KİŞİ KENDİNİ ADARSA TANRIDA HAREKETE GEÇER
Çıkış kapısına doğru yürümeye başladı genç kadın. Koridor karanlık sessiz. Koridorun sonunda bir ışık hüzmesi gözlerini alıyordu kadının. Karanlıktan korkan küçük bir kız çocuğu gibi ürkek adımlarla ilerliyordu. Biraz daha yaklaştı o ışığın gölgelendirdiğii bir adam vardı.. Rahatlamıştı genç kadın, kalbi hızlı hızlı atmaya başladı adımları hızlandı çok yaklaşmıştı... O da ne? Biri korkunç bir çığlık atarak onu kolundan tutarak karanlığa doğru sürüklemeye başladı. Genç kadın bağırıyor, "bırak beni " diyor ama nafile... Aydınlığa bu kadar yaklaşmışken olacak iş miydi bu...? Şimdi ne yapacaktı. Orda Gölgede duran adama bakıyordu "yardım et " diyordu.. Adam ona doğru bir adım atacak oldu ama daha fazla ilerleyemedi iki tane cellat kılıklı insan yolunu kesmişti ellerinde birer bıçak gibi bir şey... Adam gelemedi genç kadın karanlıkta yok oldu. Önce görüntüsü sonra acı haykırışları...
Ve bu hikaye burda mutsuz acı bir şekilde biter. Üzüldünüz mü hikaye böyle bittiği için. Oysa hikayenin yazarı benim neden mutlu sonla bitirmedim? Çünkü bazı sonlar istesekte mutlu sonla bitmez. Bazen ne yaparsan yap sonu kötü biter bazı hikayelerin. Ben bunu mutlu sonla bitirebilirdim, ve bu sadece yazdığım hikaye için geçerli. Gerçek hayatta ki hikayelerin senaristi her ne kadar biz olsakta, yardımcı senaristlerde var hayatımızda. Bazen mutlu olmamız bir kişiye bağlı Olabiliyor, bazen başarmak için birilerine ihtiyacımız olabiliyor. Onlar olmadığı için bizi yarı yolda bıraktıları için, bizim gerçek hayat hikayemiz kötü sonla bitebiliyor. Farkında mısınız, bazen mutlu olmamız bir insana bağlı oluyor. Aslında mantıklı düşününce saçma geliyor ama o an mantık tamamen devre dışı kalıyor. Senin o insana ihtiyacın var. Belki aşık olduğun kişi, belki çok değer verdiğin kişi. Artık o insanın hayatındaki yerine ve rolüne göre, onsuz yapamamazlık seviyene göre.
Benimde hayatımda öyle bir insan var. O mutsuz olduğu zaman mutlu olamadığım, onun canı sıkkın olduğunda hayattan keyif alamadığım biri var. O insanın hayatımdaki konumunu tarif edemem. Bazı insanlar öyledir, anlatamazsın tarif edemezsin. Ama onu en iyi sen tanırsın. Biri sana o kişiyi anlat dese hiç bir dilde onu anlatamazsın. Lâkin onun yanında olsan o daha bir şey söylemeden ne söyleyeceğini bilirsin, ne düşündüğünü ne hissettiğini bilirsin. Bu nasıl bir şey sen bile anlayamazsın, ama onu çok iyi anlarsın. O mutlu olsun diye elinden geleni yapar, hayatın pahasına onu korumak için, her şeyi yaparsın. Bazı insanlar, bazı insanlara hediyedir. O insanlar bunun farkında bile olmaz. İşte o zaman anlamaya başlarsın, hikayenin sonuna giden yolda yavaş yavaş kendini gösterir, sonun mutsuz biteceği. Buna inanmak istemezsin belki de, umutsuz bir umuda tutunursun. Sizin içinizi karartmak istemiyorum ama bazı gerçekler böyledir. Gerçektir, acıdır, ağlatır.
O insana yüklediğin anlam o kadar derindir ki bu anlamın, anlamsız olduğu düşüncesi içerisinde boğulup gidersin. Düşüncesi bile seni boğmaya yeterken, gerçek olması yada gerçekleşmesi ölüm gibi olur. Her ne olursa olsun o insandan vazgeçmeyin. Çünkü sizin kalbinizde bu denli yer edinmiş biri kötü olamaz. Kalp onun için iyi şeyler hissetmemiş olsaydı, bu denli onu benimsemezdi. Hikaye kötü bitebilir ama bu o kişinin kötü olduğu anlamına gelmez. Onun da kendisine göre vardır bir hikayesi. Belki onunda yarım kalmış yada sonu kötü bitmiş bir hikayesi vardır. Yargılamadan önce dinleyin o kişiyi. Hep bu yüzden kaybediyoruz ya, anlamadan dinlemeden yargılıyoruz. Senin derinliklerinde dolaşmış, gizli benliğini keşfetmiş, senin çocukluğuna dokunmuş, hisleri senin hislerinle aynı olan birini kaybetmeyi göze alabilir misin. Bunu göze almak haksızlık olmaz mı? Hem sana hem ona. Bunu göze almak binevi ihanet değil mi? Bir hikaye biter, sonu iyi yada kötü fark etmez, yeni bir hikaye daha başlamaz mı? Başlar, ama sen yine kalbinde hiç çıkmayacak olan o kişiye başrolü verirsin. Özetle; bir insan kolay kolay bir insanın kalbinde, aklında anlamı tarif bile edilemeyecek bir şekilde yer edinemez. O insanı bulduğun zaman bırakma sonuna kadar git. Gittiği yere kadar git. Bir yerde okumuştum şöyle diyordu; "kişi kendini adarsa, Tanrı da harekete geçer. " Sen kendini