Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mithat Atabay, 18 Mart Çanakkale Zaferinin 110. Yıldönümünde savaş döneminde Çanakkale şehrinin vaziyetini anlattı. Savaşın
Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mithat Atabay, 18 Mart Çanakkale Zaferinin 110. Yıldönümünde savaş döneminde Çanakkale şehrinin vaziyetini anlattı. Savaşın yıkımını vurgulayan Atabay, "Baktığımız zaman savaş aslında bir şehrin durumunu da belirlemiş ve tamamen sivil yaşamın sona ermesiyle sonuçlandı. Çanakkaledeki binaların yüzde 80i yıkılmıştı" dedi.
ÇOMÜ İnsani ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mithat Atabay, 18 Mart Çanakkale Zaferinin 110. Yıl dönümü vesilesiyle savaş döneminde Çanakkalenin geldiği son duruma değindi. Çanakkale cephesinde saldırıların başlamasıyla kıyı köylerin tahrip olduğunu söyledi. Atabay, savaşın başlamasıyla Karantina (Güzelyalı), Erenköy, Yeniköy, Yenişehir köylerinden sivil halkın tamamen boşaltıldığını belirtti. Akademisyen, Çanakkale kenti boşaltıldıktan sonra kentte sadece 55 kişinin kaldığını aktardı. Bu 55 kişi ise yardımcı hizmetler sınıfında olan çalışanlar ve zorunlu görevi olan devlet memurlarıydı. Sahilde bulunan Kumkale köyü, Geyikli ve buraya yakın 4 köy devlet memurlarıyla birlikte zorunlu olarak göç ettirildi. Savaş sırasında burada bulunan binalar tamamen yıkıldı. Şehrin harap olması ve güvenlik açısından zaafiyeti olması nedeniyle şehir merkezi konumunun değiştirilmesine karar verildi. Fakat ortak bir konum belirlenemezken tartışmalar ardından Lapsekiye taşınması uygun görüldü. Dr. Öğr. Üyesi Atabay, bu sırada Çanakkalenin askeri bölge durumunda olduğunu ve sivil bir idarenin bulunmasının söz konusu olmadığını söyleyerek kentte bulunan mal mülkün korunması amacıyla bir komiser ve birkaç polis memurunun var olduğunu ekledi.
Tehlike altındaki Çanakkale boşaltıldı
Mithat Atabay, savaş boyunca Çanakkale kentinde idari yönetimin ve halkın tehlike altında olduğu için konumlarının değiştirildiğini belirterek o süreçleri anlattı : "İtilaf donanması 19 Şubat 1915 tarihinde saldırıya başladığı zaman kıyıda bulunan köyler tahrip oldu. Bu köyler arasında baktığımız zaman özellikle Kumkale, Yenişehir gibi köyleri kapsamaktaydı. Ayrıca bugün adı Güzelyalı olan o zamanlarda ise Karantina Köy ve Erenköy bu şekilde tahrip oldu. Buranın halkı iç bölgelere gönderildi. Tabi 18 Mart 1915 tarihinde düşman donanması Çanakkaleyi geçemeyince bu sefer kara saldırısının da olacağı düşünülmekteydi. Çanakkale şehrinde de 18 Martta büyük toplar şehrin içerisine düşmüş bulunmaktaydı. Yeni bir saldırı karşısında Çanakkalede sivil halkın zarar görmesini önlemek amacıyla hükümet 6 Nisan 1915 tarihinde bir kararname yayınladı. Bu kararname çerçevesinde de Çanakkalenin boşaltılmasına karar verildi. Sadece Çanakkalede 55 sivil kaldı. Bunlar yardımcı hizmetler sınıfında çalışanlar ya da zorunlu olarak çalışanlardan mesela liman reisi gibi ya da mutasarrıf gibi devlet görevlileri olmuştur. Bunlar da 1915 yılı Temmuz ayında tamamen bölgeyi terk etmek zorunda kaldılar. Çanakkale halkı ilk başlangıçta çevre köyler ile özellikle Lapseki ve Umurbey bölgesine gönderildiler. Ayrıca Çanakkalenin devlet idaresindeki yerinin ne olacağı konusu da tartışma konusu oldu. İlk başta mutasarrıflık merkezinin Bigaya taşınması ve oradan idare edilmesi düşünüldü. Ancak buranın diğer yerleşim yerlerine çok uzak olması sebebiyle bundan vazgeçildi. Nüfusla ilgili olan yerler Umurbeye gönderilirken diğer yerlerdeki devlet memurları Lapsekiye gönderilmiştir. Ancak Lapseki de çok güvenli bir yer değildi. Baktığımız zaman çeşitli yazışmalar kendisini gösterdi ve 1916 yılında Lapsekinin lağvedilerek buranın Kale-i Sultaniyenin merkezi olduğu ilan edildi."
Savaştan etkilenen Çanakkale yaşanmaz hale geldi
Savaşın Çanakkale kentinin üzerinde dönüm noktası oluşturduğunu söyleyen Atabay, "Savaş boyunca Çanakkale kasabası tamamen sivillerden boşaltılmış bir vaziyetteydi. Ancak idari taksimattan ayırmamak amacıyla buraya Rauf Bey adında bir nahiye müdürü atandı, savaş boyunca burada görev yaptı. Yani nahiye dediğimiz zaman çevre köyler buraya bağlıydı ancak Çanakkale kasabası tamamen boş bulunuyordu. Baktığımız zaman savaş aslında bir şehrin durumunu da belirlemiş ve tamamen sivil yaşamın sona ermesiyle sonuçlandı. Savaş boyunca Çanakkalede bulunan binaların 5te 4ü yıkılmıştı. Burada bulunan konsoloslukların tamamına yakını hasar gördü ve Çanakkalede yaşam adeta yaşanılmaz vaziyette kaldı. O yüzden Çanakkale bu savaşın etkilerini Cumhuriyet Döneminde de gösterdi ve gelişmesi çok zor olmuştur" şeklinde konuştu.