• Nevavprestij
GÜNCELHaber Girişi : 25 Ekim 2021 15:14

"Rümeysa Şen'in ölümü kaza değil, Cinayettir"

uğla Tabip Odası, Ankara Şehir Hastanesi'nde Kadın Doğum Kliniğinde asistan hekim Rümeysa Berin Şen’in (25) hastanedeki 36 saatlik nöbetin sonunda evine gittiği sırada bir trafik kaza

Haber Merkezi - Muğla Tabip Odası, Ankara Şehir Hastanesi'nde Kadın Doğum Kliniğinde asistan hekim Rümeysa Berin Şen’in (25) hastanedeki 36 saatlik nöbetin sonunda evine gittiği sırada bir trafik kazası sonrası hayatını kaybetmesi ile ilgili basın açıklaması yaptı. 

Muğla Tabip Odası, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde basın açıklaması yaptı. Grup adına konuşan asistan Ece Su Ekinci, şunları söyledi:

“23 Ekim Cumartesi meydana gelen çok acı bir olayın ardından burada toplanmış bulunmaktayız. Ankara Şehir Hastanesinde Kadın Doğum Kliniği’nde asistan hekim olarak çalışmakta olan Dr. Rümeysa Şen nöbet ertesi evine gittiği sırada bir trafik kazası sonrası hayatını kaybetti. Rümeysa Şen’in günaşırı tuttuğu yorucu nöbetlerin ardından geçirdiği kaza görüntüleri bize bunun bir kaza değil göz göre göre çalışma şartlarının sebep olduğu bir cinayet olduğunu gösterdi.

 

Yıllardır ‘Çalışma şartlarımız bizi öldürüyor’ dedik ancak hiçbir düzenleme yapılmadı. Melike Erdem, Ece Ceyda Güdemek, Emre Bakırlı, Mustafa Yalçın ve maalesef Rümeysa Berin Şen ve adını bile duyamadıklarımız hayatlarının baharında, mesleklerine hevesle başladıkları zamanlarda birer birer yaşamlarını yitirdiler. Ölüme sürüklendiler.

 

“KAÇ MESLEKTAŞIMIZIN DAHA ÖLMESİ GEREKİYOR?"

 

Soruyoruz. Asistan hekimlerin çalışma şartlarının düzeltilmesi için kaç meslektaşımızın daha ölmesi gerekiyor? Bir devlet memuru ayda ortalama 168 saat mesai yaparken bir asistan hekimin mesai süresi 360 saati bulmaktadır. Asistan hekimler çoğu branşlarda 36 saate varan sürelerde çalışıyor. Hekimler uykusuz, yorgun geçen gecenin ardından polikliniklerde 100’e yakın hasta muayene ediyor, gözleri uykudan kapanmak üzereyken ameliyata giriyor.

 

“30 SAATTİR ÇALIŞAN ASİSTAN HEKİMİN HASTASI OLMAK İSTER MİSİNİZ?”

 

Hastalarımıza soruyoruz. 30 saattir çalışan asistan hekimin 80. hastası ya da ameliyat ettiği kişi olmak ister misiniz? Biz asistan hekimler nöbet ertesi dinlenmeden mesaiye devam ettiğimiz gibi bir de gün aşırı nöbetler tutuyor, neredeyse ayın yarısında evimize gidemiyoruz. Maksimum ne kadar çalışacağımız hiç konuşulmazken maksimum ne kadar ücret ödeneceği ise her yerde karşımıza çıkıyor. Bu çok net ki, ucuz iş gücü olarak görülüyoruz. Performans sistemi nedeniyle ücret kesintisi yapılacağı zaman akla ilk gelenler hastanenin iş yükünü sırtlayan asistan hekimler oluyor.

 

İnsanca nöbet sayısı ve nöbet ertesi izin hakkını dillendirdiğimizde hocalarımız ve kıdemli asistan hekimler tarafından ‘Biz çalıştık, siz de çalışacaksınız’ yanıtını alıyoruz. Hayır. Biz bu düzeni kabul etmiyoruz. Kışkırtılmış sağlık talebinin, basamaklandırılmayan sağlık sisteminin, belirsiz yönetmeliklerin, adaletsiz görev dağılımının yükünü sırtlanmayacağız. Bizi bu şartlarda çalışmaya zorlayanlara soruyoruz. Yanlışa yanlış demeden, yanlışın düzeltilmesi için çaba göstermeden iyi hekimlik yapılabilir mi? Ne zaman bu düzene dur demek için sorumluluk almaya başlayacaksınız? 

 

“ASİSTAN HEKİMLER ‘ARTIK YETER’ DİYORUZ”

 

Biz asistan hekimler artık yeter diyoruz. Hekimlik yaparken dayatılan insanlık dışı çalışma şartları nedeniyle bir arkadaşımızı daha kaybetmeye tahammülümüz yok. Uzmanlık eğitimi almak için geldiğimiz kliniklerde asıl görevimizin öğrenmek olduğunu hatırlatıyor, nitelikli eğitim istiyoruz. İnsanca çalışma koşullarının sağlanmasını adaletsiz görev dağılımına son verilmesini talep ediyoruz. Yataklı kurumlar yönetmeliğinde değişikliğe gidilerek nöbet ertesi izin hakkının ücret kesintisi olmaksızın ön koşulsuz tanımlanmasını istiyoruz. Köle değil uzmanlık öğrencisiyiz, Yorgun hekim, uykusuz hekim, tükenmiş hekim sağlığa zararlıdır."

 

Ankara Şehir Hastanesi Kadın Doğum Kliniği Asistanı Doktor Rümeysa Berin Şen, cumartesi günü 36 saatlik nöbetten çıkıp evine dönerken kullandığı otomobille yol kenarında duran kamyona arkadan çarparak yaşamını yitirmişti.