Öğretmenlik mesleğinin ne kadar kutsal olduğunu bu günlerde yine duyacağız. "Bana bir kelime öğretenin kölesi olurum " diyenleri yine anacağız. Ama bu sözlere ne kadar önem verdiğimizi görünce bu sözleri bize tekrarlayanların günün gereğini yerine getirmekten başka bir şey yapmadığını görebiliyoruz.
Öğretmenlik insanı yeniden şekillendirmek tüm yaşamı boyunca nasıl yaşayacağını öğreten bir meslek. Yanlış öğretilirse yıkım doğru öğretilirse ise mutlu bir yaşamı getiren bir eğitim.
Öğretmenlik mesleği her zaman saygın bir meslek. Gelişmiş ülkelerde aldıkları maaşlarıyla ve toplumdaki saygınlıklarıyla yerlerini koruyorlar. Fakir ülkelerde maaşları az olsa bile saygınlıkları devam etmekte. Bizim ülkemizde ise hem maaş yönünden hem de saygınlık yönünden gerilere gidiş var. Maaş yönünden konuşmaya kalkan öğretmenlere dişarda çok daha ucuza bu işi yapacak yüz bin öğretmen var bırak git diyenler var. Saygınlık yönünden baktığımız da ise öğretmenlerin özlük hakları konumları dibe vurmuş.
Sistem ne yazık ki siyasilerin oyuncağı haline gelmiş. Sen ben kavgası öğretmenleri oyuncak haline getirmiş. Başarı kriterleri ne yazık ki benden senden olayına dönüşmüş.
Sistem başarılı öğretmeni bir şekilde laik olduğu konuma getirmeli. Bu sınavlarla oluyordu. İdareci olmak isteyen öğretmen sınavlara girerek istediği makama gelmeye çalışıyordu. Fakat Bakanlarımızın keyfi uygulamalarıyla bir gecede bakan oluruyla 600 müdürü sınavsız sorgusuz ataması sistemi dibe vurdurdu. Sistemde liyakat, kıdem, sınav sonuçları hiçe sayılmış. Yüzlerce sıra bekleyen öğretmenin hayali bakan oluruna takılmıştır. Bu öğretmenler başarısız mıdır başarılı mıdır hiç bakılmadan bakan oluru ortaya çıkmıştır.
Öğretmen kendine güvenli, özgür va yaratıcı olmalı ki eğitim verdiği öğrencilere doğru şeyler öğretebilsin. Ne yazık ki öğretmenlerde bu değerler kalmamıştır. Öğretmen maddi sorunların yanında kişilik sorunu yaşamaktadır. Yaranmak uğruna sahte görünüm altına girmeye zorlanmaktadır. Kişiliği bozulan öğretmenden nasıl özgüvenli öğrenci yetiştirmesi beklenebilir anlamak zor.
Tüm dünyada öğretmenler toplumu yönlendiren kişileridir. Bizim öğretmenlerimize baktığımızda birçoğunun sendika üyesi olmadığı görülmektedir. Görülüyor ki öğretmen ülkedeki durumdan kendine pay çıkararak sendikalara üye dahi olamamaktadır.
Ülkeyi yöneten tüm siyasilere çağrımdır. Sizleri bizler seçiyoruz. Sizleri bu ülkeyi geleceğe hazırlayacak şekilde çalışmanızı istiyoruz. Sizin ben sen olayı ülkeye hep zarar vermiştir vermektedir de. Biz ülkemizi gelecek kuşaklara hazırlayan öğretmenlerimize sen ben olayından uzak tutmanızı istiyoruz. Öğretmenlerin başarılarına göre istedikleri makamlara gelmesini istiyoruz.
Kalkınmakta olan bir ülke olarak en çok eğitime ihtiyacımız olduğu bir dönemde yüz bin öğretmenin dışarı da beklemesi çelişkisini de görmeliyiz. Öğretmen ihtiyacımız yoksa neden bunca öğretmen yetiştirilmektedir. Yıllarca öğretmenlik mesleğini okuyarak öğretmen olmaya hak kazanan yüz bin insana kadrolarımız dolu demek hangi mantığa sığar. Öğretmen ihtiyacımız yok ise neden bunca öğretmen yetiştirilir. Hem bu boştaki öğretmenlere yazık hem de bunca masraf yapılması hem ailelere hem devlete yazıktır. Kuyruklu yıldıza 10 yıl öncede planlanıp makine yollandığı bir devirde biz öğretmenlik sorununu hala planlayamıyorsak yazıktır bize.
Emekli bir öğretmen olarak olaylara baktığımda kalkınamama sorunumuzun başında eğitim sorunu olduğunu daha iyi algılayabiliyorum. Bu ülke hepimizin. Ülkenin geleceğini baltalayacak yok edecek hiç bir idarecimizin olduğunu düşünmüyorum. Ancak siyaset Ben -Sen olayına girdikçe gerçekçi düşüncede yok olmaktadır. Lütfen ülkemiz için gelecek kuşaklar için eğitimi gerçek kuralları ile vermeye çalışalım. Siyaseti başka alanda yapalım.