Seçim Vaatleri Ve Yakaköy Gerçeği

  • Nevavprestij

2024 yerel seçim sürecinde Bodrum’da hemen her konuda gerçek dışı ya da dün söylenene uymayan, dün yapılanla tam tersi şeyler söylendi Bodrum halkına...

 

Seçimlerde sakız gibi çiğnenen bir konu vardı ki, fevkalade gerçek dışı ve anlamsızdı. Bugün bu konu üzerinde duracağım.

Aslında alt ve üst yapısıyla sorunlar yumağına dönüşen Bodrum’a ilişkin çokça vaatler ve söylemler vardı lakin en gündem belirleyen konu ise  ‘Kaçak Yapılaşma’ meselesiydi.

 

Hepimizin bildiği üzere bu konun da merkezi Yakaköy Türkmen Mahallesi olmuştu. Bütün siyasi partilerin gündeminde bu mahalle vardı. Bodrum’da sağ, sol, muhafazakâr, milliyetçi siyasi akım ve partiler Türkmen Mahallesi’nin sorununu çözecek vaatlerde bulunuyorlardı.

 

Kimi partiler iktidar yolu ile imar getirip sorunu çözmeyi vat etti, kimisi ise Muğla Büyükşehir Belediyesi aracılığıyla soruna kalıcı çözüm yolunu önerdi.  

 

Aktörler ‘Yıkım olmayacak’ mesajlarını da vermeyi ihmal etmedi…

 

Seçim gelip geçti bölgenin havası, bölgenin sorunu katlanarak sürüyor… Hatta o süreçte yapımlarına göz yumulan yapılara tek tek cezalar kesiliyor. Cezalar yüksek kesiliyor ve mühür feci yapanlar için de hapis cezası öngörülüyor.

 

Peki, seçim döneminde bile isteye, desteklenen bu yapılaşma neden bir anda ‘Kaçak’ işlemi gördü ve cezalar kesildi…

 

Sanırsam bu bölgedeki insanların barınmaya yönelik çabaları günü birlik siyasi çıkarların gölgesinde kaldı.

 

Mahallede beklediği oyu alamayan ve Bodrum’da da seçimleri kaybeden iktidar bakanlık eliyle rövanşist bir yaklaşım ortaya koymuş durumda.

 

‘Oy vermezsen evini başına yıkarım’ mesajını bu şekilde veriyor… Bu şu anlama da geliyor; Bu ülkede iktidarın politikalarına destek verdiğiniz sürece yalnız değilsinizdir. Yani evinizin imar durumu veya kaçak olup olmadığı yine yıkılıp yıkılmayacağı meselesi iktidar giden oy ile eş değerdir.

İşin özü oy çıkmadı cezalar gelecek…

 

 

İşin muhalefet ve aynı zamanda yerel iktidar açısından durum nasıl bir de oraya bakmak lazım…

 

Yerel iktidar sürecin başından itibaren ‘Barınma hakkı’ ilkesine sadık kaldı fakat bu durumu yaratacağı denklemi çözemedi…

 

Yapılaşmaya göz yumup, su verip elektrik işlemlerini gerçekleştirmek daha fazla yapılaşma demek, Yapılaşmaya teşvik etmek anlamı taşımaktır. Bu süreç kendi içinde ayrı hizmet ve bu hizmetler verilmediğinde ise başka sorunlara gebe durumuna dönüştü…

 

Çocuk oyun parkı yok, kadınlara dair tek bir hizmet yok, yürüyüş alanı yok, yol yok ve dahası…

Yani sorunu yaratan anlayış yerel iktidarın kendisi… Şimdi seçimlerde ‘Bu işi ancak ben çözerim’ diyorsunuz… Bu yaklaşımı çokça gerçekçi bulmuyorum.

 

Çünkü; sorunu yaratanlar çözümün bir parçası olamaz.

 

İktidarlarının devamı için alınacak birkaç oy için yapılanları görmezden gelip seçim sonrası ise encümen kararları ile insanları cezalandıran anlayış çözüm olamaz.

 

Bu arada yapılara ilişkin encümen kararlarının alınması hukuki ve doğru bir adım. Buradaki sorun bu encümen kararlarının seçim endeksli olması. Yani seçim sürecinde ‘yıkmayacağım’ deyip ‘seçim sonrası  ‘kanuni zorunluluk yapılacak bir şey yok’ demek yani…

 

 

Tabi bu bölge insanını temsilen iki kişi CHP listelerinde meclis üyesi seçildi. Ana çalışma alanları bu olacaktı. Lakin bölge insanları bu arkadaşlara da ulaşamıyormuş. Ulaşanlara verilen cevap ise şu: Yapabileceğimiz bir şey yok…

 

Zaten sorunu yaratanların atanmışlarından çözüm beklemek işin ruhunu aykırı…

 

Kendine demokrat Veysel Efendi seni de unutmadım…

 

Bu notu önemsediğim için yazıyorum. Demokrasilerde karşı tarafa yani eleştirdiğin anlayışa benzediğin anda kaybedersin. Demokrasi ile güç zehirlenmesini karıştırmamak lazım.

 

Nedir bu Veysel Efendi meselesi peki? Veysel Kıy, CHP’den Bodrum Belediye Meclis Üyesi seçildi. Kendisi eski Yakaköy Muhtar’ının oğludur. Halil muhtarın o bölgeye çok katkısı olmuştur.

 

Veysel Efendi’nin babası bu seçimlerde kaybetti.  Demokratik zeminde yapılan seçimleri kadın aday Gülcan Aygün kazandı… Bu duruma hoşnut olamayan Veysel Efendi, ‘Ben hiçbir hizmet vermeyeceğim, elimde olan noktalarda da hizmeti engelleyeceğim. Bana kimse gelmesi’ diye yargı dağıtıyor…

 

Veysel Efendi,  unutma eleştirdiğin anlayışa benzediğin anda kaybedersin…

 

Bölgedeki sorunun diğer bir aktörü ise Bodrum’da yaşayan doğu ve Güneydoğulu vatandaşların modern ağalığını yapan kişiliklerdir. Bu tip anlayışlar uzun süreden bu yana bu bölgeyi istismar edip kendi çıkarlarına ve meclis üyeliği olayına indirgemiş durumdalar.  Hemen hemen her seçimde “Burayı çöz oy vereyim, meclis üyesi al oy verelim” diyen bu yapıda bu sorunun sorumlularındandır.

 

İşte bu işin gerçekliği şunu kabul etmiyor. Bir yandan aday olacaksın, diğer taraftan başka partilerde yer alacak isimlerin belirlenmesinde rol oynayacaksın…  

 

İşin özeti hepiniz oradaydınız ve hepiniz de olanlardan sorumlusunuz…

 

İlerleyen yıllarda oradaki oluşacak gettolaşmış bir mahallenin olma olasılığı da oldukça yüksek.