TÜSİAD NE YAPMAK İSTİYOR?

  • Nevavprestij

Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği 13 Şubat’ta yapılan Genel Kurulunda iktidarı hayli rahatsız eden bir rapor yayınladı.

 

Bu raporu ve kişisel eleştirilerini kamuoyuna açıklayan Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras’a da beklenildiği üzere anında soruşturma açıldı.

 

Geçmişte iktidarları yerinden edebilen bir güce sahip iken AK Parti iktidarının uyguladığı sermaye yanlısı politikalar nedeniyle uzunca bir süredir suskunluğunu koruyan Türkiye’nin en büyük sermaye örgütü Tüsiad, neden şimdi tepki verdi?.

 

Uygulanan emek karşıtı politikalar yüzünden işçiler, memurlar, emekliler, çiftçiler, esnaf, toplumun büyük kesimi doğal olarak iktidarın uygulamalarından uzun bir zamandır rahatsız anladık da bu zenginler kulübünün rahatsızlığı neydi?

 

Özellikle de başkanlık sistemine geçildikten sonra mevcut iktidar, tercihini kendine yandaş inşaat müteahhitlerinden yana kullandı.

 

Yani hiç üretmeden aldıkları ballı ihalelerle halkı açlığa mahkum eden, toplumda 5 li çete diye adlandırılan bu kesim de sanayicilerden rahatsızdı.

 

O yüzden üretimden çok tüketim ekonomisine yönelen ve Cumhuriyet döneminde kazandırılan ne kadar üretici işletme, sanayi kuruluşu varsa yok pahasına satarak oto-yol, hastane, havaalanı ve pahalı konut üretip satan inşaat baronlarının önünü açan iktidar da sanayicilere uzun zamandır diş biliyordu.

 

Yoksul halk kesimlerinde olduğu gibi bıçak kemiğe dayanınca itirazcılar kervanına sanayici ve iş insanları da katıldı.

 

“Çeyrek yüzyıla yaklaşan AKP iktidarında, siyasal içerikli yorumlardan ısrarla kaçınan “iş çevreleri “ kamu kaynaklarının bazı yakın kuruluşlara aktarılmasından duydukları rahatsızlığı içeren, kapsamlı bir açıklama ile kamuoyunun karşısına çıktılar.”

 

Hukukun üstünlüğüne vurgu yapan Tüsiad yöneticileri, enflasyonla mücadelenin maliyetine katlanmanın giderek zorlaştığını kaydetti.

 

“Ülke olarak moralimiz bozuk. Güven bunalımı yaşıyoruz.” 6 şubat depremi de dahil yaşanan tüm toplu ölümlerde asıl sorunun sistem bozukluğu olduğuna dikkat çeken Ömer Aras “kurallarımız vardır ama uymayan çoktur, yeterli denetim yoktur. Bu sistemin nasıl düzeleceği çok net bellidir. Sistemin kendi kendini düzeltme mekanizması olmalıdır. Sorumlular görevden ayrılmalı, hesap vermeli ve yerlerine yetkin kişiler gelmelidir.”

 

Olmadı Sayın Başkan, böyle söylerseniz yarın sizin yerinize de kayyum atarlar sonra!

 

Konuşmalara tepki gösteren Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Sivil Toplum Kuruluşlarının görüş açıklaması elbette demokratik bir hak olmakla birlikte, yargıyı ve siyaseti yönlendirme çabaları, demokrasinin ruhuna ve hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır.”

Zaten cezaevlerinde kapasite dolu, mahkumlara yer bulamıyorlar, şimdi bir de siz çıkmayın sevgili Tüsiad yöneticileri.

Kaldı ki sizler alışık değilsinizdir, oralar sizlere göre değil…

Siz boğaza nazır villalarınızda keyifle viskilerinizi yudumlamaya devam edin.

“Avrupa’da en fazla mahkum ve tutuklu Türkiye’de! Tutukluluğun istisna değil, kural haline gelmesi kangrenleşmiş bir sorun.” Demişsiniz üstelik.

 

Oldu mu ya!

 

Sanki yeni bir durumdan bahsediyor gibi şaşırmamızı mı bekliyorsunuz.

Siyasi olaylar açısından da son dönemdeki gelişmeleri “olağanüstü” olarak nitelendiren Aras, muhalefet partilerine ait belediyelerdeki gözaltılar, Menejer Ayşe Barım’ın tutuklanması ve teğmenlerin TSK’dan ihracı gibi olaylara değinenerek “Çok kısa sürede arka arkaya gelen bu olayların toplumda endişe yarattığını ve güveni sarstığını da söylemiş.

Aras bırakmış, bıraktığı yerden Tüsiad YK.Başkanı Orhan Turan almış sözü ve bakın neler demiş.

 

“Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, galiba artık şirket kurmaktan daha kolay. Kadın cinayetlerinin de çocuk tacizlerinin de sonu gelmiyor.”

“Tüm bu sorunların arkasında “hukuka olan güvenin sarsılması” olduğunu savunmuş.

Haydi bakalım gel de çık işin içinden.

Tüsiad üstelik bir de kitapçık yayınlamış, halkı bilgilendirmek için.

Kitapçıkta ekonomik kalkınmanın iki ana yapısal reforma bağlı olduğu söyleniyor.

Bunlardan ilki insana değer katan eğitim ve liyakat. İkincisiyse hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargı.

 

Doğru söze ne denir?

 

Ama yine bizi zor durumda bırakacaksınız.

Size bir şey olmaz da sizin söylediklerinizi yayınladık diye yine olan bize olur.

İktidarın o kadar çok işi var ki, şimdi bir de sizi silkelemekle mi uğraşsınlar.

Kamu kaynaklarından aldığınız payla yetinmeyi bilin siz de!

Bırakın birazda onlar alsın pastadan büyük payı!..

Geç de olsa Tüsiad’ın bu haklı itirazını destekliyorum.

“Kurtuluş yok tek başına! Ya hep beraber ya hiçbirimiz!”