BODRUM IV. SLOW CHEESE PEYNİR FESTİVALİ ARDINDAN
Bodrum’da uluslar arası Slow Cheese peynir festivali nin dördüncüsü, 07-10 Nisan tarihleri arasında, gerçekleştirildi. Normalde iki yılda bir yapılan festival bu yıl, pandemi sebebiyle, bir yıl gecikmeli olarak yapıldı. Türkiye’nin dört bir tarafından ve yurt dışından gelen peynir üreticileri, geleneksel usullerle ürettikleri, bir birinden ilginç ve lezzetli peynirlerini festival boyunca hem tanıttılar hem de satışını gerçekleştirdiler. Bir kez daha ülkemizin tarımsal potansiyeli ve gıda üretimindeki lezzet ayrıcalığının ne denli yüksek olduğu ve çeşitliliği gözler önüne serildi. Ülkenin en doğusu Hakkari’de üretilmiş bir peynirin en batısı Bodrum’da görücüye çıkmış olması da işin ilginç yönlerinden birisiydi.
Tabi ki organizasyon açısından hiç de kolay bir festival değil. Kurumsal yapıların doğrudan ve dolaylı desteği de önemli fakat bir avuç slowfood gönüllüsünün imece usulüyle, olağanüstü çabaları sonucu gerçekleşen bu başarılı festivalin şimdi her yıl yapılması konuşuluyor.
Festivalin ikinci günü, 8 Nisan 2022 Cuma, gerçekleştirilen “Keçileri Kaçırmayalım” paneli de festival kapsamında önemli bir organizasyon oldu. Panelin dikkat çekici başlığı Bodrum’un hızlı yapısal değişimi sırasında gözden kaçan, tarımın terkedilmesi ve azalan küçükbaş hayvancılığa dikkat çekmek ve konunun önemini vurgulamak için seçilmişti. Panel sırasında da üzerinde konuşulan bu başlık amacı ifade eden bir slogan oldu. Bu çevrimiçi toplantıda sunum yapan, söz alan, görüş bildiren kıymetli katılımcıların katkıları da bir başka imece örneği oluşturdu. Bu kadar güzel insanın bir araya gelmesi bir tesadüf mü, yoksa keçinin büyüsü mü tam kestiremiyorum. Tek bir panel ile konuya dair tüm bilgilerin ve söylenebilecek her şeyin kapsanması tabi ki mümkün değildi ancak gerek sunumlar ve gerekse satır aralarında ifade edilen görüşler iyi bir “helva “ yapımı için gerekli malzemelerin ortaya konulmasını sağladı. Şimdi bunların bir araya getirilerek uygulanması gerekiyor.
Panel fikri festival öncesi yapılan hazırlık toplantılarında ortaya çıktı Her defasında bir öncekinden daha başarılı olarak gerçekleştirilen böyle bir festvalin Bodrum’a dönüşünün daha sağlıklı ve kalıcı olması gerektiği şeklinde başlayan tartışma ve görüş alışverişleri sonucunda böyle bir panel fikri ortaya çıktı ve olgunlaştı. Temel argüman, büyük çabalarla gerçekleştirilen festivalin Bodrum’a daha kalıcı bir katkı sağlamasıydı Öyle ya geçmişi hemen tamamen tarıma ve hayvancılığa dayalı Bodrum’da bugün baktığımızda özellikle küçükbaş hayvan nüfusu ve buna bağlı olarak et, süt ve süt ürünleri üretimi konusunda önemli bir gerileme söz konusuydu.
Ülke genelinde belli bir dönem yaşanan küçükbaş hayvan yasağının getirdiği bir yapısal gerileme dışında Bodrum özelinde bir de turizm hareketliliği ile yaşanan hızlı toplumsal değişiklikler ve nüfus artışı, tarım ve hayvancılığa ikinci bir darbe olmuştur. Mantık olarak turizmle artan nüfusa ve talebe bağlı olarak tarımsal üretimin daha da artması gerekirken, plansızlıktan olsa gerek, bunun aksine tarımın ihmal edilmesi, terkedilmesiyle sonuçlanmıştır.
Bodrum bu çelişkinin farkındadır. Tarım ve hayvancılığın geri kazanımı, gastronomi ve agroturizmin geliştirilmesi amacıyla “Bodrum Özüne Dönüyor” sloganıyla bu geri dönüş süreci başlatılmış durumdadır. İyi, temiz, adil gıdaya erişim anlamında bu geri kazanım açısından et, süt ve süt ürünleri ve özellikle de küçükbaş hayvancılık adeta bir kırılma noktası, olmazsa olmazıdır. Bodrum’un kendi iklim ve coğrafyasında üretilen ve farklı lezzet ve tatları ortaya çıkarmak ve bunları coğrafi işaretli ürünler haline getirmek belki zorlu ama kaçınılmaz bir süreçtir.
Üstelik nüfus artışı dışında pandemi ve iklim krizi ile kuraklık sorunu bizlere yerel gıda üretiminin önemini daha fazla dikte ettirmektedir. Festival kapsamındaki “Keçileri Kaçırmayalım” paneli bu anlamda farklı bir geri dönüş sürecine referans teşkil edecek ve itici gücü olacaktır. Bu bakımdan çok kıymetlidir. Önümüzdeki süreç ise Bodrum’da küçükbaş hayvan varlığının arttırılması, uygulamaların bilimsel veriler rehberliğinde hayata geçirilmesi anlamında daha kapsamlı ve top yekun katılımın gerçekleşeceği bir başka imece örneği olacaktır. Keçi inadı ise bu kararlılığın simgesidir.