 lik seçmene oynamasının neticesini yaşadık.

Peki..


Ders almışmıyız bu sonuçlardan?
Faturayı ödeyenler arasında ilk sıradaki Taşkilat?
Ya yeniden yapılanan/yapılandırılan teşkilat?
AK Parti kimliği ile mi yapılandırılıyor dersiniz?


Bir olacağız, diri olacağız..
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu en önemli sözünün ne anlam ifade ettiğini bilerek mi yapıyor dersiniz?
Yok.
Hayır.
Asla...
Kaybede kaybede kazanılan bir iktidar, Kazana kazana kaydediliyor mu yoksa? 

Devam Edeceğiz. 

Selam Ve Dua İle.